Kalin yerinizde! Ustume varmayin!" Gelenler durdu. Yusuf'un bir kibrit caktigini gorduler. Onundeki ilk balyaya tuttu kibriti. Bir kibrit daha, onun yanindaki balyaya. Kuru tutunler once bir duman salmisti. Sonra bir alev topu yukselivermisti alanin ortasinda... Arabasina bindigini gorduler Yusuf'un. Bir elinde dizginler, ayakta dimdikti. Kamciyi tuttugu obur elini kaldirip uzaklasti. Tekel'e "Dumanini alirsiniz dedim, alin, sizin olsun!"
Necati Cumalı edebiyata yalın şiirlerle ve güçlü Sabahattin Ali etkileri taşıyan hikayelerle girmiş, giderek özgün bir soluk oluşturmuş usta bir Türk edebiyatçısıdır.
1921 yılında bugün Yunanistan sınırları içinde bulunan o dönemin Rumeli Vilayet-i Celilesine(Manasdır'a) bağlı ve Cuma beyleriyle meşhur olan Cuma'kazasında doğmuş, ailesi 1923 Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi kapsamında Türkiye'ye göç ederek İzmir'in Urla ilçesine yerleşmiştir. Ortaöğrenimini İzmir Atatürk Lisesi'nde (1938), yüksek öğrenimini ise Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde (1941) tamamlamıştır. Ankara'da Toprak Mahsulleri Ofisi'nde (1941-1942), Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nde (1945) çalışmıştır. Askerlik sonrası Urla ve İzmir'de avukatlık ve memurluk yapmıştır (1945-1957). 1957-1959 yıllarında Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Ataşeliği'nde çalışmıştır. 1959 - 1963 yıllarında İstanbul Radyosu'nda redaktörlük yapan Cumalı, sonraki yıllarda yaşamını roman ve oyun yazarlığı ile sürdürdü. 10 Ocak 2001 tarihinde yakalandığı karaciğer kanserinden kurtulamayarak İstanbul'da hayata veda etti.
1940'lardan itibaren Varlık, Servet-i Fünun - Uyanış, Yeni İnsanlık gibi dergilerde şiirler yayımlamıştır. İlk kitabı "Kızılçullu Yolu" 1943 tarihlidir. İkinci kitabı askerliği esnasında terhisine yakın geçirdiği "zehirli sıtma" hastalığı yüzünden gönderildiği hava değişikliğinde yazılmış olan Harbe Gidenin Şarkıları'dır (1945). 1945 yılından itibaren şiir, öykü, roman ve tiyatro türlerinin hepsinde birden ürün veren Necati Cumalı, zaman zaman deneme alanına da el atmıştır
Necati Cumalı'nın Tütün Zamanı üçlemesinin son kitabını da nihayet bitirebildim. Bitirebildim diyorum çünkü peş peşe üç tane tütün, köy, vb temalı roman okumak biraz bunaltma sürecine sokuyor gibiydi beni. Fakat diğer iki romanda olduğu gibi bu romanda da olan akıcılık, sahicilik kitabın kolay okunurluğunu sağladı. Diğer iki romana göre bu romanda bazı farklılıklar var; romanın baş kahramanı olarak bellediğimiz kişi/kişiler, başlangıçtan sonra ortadan kayboluyor, tütün işçileri romanın ana eksenine oturuyor, arada başka ana kahramanlar çıkıyor, kayboluyor, vb.. Yazarın babası tütün işçisiymiş ve oğlu Necati Cumalı'ya "bizim sorunlarımızı, yapılan haksızlıkları da yaz bir kitabında" deyince bu üçlemenin son kitabı çıkmış ortaya. Bu açıdan bakılırsa, gerçekten de amacına ulaşan bir kitap. Şimdilerde tütün işçiliği ne durumdadır, bilemiyorum, romanda geçen dönem 50'li yıllar, Menderes hükümeti dönemi. Kitap 1973 yılında yazılmaya başlanıyor ve bitiyor, sonunda düşülen nottan bunu öğreniyoruz. Necati Cumalı, diğer tüm romanlarında olduğu gibi bu romanda da kişileri çok etkili ve başarılı yansıtıyor. Romanın sonu bana göre etkileyici ve sürpriz şekilde bitiyor. Cumalı'nın yazdıkları önünde saygıyla eğilirim; köyü, kırsalı, kasabayı, şehirleri, baskın kadın karakterleri, diyaloglardaki gerçekçiliği, her zaman güçlü ve etkileyici aktarmış bir edebiyatçıdır.
Toplumsal sorunlarin bireylerin ozel yasamlarini nasil etkiledigi, tuccar-devlet-toplum ucgenine yalin ve gercekci bir bakis, degismeyen siyaset ve siyasetci yalanlari, yalan soyleme tarzlari... okurken son ceyrekte sinir sistemimin gerildigini, ofkelendigimi hissettim. Bence modern devlet ve toplum tanimlarinin yapildigi yuzyilimizda, milyonlarca yildir yasayan insan ve insan gruplarinin degismeyen temellerini, cozulmesi gereken sorunlari, yapilan kilit hatalari yerli yerinde bulabileceginiz bir hikaye. Universitelerde, devlet veya yerel yonetimlere adaylar yetistiren egitimlerde ders kitabi olarak bilr okutulabilir.
Roman Feritin hikayesiymis gibi basladi. Ama ilerledikce baska insanlar dahil oldu hikayeye. Ayakta kalma savasi ekmak savasi duzene baskaldiri artik ne derseniz diyin , hikaye ege koylulerinin hokayesiydi Orhan Kemal akdenizin , ozelde Adana koylulerinin pamukla , toprak sahipleriyle olan ssvasin sozculugunu yaparken; Necati Cumali ege koylulerinin sozcusuydu. Necati Cumalinin ilk okudugum eseriydi. Su gibi akti. Hayatin tam kendisiydi. Duygular dusler pismanliklar , gecmis, gelecek; olum ve yasam harika anlatilmis
Necati Cumalı'nın Tütün Zamanı üçlemesinin son kitabı, harikaydı. Kitapların üçü de çok iyiydi, hele bu son kitapta sanki ambarımda türünüm var da piyasa kaçtan açılacak diye beklemeye başladım, üreticinin derdi benim derdim oldu. O kadar kitabın içinde hissettim kendimi. İlk defa şunu düşümdüm:Tütün üreticisinin derdi anlatılmış, pamuk buğday tarlaları anlatılmış da, Karadenizin çayı niye hiç anlatılmışmamış bu kadar güzel, çünkü bu coğrafyadan iyi bir yazar mı çıkmamış:)
Tütün ekicilerinin yaşam kavgası, tüccarların oyunları, politikacıların hesapları o kadar vurucu bir şekilde anlatılmış ki toprakla uğrasan didinen insanların neden para kazabamadığıni, Turkiyenin neden toprakta ileri gidemedigini cok iyi anliyor insan. Üçlemenin bu kitabında aklım çokça Emile Zola'nin Germinal'ine gitti. Germinalde maden işcılerinin dramı ve direnişi anlatılıyordu, burada Ege bölgesindeki tütüm işçilerinin dramı ve direnişi anlatılıyor. Inanılmaz bir üçleme, mutlaka okunası.
"Aldanmak gereksinmesindedir yetişkin insan. Yalanı, güleryüzlü, sıcak bulur. Doğruyu kendini beğenmişlikle, kırıcılıkla suçlar. Hatta, aklın derinlerinden gelen uyarıcı sesini dinlemek istemeyerek, hoşgörü tanımayan öfkesiyle, bağırır, çağırır, doğrunun üstüne yürür, yanılgının ille de doğruda olduğuna inandırmaya çalışır kendini. Politikacılara, ağzı kalabalık satıcılara, din bezirganlarına; köksüz saçma sapan inançlarıyla başkalarını buyruğuna almaya çalışan ülkücülere, hatta kötü romancılara geçim yolu sağlayan, yetişkin insanın bu avunmaya hazır yanıdır."
Yazar yine sonunda bir önceki kitabın bağlantısını yapmış, müthiş sabır dolu yaşanmışlıklar. Olağan üstü bir betimleme ile kaleme alınmış eşsiz yazar Necati Cumalı. Herkezin okumasını isterim.