İş insanı ne iş yapar? Değişen dünyada yeni sorumlulukları nelerdir?Karşı karşıya olduğumuz küresel, yerel sorunların çözümüne iş insanları nasıl katkıda bulunabilir? “Dünyanın en iyi saklanmış sırrı” Türkiye'nin yeni hikâyesi ne olabilir?
Bülent Eczacıbaşı elinizdeki kitapta, yönetim, ekonomi,sürdürülebilirlik, toplum ve kültür-sanat alanlarına odaklanarak bu ve benzeri pek çok ufuk açıcı soruyu gündeme taşıyor. Her biri konusunun uzmanı on akademisyenle gerçekleştirdiği söyleşilerden ve kendi deneyimlerinden yola çıkarak yakın tarihe,bugüne ve geleceğe ilişkin görüşlerini dile getiriyor.
İşim Gücüm Budur Benim, iş dünyasını merak edenler, iş yaşamına yeni giren ya da girmeyi düşünen gençler için yazıldı.
İstanbul’da, 1949 yılında doğan Bülent Eczacıbaşı, İstanbul Alman Lisesi’ni bitirdikten sonra yüksek öğrenimini Londra’da Imperial College’da sürdürdü ve ABD’de Massachusetts Institute of Technology’den kimya mühendisliği dalında master derecesi aldı.
Çalışma yaşamına 1974 yılında Eczacıbaşı Holding’de başlayan Bülent Eczacıbaşı, Topluluğun çeşitli kuruluşlarında yönetim görevlerinde bulundu. 1991-1993 yıllarında TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği) Yönetim Kurulu Başkanlığı, 1997-2001 yıllarında TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanlığı, 1993-1997 yıllarında ise TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı) Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı, 2000-2008 yıllarında İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptı.
Halen Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı olan Bülent Eczacıbaşı, TÜSİAD’ın Onursal Başkanı, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’nın Onursal Başkanı, İstanbul Modern Sanat Müzesi’ni bünyesinde bulunduran İstanbul Modern Sanat Vakfı’nın Mütevelli Heyeti Başkanı, İKSV (İstanbul Kültür Sanat Vakfı) Yönetim Kurulu Başkanı’dır. Eczacıbaşı ayrıca, TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı) Yüksek Danışma Kurulu’nda yer almaktadır.
Eczacıbaşı ailesi Türkiye'nin son kalan değerlerinden. Bunu yeni dönem Türk insanının anlaması pek kolay değil. Halka dayatılan bir zengin düşmanlığı var. Sonuçta eğitimli kesimini miting meydanlarında yuhalatan siyasilerin ülkesinde yaşıyoruz.
Bülent Eczacıbaşı'yı en son Nilay Örnek'in podcast'inde dinlemiştim (https://nasil-olunur.simplecast.com/e...). Biyografiler ve iş dünyası kitapları arasından, özellikle bu ailelerin kitaplarını okumayı çok seviyorum çünkü hem Türkiye'nin geçmişine ışık tutuyorlar, hem de bilime, sanata ve kültüre yaptıkları desteklerle ülkenin gerilemesini yavaşlatıyorlar. Tek başına başarılı olamıyorlar ama en azından deniyorlar.
İşim Gücüm Budur Benim, tam da Bülent Eczacıbaşı'nın kalitesinde. Mükemmel bir basım. Her detayı ayrı güzel. Kağıt kalitesi harika. Oturumlar arasındaki küçük resimlere bayıldım. Önce hepsini aynı sandım ama elbette ki kolaya kaçmamışlar. Hepsi birbirinden ayrı ve özeldi.
Kitaba gelecek olursak ben Bülent Eczacıbaşı'nın yazdığı Önsöz ve bölüm aralarını daha çok beğendim. Açıkçası dinlemenin daha kolay olacağı üç kişinin arasında geçen bir diyaloğu okumak akışı zorlaştırdı. Mecburen konuşma dili ve devrik cümlelerle yazıldığı için moderatörlü bölümlere bayılmadım.
Yer yer de Bülent Eczacıbaşı'nın aşağıdaki gibi söz kesmelerine de ayrıca güldüm. "Geleceğiz oraya" "Açıkla"
Aslında Bülent Eczacıbaşı moderatör gibi ancak çoğunlukla misafirlerinden daha fazla söz alıyor. İlk bölümde Yılmaz Argüden'le birlikte Özlem Yıldırım Öktem'e neredeyse hiç söz vermiyorlar (ya da araya giremiyor).
İş dünyası biraz "su" gibidir. Bulunduğu kabın şeklini alır. Bunu Jak Kamhi'nin Gördüklerim Yaşadıklarım kitabında çok net görmüştüm. Açıkçası Refet Gürkaynak'ı tanımıyordum ama bundan sonra "adamımdır"! Aklına ne geliyorsa söylüyor. Yapamadık değil, yapmadık diyor. Teşviklerle ilgili kısma da ayrıca katılıyorum.
Bülent Eczacıbaşı, babası Nejat Eczacıbaşı ve Vehbi Koç'un Türk Eğitim Vakfı'nı kurduğu dönemi anlatıyor. Sanata yaptığı katkılarla Sabancı Vakfı'nı övüyor. Bu ne kadar güzel birşey. Ülkesine katkı yapan her topluluk değerli. Bugünün sülükleri gibi ülkeyi sömürmüyor. Bugün devletten ihale üzerine ihale alan hangi topluluk için bunları söyleyebiliriz? Hangisinin entellektüel birikimi geçtiğimiz elli yılın İş Dünyası'na denk olabilir? Hangisi bilim-kültür-sanat için ülkesine bir çivi çakmıştır?
Sonuç olarak bu kitap finans, iktisat, çevre araştırmaları, kültür, sanat, bilim konusunda çok araştıran, çok okuyan, kitabını araştırmalar, raporlar, referanslar, dipnotlar ile temellendiren, bir makale titizliğinde yazan bir İş İnsanı'nın eseriydi.
Varsın bu kitabın bu kadar az okunması da bizim ayıbımız olsun.
kitap bence oldukça yetersiz, editöryel olarak da zayıf. tek ilgimi çeken şey, çeşitlilik konusunu çok ele almış olmaları ve 28 Şubat’ı demokrasiye bir vurgun olarak görmeleri. insan şaşırıyor pratikteki karşılığına :)
Muthis bir dusunce yazisi. fikir yurutmeler ve sistemli konu incelemeleri cok surukleyici bir sekilde yazilmis. Ciddi arsiv taramasi yapilip referans gosterilmesine, bazen teorik konulara dalinmasina ragmen okumasi cok rahat. Bulent Bey'in ve dusun ortaklarinin perspektifleri bugunun dunyasini anlamaya yardimci oluyor. Bircok kismini not aldim, aklimda kalan en carpici temalardan birisi: riskleri gercekci bir iyimserlikle degerlendirma konsepti. Muhakkak okumanizi tavsiye ederim.
Kitap Bülent Eczacıbaşı’nın kişisel fikir ve düşünce yazıları haricinde alanında uzman kişilerle yapılmış söyleşilerden oluşuyor. Kitabın ilgimi çeken bölümlerinde farklı düşünceleri okumak keyifli olsa da ilgimi daha az çeken bölümlerde uzun uzun söyleşi okumak yordu. Yine de kitaptan güzel dersler çıkarılabileceğini düşünüyorum. Özellikle KOBİ cenneti olan ülkemizde, kurumsallaşmak isteyen her KOBİ sahibinin okuması gerektiğine inanıyorum. Güzel bir başlangıç noktası olabilir..
Eczacıbaşı'nın kuruluşu, 60'lar 70ler zamanı, türkiyenin yapısal sorunları gibi kısımlara değinilmiş. ben daha çok günümüz konularına değinmesini beklerdim sanırım o konular, tavsiyeler bir sonraki kitapta. söyleşilere de ağırlık verilmiş. beklediğimi ben bulamadım. eczacıbaşı gibi ülkenin önemli iş adamından çok daha farklı bir kitap beklerdim.
bülent bey güzel yazmıs ama aaa bunuda bilmiyordum denilen şeyler değiller genel kultur amaclı okunabilinir. iceriği güncel değil. genel kultur amaclı ulkemizi tanımak için okunabilinir beklenti fazla olmamalı.