“Ölüm en büyük korkum olmuştu ve ben ölümü her saniye yaşarken yeni korkulara kucak açamazdım, biliyordum.” Yeşil, arkadaşlarıyla birlikte Ötanazi Okulu’ndan kaçma girişiminde bulunur. Bu girişimi kurtuluş olarak gören genç kız, aslında kendini hiç de olmak istemeyeceği bir yerde bulacaktır. Yeşil’in artık saklanması gerekmektedir ve onu saklayacak kişi hiç ummadığı birisi olacaktır. Hayatını zehreden, ona en sevdiklerinin acısını yaşatan ve hayatı boyunca taşımak zorunda olduğu hastalıklı kalbi kendisine naklettiren kişiyle yüzleşmesi gerekecektir. Gerçekleri öğrenmenin ve özlemini çektikleriyle karşı karşıya gelmenin çoktan zamanı gelmiştir. Aksiyon ve gerilimin gitgide arttığı Ötanazi Okulu serisi, aynı heyecanla kaldığı yerden devam ediyor. “Buradayım; senin dünyanda, senin evinde, belki de ilk adımlarını attığın bir yerde. Bir yanım burada seni bekliyor ama bir yanım da gelmenden ölesiye korkuyor ama sen yine de gel.”
İkinci kitaptan daha iyiydi ama hala çok iyi değil. Cheesy olmaya devam ediyor. Olaylar tekrar edip duruyor. Drew'un davranışlarından gına geldi. Herif yemin ederim Amerikan dublaj gibi. Kadın kadın diyip durması öyle gıcık ediyor ki beni. Delirtti resmen. Sadece meraktan 0 zevk alarak okuyorum. Tüm repliklerde ayrı cringe oluyorum.
Yeşil ve Gölge’nin macerası tüm hızıyla devam ediyor. Yeşil, uyandığında serumun etkisiyle son bir yılla ilgili hiçbir şeyi, hiç kimseyi hatırlayamaz. Erich, Yeşil’in bu durumunu yakın çevresindekilere söylediği için, herkes anlayışla yaklaşır kendisine. Bundan en çok Emily ve Drew etkilenir doğal olarak. Ama hatırlayamamak belki de bazı durumlarda daha iyidir. Özellikle de Ötanazi Okulu gibi bir yerdeyseniz!! Siz ne dersiniz?
Drew’la karşılaşıp ondan oldukça korkan ve köşe bucak kaçan Yeşil, tatsız bir olay sonucu tüm unuttuklarını hatırlar. Bu noktadan sonra da sürpriz olaylar, aileler, FBI, iş fırsatları derken aksiyon eksik olmaz hayatlarından. Yeşil ve Drew ilişkisi ise bir dargın bir barışık, zikzaklar çizerek devam eder kitap boyunca. Green ve Marshall aileleri, Ötanazi Okulu ve Yeşil’in kalbi ile ilgili pek çok şey öğrenir okuyucu öykünün devamında.
Kendi adıma, en çok merak ettiğim kısım ise, kalp naklinin kahramanlarımızı nasıl etkileyeceğiydi. Cevabını bu kitapta okuyabildim mi? Kim bilir???
Konu olarak ilgi çekici, sade ve akıcı bir dille yazılmış bir kitap Ötanazi Okulu 3. Olay örgüsünü, Emily- Marcus-Deborah ve Drew- Yeşil ilişkisini okurken çok eğleniyorum. Zaman zaman dramatik, kimi zaman komik, bolca romantik, kimi zaman da korkutucu olaylar okuyoruz kitapta. Monotonluk yok yani içerisinde. Marcus’un komik tavırlarını; çoğunlukla acımasızlığıyla çevresinde terör estirirken, Yeşil’in yanındaki pamuk şekeri halleriyle Drew’un olduğu sahneleri okumayı da seviyorum. Drew ve Yeşil ilişkisinin sonunu nasıl bağlayacak yazar merak ediyorum. Ama bu kitap serinin son kitabı değil maalesef.
Aslında bana fazla genç kurgu gibi gelse de, hafif bir fantastik ve az da olsa şiddet içeren sahneleri olan hoş bir kitaptı. Serinin dördüncüsünü de okurum büyük ihtimalle. Sizler de benim gibi genç kurgu kitapları seviyorsanız beğenerek okuyacağınızı düşünüyor, bol okumalı günler diliyorum.
Selam millet 👩🏻🦰 Ötanazi okulu serisinin üçüncü kitabıyla geldim 🥰 Seriyi @kitaplardakimelodi ile birlikte okuyoruz 😍
Siz seriyle tanıştınız mı? 🤔
🌸Kitabın Konusuna Gelecek Olursak🌸
•Yeşil, Ötanazi okulunda gizli ve ölümcül bir yaşam sürmektedir. •Okulun içindeki sırlar gün yüzüne çıkarken Yeşil ölüme bir adım daha yakındır. •Gölge ise kalbine uyumlu kişiyi bulmak için çabalıyor. •ikinci kitabın sonunda yaşananlar yüzünden Yeşil hafızasını kaybediyor ve ameliyatta kendine geliyor. •Ameliyatın iptal olması üzerine okula geri döner ve hafızası yavaş yavaş yerine gelirken okulda çıkan kavga sırasında Yeşil arkadaşları ile okuldan kaçmanın yolunu buluyor. •Okul dışındaki hayatta ise onu bambaşka bir yaşam bekliyor.
🌸Kitabın Yorumuna Gelecek Olursak🌸
•Puanım 4/5 •Kitabın başı heyecanla başladı 😍 •Yeşil’in hayatı başka bir evreye evrildi •Babasına ve hastalığına dair merak ettiklerimiz bir aydınlanma yaşadık ki baya merak ediyordum •Şu ana kadar serinin en heyecanlı kitabıydı •Ara sıra Yeşil ve Gölge beni sinir krizine sürüklediler ama olsundu 😅 •Marcus kitapta en eğlendiğim karakter ve tuhaf bir adam 😂 özellikle kitabın başında •Serinin son kitabını merak ediyorum bakalım neler olacak
Sizlere alıntı bırakarak kaçıyorum 👩🏻🦰 #alıntı 🌸 “Sürekli zamansızca birbirimizden gidiyorduk ama unuttuğumuz bir şey vardı; ölüm, vedaları beklemezdi."
🌸 "Kalpsiz adi" dedim. "O dilini gerçekten keserim, kadın!" Dedi kaşlarını çatarak. "Konuşamıyorum, adam" dediğimde gözleri gülüşüme kaydı ve öfkesi biraz olsun dindi. "Ben seni hep duyuyorum."
Kitap çok güzeldi. Özellikle sonunu okurken şekilden şekile girdiğimi itiraf etmeliyim. Fakat kitabın bazı sahnelerinde Drew çok kıskanç bir insana dönüşüyor ve bence tepkileri çok abartı oluyor. Her ne kadar bu sahneleri okumaya bayılmasam da kitap güzeldi ve devamını bekliyorum.
Dürüst olmak gerekirse olay olarak ilk iki kitabdan daha sürekleyici ve insanı meraktan çıldırtarak okuttu.Ama kitabda acayip derecede klişe var(özellikle Yeşil ve Drew arasında),bi defa değil bir kaç defa devam eden bir klişe.Ki,zaten bir süre sonra okuru sıkıyor.4-cü kitap şu an bende yok diye okuyamayacağım ama sonu gerçekten heyecanlı bitdi.Fırsatım olduğunda devamını okumak isterim.Yalnız Marcus bir gün banada dava açıcak diye korkuyorum ahshssh.Kitabda en sevdiyim çift Marcusla Emily şüphesiz.İnsan okurken kıkırdaman edemiyo:D
ilk iki kitaba göre üçüncü kitabı okurken daha çok keyif aldım. bir de hesapta yavaş okuma kararı almıştım dördüncü kitap çıkana kadar ama meraktan tek lokmada yuttum hepsini