Paperback. 13,50 / 21,00 cm. In Turkish. 496 p. Edited by Elif Evin Cover designed by Sidem Zelal Edin Hayallerine kavustugu, mutlulukla yeni tanistigi anda kaybolan Gökçe'nin yoklugu, en çok dostlarini etkiler. Yillar sonra bile çözülmeyi bekleyen olayi arastiran arkadaslari, önce kendi hayatlarindaki sirlarla karsi karsiya gelirler. Gerçege ulasmak ise sandiklarindan daha zor olacaktir. Geçmisin izleriyle yasayan Yanki'yi, geçmisi simdide arayan Alper'i, geçmisten kaçmak isteyip ona tutsak olan Erdem'i yillar sonra bir araya getiren sey Gökçe'nin kendisini tekrar hatirlatmasidir. Ve bu kez herkes kendi sirlariyla yüzlesmek zorunda kalacaktir.
❗️Yorumum spolier içerebilir. Bu tarz gizem ve cinayet kitaplarını okumayı çok seviyorum. İlk defa bir Türk yazardan bu tarz bir kitap okudum. Dilara’nın okuduğum ilk kitabı bu arada ve ben Dilara’nın dilini sevdim. İnsanı sıkmayan, akıcı bir dili var.Sadece bu kitapta insana duyguları tam geçiremediğini düşünüyorum. Bunu da üzülmem gereken kısımlarda çok üzülemediğim için dile getiriyorum. Ama şuna eminim ki Dilara’nın diğer kitaplarını da kesinlikle okuyacağım. Evet şimdi kitaba geçelim. Açıkçası kitap beni çok şaşırtmadı. Olaylar bence tahmin edilebilirdi ki ben katili de tahmin etmiştim. Kitap Gökçe’nin ölümüyle başlıyor ve biz Gökçe’yi kimin öldürdüğünü bulmaya ve arkadaşlar arasındaki sırları öğrenmeye çalışıyoruz. Karakterlere geçersek Hakanı ve Burcu’yu hiç sevemedim. Burcuyla empati maalesef ki yapamıcam. Yaptığı şeyler affedilebilir değildi. Yazarın ona mutlu bir son yazması garipti. Çünkü olayların çoğunu burcu kaplıyordu ve bilemedim işte. Yankı ve erdem karakterini sevdim. Gökçe’ye pek ısınamadım nedense. Gökçe’nin ders çalışmam lazım lafı eğitim sistemimizi o kadar iyi anlatıyor ki. Gökçe okudukça üniversite sınavına çalıştığım zamanlar aklıma geldi ve gerçekten korkunç yıllardı. Semih’in saçma bir nedenden dolayı katil olması saçmaydı, mal Semih bunun için kız mı öldürülür ya ! Siyah kurdelenin açıklaması da çok kötüydü. En çok onu merak ediyordum ve hayal kırıklığına uğradım.Alperden bahsetmeyi unutmuşum. Yarım kalan aşklar beni her zaman üzer. Bu kitapta en çok üzüldüğüm karakter kesinlikle Alperdi. Ne diyoruz? ✨Başka bir evrende en güzel halinle…
Bence kitap cok guzeldi gerek akiciligi olsun, anlatimi olsun yazimi cok cok guzeldi. Bazi okudugum kitaplarda oldugu gibi birden fazla kisinin bakis acisini ve geriye donuslerinin yazimi kafa karistirici olabilir diye endiselenmistim ama yazimi gayet acikti. Tek elestirim olacak seyleri tahmin edebilmemdi. Katil disinda kitapta olan cogu ters koseyi tahmin edebildim ama bu beni kitaptan sogutmadi hatta tahminlerim dogru diye daha da heyecenlandim, sikici bulmadim.
Dilara Keskin muhteşem bir iş çıkarmış🩵.Her ne kadar katil tahmin edilebilir olsada ülkemizde çok nadir bu tür kitaplar görüyoruz.Son yıllarda kadın cinayetleri bu kadar artmışken üstüne bir de bu kitabı okumak yüreğimi sızlattı..Özellikle kitabın sonunda ağlama raddesine kadar geldim.Bu kitap bana bir şarkı sözünü hatırlatıyor:”Başka bir evrende,en güzel halinle…”✨
Hukuk okuyacaktı o... Anne olacaktı belki de? Alper'le ayrılmazdı kesin. Gökçe ve Alper için her şey çok geçti ama. 3. Şahıs anlatımlı bir kitap. Başta biraz kafam karışmıştı ama ilerledikçe anlıyor insan bazı şeyleri. Güzel bir kitaptı, ama favorilerime girmez. Alper'in Gökçe'nin ölümünden sonra yaptığı şey. Berbattı.
Kitabı beğenmeyenler olduğunu duydum ancak ben çok beğendim tabiki eklenmesi gereken ve saçma gelen şeyler var. Çoğu kişi kitabın sonunda ağlamış ben ağlamadım fakat içimde bir şeylerin parçalandığını hissettim. Üzücü bir kitap fakat ben çok beğendim akıcıydı.
Hayallerine kavuştuğu, mutlulukla yeni tanıştığı ve "evet artık mutlu ve huzurlu bir hayat beni bekliyor" dediği anda kaybolan Gökçe'nin yokluğu, en çok dostlarını etkiler. Yıllar sonra bile çözülmeyi bekleyen olayı araştıran arkadaşları, önce kendi hayatlarındaki sırlarla karşı karşıya gelirler. Gerçeğe ulaşmak ise sandıklarından daha zor olacaktır. Geçmişin izleriyle yasayan Yanki'yi, geçmişi simdide arayan Alper'i, geçmişten kaçmak isteyip ona tutsak olan Erdem'i yıllar sonra bir araya getiren şey Gökçe'nin kendisini tekrar hatırlatmasıdır. Ve bu kez herkes kendi sırlarıyla yüzleşmek zorunda kalacaktır...
Kitap hem çok güzeldir hem de çok üzücüydü. Ana karakterimiz Gökçe gerçekten pırıl pırıl bir kızdı ve ölmesini kitap boyunca asla sindiremedim. Katili öğrenince şok oldum ve kitabı uzun bı süre okuyamadım. Bütün bunların dışında kurgunun konusu ve yazımı sizi kitabı okumaya teşvik ediyor bir süreden sonra bağımlısı oluyorsunuz. Bana göre bir kitap değildi o yüzden çok sevdim diyemem ama asla da kötü bir kitap değildi. Eğer Dilara Keskin okumaya başlıyacaksanız Kaybolmuş Ruhlar Sarayından başlayabilirsiniz daha sonra bu kitabı okuyabilirsiniz.
''Bir yerde duymuştu: Eğer iyi biri ölüme kavuşuyorsa, o şehir yas tutar ve ağlar. İstanbul, bu gece Gökçe için ağlıyordu. Alper, gökyüzüne baktı ve İstanbul'la birlikte ağladı.''
yarım kalan ciftlere olan zaafım tavan oldu
This entire review has been hidden because of spoilers.