El Kızı

by Orhan Kemal

Zengin avukat Mazhar Bey, öğrencilik yılları sırasında seviştiği fakir Nazan'la evlenir. Son derece iyi yürekli olan Nazan, küçük oğlu ve kocasıyla mutludur ama, evde kötü kalpli, masal cadısı gibi bir kaynana vardır. Masum ve "iyi"nin temsilcisi genç kadın, "kötü" kaynananın çevirdiği dolaplar yüzünden kocasını kaybeder.

Genres: Novels, Turkish Literature, Fiction

400 pages, Paperback

First published January 1, 1960

About the author

Orhan Kemal, (Mehmet Raşit Öğütçü) writer of short stories and novels was born in Adana in 1914 and died in Sofia in 1970. His father, Abdülkadir Kemali, was an MP from Kastamonu during the first term parliament of the Turkish Republic. Abdülkadir Kemali, a lawyer by profession, established The Ahali Party which was dissolved causing its founder to have to flee to Syria. In order to accompany his father, Orhan Kemal had to miss his final year of secondary school. Orhan Kemal stayed in Syria for a year, returning to Adana in 1932. He worked as a laborer, weaver and clerk in cotton gin mills. During his military service he was sentenced to 5 years imprisonment for his political opinions. Bursa prison became a turning point in his life and art work as he met Nazım Hikmet who greatly influenced him. On his release in 1943, Orhan Kemal, moved to Istanbul (1951), where he worked as a labourer, a vegetable transporter and then as a clerk for the Tuberculosis Foundation.From 1950 onwards he tried to live upon the income gained from writing. Orhan Kemal died in Bulgaria. His body was returned to Turkey and buried in Zincirlikuyu cemetery.

Kemal’s first poem was published in Yedigün under the name of Raşit Kemal (Duvarlar 25.04.1939) Further poems written under the same pen name are Yedigün and Yeni Mecmua 1940. On meeting Nazım Hikmet, Kemal wrote under the name of “Orhan Raşit” (Yeni Edebiyat 1941) Impressed by Nazım Hikmet, Kemal concentrated on stories as opposed to poems. His first story, “Bir Yılbaşı Macerası”, being published in 1941. In 1942 he adopted the name Orhan Kemal when writing stories and poems in Yürüyüş. He found fame through stories in Varlık in 1944, his first collection of short stories “Ekmek Kavgası”, and first novel “Baba Evi”, was published in 1949. Early works depicted characters form the immigrant quarters of Adana Kemal described the social structure, worker employer relationships and the daily struggles of petty people from industrialised Turkey. He aimed to present an optimistic view through the heros of his stories. He never changed his simple exposition and thus became one of the most skilful names of Turkish stories and novels. He also wrote film scripts and a play called “İspinozlar”. Dramatisations have been made of “72.Koğuş”, “Murtaza”, “Eskici Dükkanı”, “Kardeş Payı”. After his death a novel award was arranged in his name (1971).

Reviews

[kaire · Rating 5 out of 5]

لطيفه جدا ً وجذابه ومهضومه
لا توجد بها فزلكات وحداثه وما بعد الحداثه
ولا قبل الحداثه والرمزيه وما بعد الرمزيه
ولا كل هذا الهراء الفارغ
ببساطه روايه جميله وترجمتها أجمل
تشتمل على قصه إنسانيه تهم النساء كثيرا
وعنصر الجذب والتشويق بها عالي وتحتوي على
بعض المفاجئات بالنهايه
أنصح بها كثيرا

[Nia S. · Rating 5 out of 5]

Hayatınızda ilk okuduğunuz kitap nedir sorsalar. Çoğu kişi çocuk hikayeleri der. Benim ilk kitabım bu kitaptı. Hiç çocuk için uygun bir kitap değil derseniz eğer, annem de aynı tepkiyi vermişti. Okula başlayan ablamı izleyerek alfabeyi öğrenmiş, 4.5-5 yaşlarımdayken boyumun yettiği yerde bulduğum ilk kitabı okumaya başlamıştım. Daha sonra anneme gidip “Ben bu kitabı bitirdim” dedim. Annemin yuvalarından çıkacak gözlerini hatırlıyorum: “Senin yaşına uygun kitap değil ama o” diye. Sonra rastgele bir sayfasını açıp, “Burada ne yazıyor, bana anlatır mısın?” diye sordu. Daha dün gibi hatırlıyorum: “Bu yüzük bir zamanlar “ diye başlayan bir cümle. Bir kaç kere denememe rağmen, cümleyi anlatamadım. Annem de sadece “okuduğumu” anlayıp rahatladı.
Kitap Azerbaycan diline çeviriydi, kelimelerin bir çoğu günlük dilimizde kullanılmıyordu. O yüzden bazı yerleri anlamak için ne kadar mantık yürüttüğümü hatırlıyorum. Mesela, erkek kardeşimin ismiyle aynı “Hikmet hanım” karakterinin olması kafamı çok karıştırmıştı 😊.
Fakat ne hikmetse, çok özel yeri oldu bu kitabın benim için. Lise yıllarımda kaç kere olduğunu hatırlamadığım kadar tekrar okudum. Yine tercüme, “Yad qızı” başlıklı, turuncu kapaklı kitabımı. Ta ki yıllar sonra evden kilometrelerce uzakta, tekrar okumak istediğimi hissederek online, bu defa orijinal yazıldığı dil ve üslupta bularak. Cümleleri, ifadeleri ezbere hatırladığımı gördükçe duygulandım, benim için ne kadar özel yeri olduğunu anladım bu eserin. Aynı zamanda, dil üslubunun günümüz Azerbaycan diline ne kadar yakın yazılmış olduğunu fark ettim; büyürken duyduğum Türkçede kullanılmayan ne kadar çok ifade varmış edebi dilde. En önemlisi de, ilk kez kitabı asıl “uygun” yaşta okuduğum için etkilendim. Neredeyse bir asra yakın ömrü olan bir eserin sanki günümüzde yazılmışcasına tanıdık konular, benzer hayatlar ve hala ders çıkarılacak nitelikte olması yazarın ve eserin ölümsüz olduğunun kanıtıdır.
Tekrar görüşmek üzere, ilk okuma arkadaşım!

[Meryem · Rating 3 out of 5]

Kitap gayet akıcıydi. Nazan çok ağır şeyler yaşıyor ama biz onun iç dünyasını çok iyi okumuyoruz bence. Okurken bazı yerlerde cidden yoruldum ben. Ben böyle aşırı saf karakterler okumayı sevemiyorum. Kitapta en çok Nazan ve Haldun a üzüldüm. Keşke onlar için bi mutlu son olsaydı oğul ile anne kavuşsaydı. Genel olarak sevdim ama beni ağlatmadı ya da etkilemedi. Çoğu zaman eski Türk filmleri izliyormuşum gibi hissettim. Bir de mesela Hacer in sonunu, acı cektigi anları okumamış olmamızı sevmedim. Aynı şekilde Haldun büyüdükten sonra Neriman ile de bir görüşmesini isterdim. Nazan in o kadar acı çekişi boşa oldu. Ona o acıları çektirenler asla ettiğini bulmadı ve bunu sevmedim.

[Sarah saied · Rating 4 out of 5]

عزيزتي ناظان..ليغفر الله لك.
فلا عزاء للغباء والضعف في هذه الحياة.

[Sara Shemes · Rating 2 out of 5]

فرق شاسع بين الغباء والطيبة
البساطة والأنقياد
لم أتعاطف مع ناظان فهى شخصية سلبية منقادة
أستحقت مع حدث معها فهى التى أختارته بسلبيتها وأنقيادها
تجربة أولى مع أورهان كمال أكتشفت من خلالها قدرته
على توصيل المشاعر من خلال الكلمات بطريقة جيدة
فعلى الرغم من تقليدية الموضوع أستطاع الكاتب أن يخرج رواية لا بأس بها

[Bahar · Rating 5 out of 5]

Türkçeye özlemimi dindiren, hakiki bir roman. Yerli edebiyatımızın klasiklerinden. Orhan Kemal sokağı olduğu kadar haneyi de iyi tanıyan, toplumsal bağlamı içinde bireyin imkansızlıklarına ışık tutan bir yazar. En çok Arkadaş Islıkları romanını severim.

[Azra · Rating 5 out of 5]

Okurken kalbim durdu bu ne dram abi

[Evrim Buyukaslan · Rating 2 out of 5]

Anlatım akıcı ama tam türk dizisi kıvamında hakaretler mutsuzluklar fakirlik umutsuzluk….hiç sevmedim

[Joy · Rating 5 out of 5]

Nazan çok enayi bir kadın hani. Eskiden iyi ve erdemli insan olmak nedense hep saflıkla, yapılan her şeye susmakla gösteriyormuş saçma yani. Kaynanan , kocan ağzına sıçtı hala, ay belki de suç bendedir diyorsun? lezbiyen ilişki gerçekten şoktu ve inanmazsın asla homofobi olmadan anlatılmıştı, bir de Mazhar’a da ayrı sinir oldum ama sonra dedim ki adamın da bir tane hayatı var ama ya, o da yaşasın gönlünce.
Kaynana geberse çok daha mutlu olabilirdim bu arada.

[Marwa Abdullah]

وصولا الى الصفحة 305 و لم أستطع أن أكملها.
لم تبهرني ..
لم تشدّني مطلقا.
رواية عادية و ربما ساذجة ..

قد أعود إليها في وقت آخر و قد لا أعود.
المهم أنني حاليا أحسست بأني فقط أضيع وقتا في الفراغ.

❤

[Funda Özmen · Rating 4 out of 5]

Sonu farklı olsun isterdim 😢

[Hicran · Rating 3 out of 5]

Toplumcu gerçekçi bir roman okuyacağımı sanarken bu kadar dram, bu kadar aile içi entrikalar, evlilik, kadınların ve erkeklerin toplumsal cinsiyet rolleri, adalet uğruna yiten hayatlar, adaletsizlikler sonucu kendini ölüme terk eden zavallılar… Öyle yoğun ama öyle akıcı bir anlatım ki insan sinir olmakla birlikte asla elinden bırakamıyor. Dram kere dram… Çoğunlukla bir Tanzimat romanı okuyormuşum izlenimi verdi kitap. Gerçekçi değil diyemem ama bu kadar sarsıcı olayların tek aile üzerinden anlatılması anlatımı gerçekleşmez gibi görünüyor. Her şeye rağmen şahane bir üslupla yazılmış bir Orhan Kemal okuması!

[دينـا · Rating 3 out of 5]

تبدو القصه للوهلة الاولى ساذجه ، نزاعات يوميه بين الحماة والكنه ، غير ان لها عمقا نفسيا كبيرا
فهذه الكنه - ناظان - مختلفه ..واستطيع القول انها شخصيه محيره جدا فلا تعرف هل تتعاطف معها ام تقرعها لسذاجتها اللامعقوله !!
"لقد فعلت كل ما طلبوه مني ومع ذلك صرت مذنبه " !!
الرواية تحلل الطبيعة النفسيه للانسان عموما ، وتطرح فكرة ان امور صغيره نمارسها او هي جزء من شخصياتنا تلعب الدور الاكبر في تحديد مصيرنا !
التقييم 3.5

[Bogac F · Rating 5 out of 5]

çok etkileyici ve bir o kadar sürükleyici bir kitap. Orhan Kemal'in diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum.
evlendiği zaman kendi ailesini tamamen arkada bırakıp yeni hayatına alışmaya çalışan ve hiç bir zaman hak ettiği değeri göremeyen kadın kahramanımızın başına gelenleri konu ediliyor. çok çok çok güzel bir roman.

[Bahar Abd Perktas · Rating 3 out of 5]

Türk filmi tadında akıcı bir kitaptı. Zaman zaman okurken fazla abartılı olaylar yaşandığı düşünüp sahiciliğini sorgulatsa da gerçekçi unsurlar da az denemeyecek kadar çok. Kitap toplumda kadının ötekileştirilmesine, bir kenara atılmasına ve hor görülmesine ayna tutuyor. Öte yandan toplumsal ahlak anlayışını da sorgulatıyor.

[Fatih · Rating 4 out of 5]

Hayat herkese adil ya da eşit davranmıyor, herkesin sınavı ayrı da denebilir tabii. Yaşar Kemal, Kemal Tahir ve Orhan Kemal gibi yazarlar bilindiği üzere toplumcu gerçekçilerdir, lafı dolandırmaz, doğrudan yekten söylerler. El kızı, hayatın sillesini yemiş sessiz sakin bir kadının romanı. El kızı bahane, toplumun yozlaşmış yapısı, adam eline bakan kadının silikleşmesi, adamların adam olmayışı, dedikodu ve iftirayla beslenen komşu ilişkileri ve toplumun garibanlara bakış açısı gibi birçok sorunlu alanın eleştirisi yapılıyor.

Avukat karısı olan Nazan, kocasının yolunu gözler, asla sorularıyla bunaltmaz ama işve cilveden de anlamaz bir kadındır. Kocasıyla pek bir derdi yoktur ya kaynanası canına okur. Kızcağız saçını süpürge eder, yine de yaranamaz, tertemiz bir hayatı olmasına rağmen kendisi her naneyi yemiş kaynanası gelinini evden yollamak için türlü oyun yapar, yaşına rağmen halen gözü sokaktadır bu sırada.

Bu arada avukat olan Mazhar da gençliğinde hoppa olan anasının başkasıyla evliyken sarışın bir subayla ilişkisinden dünyaya gelmiştir. Gel zaman, git zaman Mazhar, Nazan’ın silik karakterinden de annesi Hacer’in baskısından da bezmiştir, yolu bir şekilde davasına baktığın adamın barına düşer, orada da gözüne Jale (gerçek adı Neriman) çarpar, Neriman Nazan gibi değildir, ağırlığı olan cilveli ve işveli bir kadındır. Mazhar’ın aklı başından gider. Zaten pamuk ipliği giden evliliklerini 3 talakla bitirir, bu Nazan’ın evden gitmesi demektedir. Nazan, ağzını bile açmaz tek derdi oğlu Haldun’dur ama Neriman güzel bir manevrayla zaten alışmış olduğu çocuğu tutup Nazan’ı yollar, hepten kötü de davranmaz Nazan’a ama Nazan için hayatın sillesi gelmek üzeredir. Bu arada kısa zamanda Hacer Hanım da uygunuyla evden sepetlenir. Günahtan korktuğunu ve aptesli namazlı olduğunu söyleyen Hacer Hanım, Nazan’a yaptıklarına pişman olmuştur ama zaman geri dönmez.
Kar tanesi kadar temiz ama kendini koruması gerektiğini fark etmekten bile aciz Nazan, teyzesiyle kalırken salyasını akıtanlara karşı koyamaz. Haldun’un hasretine anca ona kavuşacağı gün hayaliyle dayanan Nazan, artık geri dönüşü olmayan yola girdiğini anlamıştır, artık Haldun’u görmek bile istemez, çünkü ona göre kendisi artık kirlenmiştir ve çocuğuna layık değildir. Nazan’ı kısa zaman içinde uyuşturucuya da alıştırırlar ve bir süre sonra hapse düşer.

Babasının elim bir kazada dürüstlüğünün ve namuslu oluşunun bedeli olarak öldürülmesinden sonra Neriman abisinin yanına gider ve Haldun, babasının arkadaşı avukat Nihat Bey’e verilir. Haldun, bebek gibi bakılmaktadır ama Nazan yıllarca çocuğunu göremez. Nazan, hapisten çıkınca uyuşturucu krizlerine rağmen ne olacaksa olsun çocuğunu en azından bir kere görmek ister ama kader ağlarını örmüştür.

Demek, ruh yıkıntıları insanı fena yoruyor. 63
Demek oluyordu ki, aşktan başka şeyler de vardı kadınla erkeği bağlayan! 107
İnsanın attığı taş istediği kuşu vurmuyor ki. 344

[Esther-Eve · Rating 4 out of 5]

Toplumsal Bir Arka Plan Üzerine Kurulu Dramatik Bir Hikâye

El Kızı, dönemin sosyal yapısını gözler önüne sererken aynı zamanda bireylerin bu yapı içinde nasıl ezildiğini, sevgi, çıkar ve ahlak kavramlarının nasıl yer değiştirdiğini gözler önüne seriyor. Orhan Kemal’in anlatımı, sokaktaki insanın sesi olmaya devam ederken, karakterlerin iç dünyalarına da samimiyetle eğiliyor.

Karakterler Üzerinden Derinleşen Temalar

Hacer, romanın merkezindeki karakter olarak, taşralı geçmişiyle kentli hayat arasında sıkışmış bir kadındır. Yalnızlığı, dışlanmışlığı ve “el kızı” olmanın getirdiği damgayı derinlemesine hissederiz. Toplumun kadın üzerindeki baskısını, Hacer’in içsel çatışmalarında net biçimde görürüz.

Nazan, Hacer’in zıttı gibidir; daha eğitimli, kentli ve sosyal çevreye daha uyumlu biri. Ancak onun da kendi içinde bastırılmış arzuları, toplumla uyum sağlama uğruna verdiği ödünleri vardır. Hacer’le kurduğu çelişkili ilişki, kadın dayanışmasının zayıflığını ve bireysel kurtuluş arayışlarını sergiler.

Mazhar, duygusal dalgalanmalarla dolu, erkek egemenliğini sorgulayan bir figür olmaktan çok uzaktır. Hacer’le ilişkisi, sahiplenme ve çıkar çatışması arasında gidip gelir. Onun ikiyüzlü ahlak anlayışı, aslında dönemin erkek karakterlerinin tipik bir temsilidir.

Haldun, bu dörtgenin en karanlık yüzlerinden biridir. Paranın, gücün ve sınıfsal ayrıcalığın temsilcisi olarak, Hacer üzerinde bir tahakküm aracına dönüşür. Haldun’un varlığı, romanın sınıf eleştirisini keskinleştirir.

Orhan Kemal Dili ve Anlatımıyla Yine Etkileyici

Romanın dili her zamanki gibi sade ama vurucudur. Orhan Kemal’in üslubu, okuyucuyu yormadan meseleleri derinleştirir. Diyaloglar doğaldır, karakterlerin sesleri birbirinden ayrılır. Betimlemeler ölçülüdür; hikâyeye hizmet eder, gösteriş yapmaz. Ancak zaman zaman temponun düşmesi ve bazı olay örgülerinin tahmin edilebilirliği, romanın gücünü az da olsa törpüler.
El Kızı, kadın karakterlerin merkeze alınması, sınıfsal farklılıkların çarpıcı biçimde ortaya konması ve bireysel trajedilerin toplumsal sorunlarla harmanlanması bakımından etkileyici bir roman. Ancak bazı karakter çizimlerinde derinlik eksikliği ve yer yer klişelere düşmesi, beş yıldızlık bir bütünlükten uzaklaştırıyor. Yine de, Orhan Kemal’in güçlü gözlem gücü ve yalın anlatımıyla okunmayı kesinlikle hak eden bir eser.
El Kızı, hâlâ güncelliğini koruyan temalarla dolu, özellikle kadınların sesi olabilen güçlü bir roman. Hacer’in yaşadığı dışlanmışlık, bugün hâlâ pek çok insanın hikâyesine tercüman olabiliyor. Orhan Kemal, bir kez daha “küçük insanın” büyük dünyasını başarıyla anlatıyor.

[Sümeyye Özçelik · Rating 4 out of 5]

1960 yılında yazdığı ve aynı yıl basılmış bu kitap ile Orhan Kemal, dönemin siyasi ve toplumsal meselelerine sahici bir ayna tutuyor. Bugünün dünyasında hala kıskacından tam manasıyla kurtulamadığımız "elalem ne der" baskısının, bireyleri getirdiği noktayı; bireysel ve toplumsal buhranları tüm gerçekliğiyle ortaya koyuyor.

Kitabın konusunu, seyrinin birçok okuyucuya sinir harbi geçirtişini, "yok artık bu kadarı da olmaz!" sayıklamalarını birçok okurun incelemesinde, farklı platformlarda okumuşsunuzdur. Bugünün dünyasında tam olarak "bu kadarı da olamaz" kesiminden gelmiş bir okur olarak, romanın gerçekçiliği, karakterleriyle girdiğim empati yarışını yorgun argın tamamladığımı itiraf etmeliyim.

Yazar adına yaptığım bir ilk okuma oldu. Bizim içimizden, bize hitap eden bir dil kullandığı için kitabın içine girmekte hiç zorlanmadım. Genele kıyasla hacimli bir kitap olmasına karşın akıcı olması nedeniyle oldukça hızlı okuma imkanı sunuyor. Yazarın birçok kitabı dizi veya film olarak uyarlanmış, anlatımının bunu kolaylaştırdığını düşünüyorum. Zaten okurken kendinizi kolaylıkla bir sonraki bölümünü beklediğiniz bir diziyi izler gibi, bir filmin sahnelerinde kaybolur gibi hissedebiliyorsunuz.

Toplumsal gerçekçilikten bahsedilirken dramı dışarda bırakmak bizim yaşadığımız kültür içerisinde ne yazık ki çok mümkün değil. Karakterlerin hayat akışında "takdir-i ilahi" unsuruyla yüzeyselleştirilmeye çalışılan birçok noktanın bugünün okuruna ağır dram okuyor hissini vereceğindense neredeyse eminim. Zamanın, medeniyetin, hukukun, hayat görüşlerinin gittikçe modernleştiği bugünlerde okurun ülkenin bir yerlerinde bu anlayışın hala devam ettiğini hatırlaması için bu romanın harika bir vesile olduğunu düşünüyorum.

Kadının ve erkeğin, kadınlık ve erkeklik olgusunun, aile ve evlilik kurumunun ve toplumsal gelişim sürecinin tüm çıplaklığıyla ortaya konulduğu bu eserin mutlaka okunması gerektiği kanaatindeyim. Zira özgürlüklerimizin nereden doğduğunu, bugün bu noktaya hangi şartlarda geldiğini, aşılamayan bazı engelleri ve daha birçok detayı bu kitapta rahatlıkla görebileceksiniz.

Değerlerini sorgulama ve inşa etme, bugüne kadar uzanan yanlış inançların kaynağını görme ve dönüştürme yolunda başarılı bir rehber "El Kızı".

#elkızı #orhankemal #roman #everestyayınları #toplumsalgerçekçi #dram #tavsiye

[Zeynep Çiçek · Rating 4 out of 5]

Nereden başladım bu kitaba dedim okurken gerçekten de ve keşke başlamasaydım.Nazan'ın saflığı,salaklığı,sürüklenerek oradan oraya geçişi,karşısındaki insanlara hemen güvenmesi kitap boyunca beni çok yordu ve üzdü.Mazhar keza bir avukat olarak aslında inanılmayacak şeylere inanması,sevdiği kadını bir paçavra yerine koyması,çocuğundan ayırması hiç hazzedilmeyecek şeylerdi ve layığını buldu dedim okurken.Neriman kendisi bar hayatından kurtulurken bir evin hanımı olurken başka bir kadının hayatının elinden kaydığını görürken hiçbir şey yapmaması,kaynana Hacer'in türlü yalan ve fitneleriyle Nazan'ı mahvetmesi,Naciye'nin ikiyüzlü ve yalancılığıyla bir kadınının hayatını mahvetmesine sebebiyet vermesi kadınların kadına en büyük düşman olduğunu gösteriyor.Okurken sinir harbi yaşamamak ve kahrolmamak içten bile değil. Hala ne yazik ki günümüzde bu olayların yaşanıyor olma durumu bile insanın içini giciklamaya devam ediyor.

[ندى الحريقي · Rating 2 out of 5]

جذبتني البداية جثة على الساحل لها خاتم ثمين وملابس رخيصة
تسترجع الماضي بين الصفحات وتتساءل عن طبيعة ناظان وشخصيتها المستسلمة والتي اصنفها غبيه تنقاد لا تقاد لا ادري ان كان هناك مثلها الا ان استسلامها هذا اوصلها للسجن وافقدها فلذة كبدها وشردها من بيتها ؛ بلا مقاومة تسير مع طباع من حولها دون مبادئ لم اتعاطف معها ابدًا شخصية انهزامية لديها دونية بالذات تعيش دور الضحية طوال القصة لتنتهي بقتلها مرأة دفاعًا عن طفلها ! اين هذا الدفاع في السابق اين تلك الهجومية ! هل الكتمان ولد ذلك لا اعلم لكن القصة وجدتها طفولية لها زوايا غير مفهومة لا انكر اني انهيتها وهذا يعد نجاح الا انني أحس انها لم تضف لي غير شعور الفضول لمصيرها والى ماذا تؤول احوالها كنت اتمنى ان تعلمها دروس الحياة الدفاع عن حقوقها ونحت شخصيتها الا انها لم تتغير !
مما اشعرني بالاحباط لإكمالي
اكثر من ٥٠٠صفحة ..

[💤eliha · Rating 5 out of 5]

Orhan Kemal ile ilk tanistigim eseri. Klasikler agir gelir düsüncemden kurtuldum artik;klasikler gerçekten okudukça keyif veren bir edebi eserler
Hüzün ve duygu dolu bir kitap,eminim halen hayatin
biryerlerinde yaşanmaktadır.
Mazhar, Nazan, Hacer....
• Çok güzel baglayan bir sevgi, ask,aile örgüsünün bu kadar aci bedbaht son bulmasi çok üzdü...
Bir kayınvalide (insan)nasıl bu kadar kötü olabilir...
• Bir eş bu kadar severken ,tüm sorunlarin annesinden kaynaklandığını bildigi halde annesine nasil toz kondurmadan saf temiz fikirli bildigi egini yasanan olaylarin en suçlusu ilan edebilir ve onu nasil kimsesizliğe itebilir...
Nazan a kizdigim yerlerde olmadi değil;
Orhan Kemal'in yazarken agladi kitabi ben
okurken sinirlendim .

[Zohre Kamrani · Rating 5 out of 5]

داستانِ خوب (از دید) من چند ویژگی داره: با خوندنش احساسات درگیر میشه، گزافه گویی و به حاشیه بردن نداره، جذابه تا حدی که میخوای یه شبه تمومش کنی و در نهایت تا پایانِ داستان حرفی برای گفتن داره که خواننده رو تا جمله آخر، تشنه نگه می داره...
همه این ویژگی ها در کتاب "دختر مردم" وجود داشت. طرح کلی داستان شبیه" شوهر آهو خانم" بود البته تفاوت های زیادی داشت و استادانه تر نوشته شده بود.
داستان با بگومگو های(به ظاهر) بی اهمیت عروس(نازان) و مادرشوهر (هاجرخانم) شروع میشه، در ادامه کار به جایی می رسه که با توطئه های هاجر، زندگی مظهر و نازان به پایان می‌رسه و ماجراهای جدید بعد از طلاق برای نازان از یک طرف و برای مظهر بیک و ژاله (نريمان)_دخترِ بار_ اتفاق می افته...

بخونید لذت می برید👌

[armutvelet · Rating 5 out of 5]

Hemen hemen herkesin başrol olabildiği ama bunun garip bir şekilde damakta güzel bir tat bıraktığı, toplum gözleminin ustalıkla yapıldığı; özellikle Nazan, Naciye, Hacer, Neriman, Nihat ve Mahzar gibi karakterlerin derinlemesine kurgulandığı, neredeyse tamamen tanıdık, mahallede her gün karşılaşılabilecek insanları yansıtan enfes bir roman. Roman boyunca sahilde görülen kadının Nazan mı, Hacer mi, Neriman mı yoksa Nermin mi olduğuna dair taze bir merakla, hacimsel olarak büyük olmasına rağmen bir solukta bitiriyorsunuz bu eseri. Orhan Kemal çok büyük bir romancı; bir daha onun gibi doğuştan yetenekli bir yazar gelmeyecek bu dünyaya.

[Mehmet Fettahlıoğlu · Rating 2 out of 5]

Kitap bir Türk dizisini andıran bir kadının yaşamındaki dramatik değişimi anlatan bir eser. Bu eserde 400 sayfa boyunca bir insanın yanındaki değişime şahit oluyoruz. Görüyoruz ki bu değişimler bir karakterin eğiliminden çok daha çok olayı anlatmakta ve bu olaylar üzerinden bir drama yaratmak peşinde. Bu durum da kitabın okunabilirlik düzeyini oldukça geri çekmekte olup kitaptaki karakterlerin dönüşümlerini ele almaktan ziyade bu kaarkterlerin dönüştüğü kişiye ehemmiyet vermektedir. Bu sebepten Nazan’ın dönüşümü etkileyici olsa da karakter açısından sığ kalması sebebiyle çok derin bir izlenim bırakmamaktadır.

[Züleyha · Rating 3 out of 5]

El Kızı”nı okurken insanın içini burkan bir gerçeklikle karşılaştım. Yazar, köy hayatının sert kuralları ve toplumun kadın üzerindeki baskısını öyle yalın ama etkili bir dille anlatmış ki, okudukça hem üzüldüm hem de düşündüm. Karakterlerin yaşadıkları, bazen çaresizlikle bazen de dirençle örülü… Özellikle ana karakterin iç dünyası, sessiz çığlıkları beni çok etkiledi. Sayfalar ilerledikçe, aslında bu hikâyenin sadece bir kişinin değil, birçok kadının yaşadığı ortak bir kader olduğunu fark ettim. Kitabı bitirdiğimde elimde buruk bir his, zihnimde ise uzun uzun düşündüren sorular kaldı."

[Sinar Shikhova · Rating 5 out of 5]

If I had a chance to describe this book for what we need to read, I would say that Orhan Kemal portrays human relationships and society with honesty; nothing feels exaggerated or fake. It made me reckon a lot about life, justice, and the difficulties humans face in everyday situations.
Generally, I would definitely suggest this book to the person who has a tendency to like a story that's emotional, thought-provoking, and beautifully written. You can easirer to finish reading this book without getting bored

[Deniz Ata · Rating 4 out of 5]

Artık yazıldığı dönemin entrikaları ile platform kanallara dizi olacak kitap .

Türk filmi tadında okudum ,ki o filmler bile seyreltilmiş bu kitabın yanında .

Yazar biraz ezber bozup tezatlıklarla ibretlik hikayeler anlatmış .Kimin ne olduğu olacağı belli olmadığı gibi vicdanın da nereye konacağı belli değil .

Mutlu sonla bitebilirdi ama neden bitsin bu baya gerçekligin kendisi . O kadar uzak bir dönemden geliyor ki karakterleri günümüz okumasıyla yargılayamıyorum bile .

ps : erkeğin elinin kiri yerine kınası denen bir dönem ne kadar adil olabilir ki ? ( cinnet!)

[Halil · Rating 4 out of 5]

Adeta bir Yeşilçam filmi gibi. Çok akıcı, sürükleyici. Yazarın toplumsal gerçekçiliği kitapta fazlasıyla hissediliyor. Kadının yalnızlığı, toplumun kadına bakış açısı dramatik ve çarpıcı bir biçimde aktarılıyor. Okurken çok sinirlenip çok üzüleceğiniz birçok bölüm var. Genel olarak güzel bulduğum bir kitap olsa da kitabın birkaç beğenmediğim özelliği var. Kitabın tempo problemleri mevcut, bazen yavaşlıyor, bazen hızlanıyor. Kitabın sonu biraz aceleci gibi ama yine de duygusal etkisi çok yüksek. Nazan’ın bunca yaşadığı şeyin iç dünyasına etkisini de daha fazla okumak isterdim. 8/10

[Reem Albdeed · Rating 5 out of 5]

قوتنا تكمن في ضعفنا أحيان.. وفي حبنا أحيان ..وفي رفقنا ببعض دائما… كل منا عون للاخر ولو كنا في طرق وعره ومظلمه.. روايه تجسد واقع الخضوع للمحب والارتقاء للمحب.. احداث واقعيه ومواقف موجوده الى الان في مجتمعاتنا ..
ترفقوا ببعض من أجل السكينه حبا بالله🤍

[Feride · Rating 4 out of 5]

Akici bir Turkce. Cok bizden bir hikaye. Yer yer Yesilcam filmi tadinda da olsa hepimiz in en az bir kere hayatinda denk geldigi ya da en azindan duydugu bir karakter kaynana Hacer… o nedenle gercekci degil demek ne haddime.