Arsipel... Antik caglarda 'Eski Deniz' anlamina gelen bu sozcuk, 'Balikci' icin yasama sevinci ile ozlesti. Kalebendlik cezasini cekmesi icin Bodrum'a goturulen 'Balikci'nin 'Ege Denizi'ni gordugu anda yuregini dolduran mutlulugun ruzgari 'Arsipel' cigligiyla cevreye yayildi.Halikarnas Balikcisi, 'Arsipel'i, onun cevreledigi kara parcalarini, dogal ve insan yapisi butun guzelliklerini ve insanin tanidi, kucakladi ve sevdi. 'Arsipel'de sunulan; kusaklardan kusaklara gecen, degisen, defalarca unutulan ve defalarca yeniden yaratilan / hatirlanan butun guzelliklerdir.Sayfa 183Baski 1995 Bilgi Yayinevi
Asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı olan Balıkçı 17 Nisan 1890'da doğdu. İlköğrenimini Büyükada Mahalle Mektebi'nde, ortaöğrenimini Robert Koleji'nde yaptı (1904). Oxford Üniversitesi'nde dört yıl Yakın Çağlar Tarihi okudu, üniversiteyi orada bitirdi. İstanbul'a dönünce Resimli Ay, İnci vb. dergilerde yazılar yazdı, kapak resimleri ve süslemeler yaptı, karikatürler çizdi (1910-1925). Cumhuriyetten sonra asker kaçaklarıyla ilgili bir yazısı yüzünden üç yıl kalebentlikle Bodrum'a sürüldü. Cezasının son yarısını İstanbul'da çektikten sonra yeniden döndüğü Bodrum'da kaldı; Anadolu ve Akdeniz kültürünün tanınması için çalıştı, kapsamlı araştırmalar yaptı. Araştırma sonuçlarını denemeleriyle dünya okuruna sundu. Serveti Fünun, Cumhuriyet ve daha sonra Demokrat İzmir gibi dergi ve gazetelerde yazdığı yazı, hikâye ve romanlarla uluslararası bir üne ulaştı. Hedefi Yunan uygarlığının kökeninin Anadolu uygarlığı olduğu düşüncesini yaygınlaştırmaktı. Bodrum’un uluslararası düzeyde tanınmasını sağladı. Neredeyse Bodrum’la özdeşleşti; bu nedenle, Bodrum’un eski adı Halikarnassos’tan kaynaklı, “Halikarnas Balıkçısı” adıyla anıldı. 1947'de İzmir'e yerleşen Halikarnas Balıkçısı, 13 Ekim 1973'te bu kentte öldü. Çok sevdiği Bodrum'a gömüldü.
Balıkçı’nın çok sevdiği, Homeros’un ‘şarap renkli’ olarak betimlediği ve kitaba ismini veren Arşipel, antik çağlarda ‘eski deniz’ anlamına gelen bir sözcük.
Ölümünden sonra manevi oğlu Şadan Gökovalı tarafından derlenen Arşipel’de Halikarnas Balıkçısı, mitolojik bağlamda Anadolu’yu tok ve gür sesiyle karış karış selamlıyor:
Eski tanrılar, Yunan uygarlığının Anadolu’ya uzanan kökenleri, Anadolu’dan Orta Doğu’ya yayılan uygarlıklar, doların kökeni, Ege’ni efeleri Zeybekler, insanların kurban edildiği gelenekler, İzmir, İzmir’in kuruluşu ve plajları, Eski yunanda hayvandan ucuza satılan köleler ve daha pek çok bilgi…
Deneme-inceleme türünde olan Arşipel’i, Andaolu tarihinine ve Eski Yunan mitolojisine ilgisi olan herkese tavsiye ediyorum.
Balikci'nin Arsipel'e sevgisini o kadar iyi anliyorum ve bu sevgiyi onun agzindan okumayi o kadar cok seviyorum ki yazdigi butun problematik soylemleri (belki homofobi haric, onu gormezden gelmeyelim) bu seferlik gormezden geliyorum. Sanirim Balikci'nin romanlarini dusunsel yazilarina tercih ederim ama derledigi/yarattigi bazi anlatilarin Arsipel'in modern ve kadim zamanlarini birbirine baglayan bir mitoloji yarattigini da dusunmeden edemiyorum. Bunun icin kendisine minnettarim.