Gloumov, (the protagonist) has not only become an eduring character on the Russian stage, but the abstract noun derived from his name, gloumovshchina (or gloumovism ), has entered the language. As long as ambitious young men with brains and talent can most readily achieve success by selling themselves and betraying their better natures, gloumovism will thrive. Transitional societies have a special need of Gloumov to keep things moving – as well as to maintain equilibrium – since the actor-opportunist will further any cause, switch positions overnight, defend opposite sides of the same issue, and turn his coat with every wind until he almost becomes the coat. – from the Afterword by Daniel Gerould
Yalakalık ve sahte methiyelerle zengin ve nüfuzlu kişilere yanaşıp yükselmeye çalışan bir sahtekarın öyküsü. Bu yolla yukselme hevesini hesapta olmayan bir şey bozabilir her zaman. Ama dünya bu tiplerle dolu ne yazık ki. Dalkavuklarla, iki yüzlülerle. Yazar 1823-1886 yılları arasında yaşamış. Başarılı tiyatro oyunları yazmış. Gerçekçi eleştirel oyunları sansüre takıldığında yapıtlarının oynanabilmesi için yüksek memurlara dil dökmüş. Eserlerini kendisi de seslendirirmiş. Oyunculuk eğitimi veren bir okul açmış, oyun yazarları derneğini kurmuş. Moskova İmparatorluk Tiyatrosunun yöneticiliğini yapmış. 85 oyun yazmış üretken bir sanatçı.
Neden okumalı: Beklenmedik olayların hayatta yarattığı etkileri görmek.
“Dürüstçe davranışlar kadını ilgilendirmez. Onlar sadece güzelliklerine hayran olunmasını isterler.”
“Bence siz dünyanın en iyi kadınısınız. Ben de sizi örnek alacağım. Vur patlasın, çal oynasın eğlendikten sonra tövbe istiğfar edeceğim. Önce günah işleyip sonra günah çıkartacağım. Tıpkı sizin gibi.”
“Devlet büyükleri, devleti şaşaa ve debdebe ile temsil edebilmek için dolgun maaş almalıdırlar. Küçük bir memurun karnını doyurması ve hayatından memnun olması zinhar doğru değildir. Aksi takdirde kendine saygılı, onurlu bir adam olur.”
Rus yazarları çok keyifle okuyoeum. Hele de tiyatro eserlerini. İnsanı ne güzel çözmüşler, diyaloglar kimin ne olduğunu nasıl da işaret ediveriyor. Her biri ayrı bir insan sarrafı. Onlar belki rusları anlatıyor ama her biri sanki tanıdığımız biri gibi.