Jump to ratings and reviews
Rate this book

İstanbul'da İki İskandinav Seyyah

Rate this book
Knut Hamsun – Norveç’in şaibeli gururu. Hans Christian Andersen – başmasalcı, gerçek bir seyyah, kötü bir oyun yazarı. Bu iki “kuzey” yazarını güneye, İstanbul’a çeken neydi? İstanbul sokaklarında birer yabancı yazar olarak dolaştıklarında, bizim görmediğimiz, atladığımız neleri yakalamışlardı? “Hilalin Altında” gezen iki “dünya yazarı”nın, özgün dillerinden yapılan çevirileriyle İstanbul anıları! Türkçede ilk kez…

150 pages, Paperback

First published January 1, 1993

8 people are currently reading
283 people want to read

About the author

Knut Hamsun

731 books2,427 followers
Novels of Norwegian writer Knut Hamsun (born Knud Pedersen), include Hunger (1890) and The Growth of the Soil (1917). He won the Nobel Prize for literature in 1920.

He insisted on the intricacies of the human mind as the main object of modern literature to describe the "whisper of the blood, and the pleading of the bone marrow." Hamsun pursued his literary program, debuting in 1890 with the psychological novel Hunger.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
33 (17%)
4 stars
81 (43%)
3 stars
65 (34%)
2 stars
7 (3%)
1 star
2 (1%)
Displaying 1 - 24 of 24 reviews
Profile Image for Hakan.
830 reviews632 followers
August 30, 2022
Kitap, iki ünlü İskandinav yazarın farklı tarihlerde (Hamsun 1899’da, Andersen 1841’de) yaptıkları İstanbul seyahatlerinin notlarından oluşuyor. Yani iki farklı seyahatnamenin İstanbul bölümleri çevrilip Türkçe ayrı bir kitap olarak basılmış. Dönemin toplumsal hayatına ilişkin ilginç bazı detaylar var. Ben Hamsun’un yazdıklarından daha çok keyif aldım. Daha nesnel bir yaklaşım sergilemiş, yerine göre Batı’ya da sözünü sakınmamış. Padişah Abdülhamit’in bir Cuma namazına katılımına ilişkin tasvirleri çok iyiydi. Tabii Nazilere açıktan destek olan ve bundan savaş sonrasında da pişmanlık duymayan Norveçli Hamsun’un sorunlu siyasi geçmişini bu bağlamda hatırlamakta yarar var. Danimarkalı masal üstadı Andersen ise tam bir hayalperest; klasik oryantalist bir bakış açısıyla ve fantezilere kapılarak yazmış gözlemlerini. Norveçce’den daha önce de birçok ustaca çevirilerini okuduğum Banu Gürsaler Syvertsen’in çevirisi ise mükemmel.
Profile Image for Caterina.
1,210 reviews62 followers
November 4, 2017
Beklediğim gibi değildi...

Kitabı ikiye bölerek değerlendirmem gerekirse Knut Hamsun'un yazdığı bölümler günlük yaşama dair içerikleriyle çok güzeldi, bu yüzden 3 yıldız verdim. Ama padişaha dair tespitleri ne yazık ki beklediğimden de kötüydü. Elbette o döneme dair gezilerde tam bir netlik beklemek hata ama bu kadar mı güzelleme yazılır ya hu! Andersen bana göre bir gezi yazarı değil. Yazdıkları fazla süslü ve ağdalı. Kolay okunmasına rağmen çok yordu diyeyim. Kötüydü...
Profile Image for Baris Ozyurt.
919 reviews31 followers
September 24, 2016
"Kendimi divana atarak canımı kurtardım. Kahvemi yudumlarken, muharebe meydanını seyrediyordum: Yapılan hücum geri püskürtülmüştü ve teslim olan yoktu. Zaten, Türk kadınları böyle şeylere münasip değiller, mânâ ve ehemmiyete haiz konularda derin sohbetlere girişmek yerine, saatlerce oturup, ıncık cıcık bir sürü mala bakarak çene çalmayı tercih ediyorlar. Sonunda basit insanlar olup çıkıyorlar, vara yoğa gülüyorlar, çocuklarını çiçeklerle süslüyorlar. Parmağımı hüzünle havaya kaldırarak, az önce biraz olsun yaklaşmış olduğum Türk güzellerine doğru sallıyor ve şunları söylüyorum: Sizleri Avrupa'ya götürüp, piyano çalmanızı, edebiyatla iştigal edip, rey verme hakkına kavuşmanızı temin edebilirdim. Siz ise günlerinizi çarşılarda oyalanarak geçirmeyi, bir büroda çalışmaya ya da bir okul müdiresi olmaya tercih ediyorsunuz. Aradaki farkı görüyor musunuz? Sizler tembel tembel divanlara uzanıp, raksederek sizleri eğlendirmeleri için sokaktan çingene kızlarını çağırmıyor musunuz? Böyle bir şey sıhhatli olabilir mi? Ah siz esmer hanımlar, odalıklar, sizler Türkiye'yi viran edeceksiniz. Sizler hayatınızı divanlarda ve çarşılarda geçirirken, günün birinde ana olamayacağınızı anlayacaksınız. Sizler buna muktedir olamayacaksınız. Kendinizin insani kıymetinizi ön plana çıkarmaz, mesela cebinizde size karşı münasebetsizlik eden bir efendinin yüzüne atmak üzere bir kül torbası taşımazsanız, buna nasıl muktedir olabilirsiniz ki! Küçük beylerin yaptığı idmanları yapmaz, memleketinizin dağlarında ayaklarınızda kayaklarla dolaşmazsanız, buna nasıl muktedir olabilirsiniz ki? Ah siz esmer hanımlar, odalıklar, sizler Türkiye'yi viran edeceksiniz..."
Profile Image for Demet.
100 reviews46 followers
November 25, 2020
İstanbul'da İki İskandinav Seyyah, Knut Hamsun ve H. C. Andersen'in farklı zamanlarda yaptıkları seyahatlerin Türkiye ayağından kesitler sunuyor. Knut Hamsun, 1899 yılında İstanbul'u hanım bir arkadaşıyla ziyaret ederken Andersen ise 1840'lı yıllarda İzmir'den sonra İstanbul'a uğrayarak ve anladığım kadarıyla yalnız yolculuğuna devam ediyor. Hamsun, hanım arkadaşın etkisiyle mi bilinmez alabildiğine huysuz, hiçbir şeyi beğenmeyen ve hatta turistlere dahi tepeden bakan bir tavra sahip ve anılarını belgesel niteliğinde kuru bir dille aktarıyor. Seyahat arkadaşım olsa bu kadar huysuzluğa tahammül etmekten gördüğüm yerlerin tadını çıkaramayabilirdim gibi geliyor. Andersen ise tam bir seyahat tutkunu ve alabildiğine hayalperest. Hal böyle olunca olumsuz ve kötü diye yorumlanabilecek her şeyden illa ki iyi bir yan bulmayı başarıyor. Kendini yeni dünyanın kollarına atmaktan çekinmiyor desem abartmış sayılmam. İdeal seyahat arkadaşım Andersen olurdu sanırım. Öte yandan iki yazarın anılarının tamamını okumayı tercih ederdim. Çünkü bu haliyle okuma, sanki bir kitabın rast gele on beş sayfasını okumuş gibi eksik kalıyor. O yolculuğun başından bu noktaya gelene kadar neler yaşandı, nasıl bir ruh haliyle varıldı bilmek gerekir ki bu notları doğru değerlendirebilelim.
Son olarak ideal seyahat arkadaşım Andersen'in güzel yorumunu da paylaşmak isterim. "Geziye çıkmak yaşamaktır. İşte o zaman yaşam canlanır, zenginleşir; insan bir pelikan gibi kendi kanıyla değil doğayla beslenir."
Profile Image for Kaya Tokmakçıoğlu.
Author 5 books95 followers
January 3, 2020
Tanzimat sonrasında İstanbul, Pera'nın Batılılar açısından iyice mesken edinilmeye başlamasıyla birlikte, seyyah akınına uğrar. Bunlar pek çoğu Avrupalı, oryantalist denebilecek bir bakış açısına sahip ve "Şark"ın egzotizmini gözlemleyip yapıtlarına malzeme toplamak için Konstantiniyye'ye gezmeyi arzulayanlardır. Kimler yok ki; Lamartine, Gautier, Pera'yı fotoğraflayan James Robertson, tabii ki Nerval, de Amicis, Melville vd. Bunlar içinde Hamsun ve Andersen'in yeri de ayrıymış meğer. Andersen Tanzimat sonrasında erken denebilecek bir dönemde İstanbul'a uğruyor, Hamsun ise tam 19. yy.'ın bitiminde. İki farklı İstanbul'la karşılaşıyorlar, tahmin edebileceğiniz üzere. Çökmekte olan bir imparatorluk payitahtı Hamsun'ü yer yer hayretler içinde bırakıyor. Andersen, tıpkı masallarındaki gibi, şehri betimlemelerle, aşırı güzellemelerle anlatmayı yeğliyor. Banu Gürsaler Syvertsen'den gene muazzam bir çeviri ve genç kuşaklar için keşke tekrar baskısı yapılsa...
Profile Image for Metin Yılmaz.
1,071 reviews136 followers
May 8, 2023
Knut Hamsun ve Andersen’in 1900 yıllarında yaptıkları Türkiye seyahatinde aldıkları notlardan oluşan bu seyahatname bize o zamanların Türkiye’sinden bir fotoğraf çekiyor. Knut Hamsun biraz daha ılıman ve pozitif yaklaşırken Andersen biraz daha farklı açılardan değerlendirmiş. Ama yanlış değil. Hemen hemen hepimiz olmasa da büyük bir çoğunluğumuz Osmanlı ve Osmanlının son dönem padişahlarının ne karakterde ya da karaktersizlikte olduğunu biliyoruz. Uzun bir zamandır baskısının çıkmasını beklediğim bir kitaptı ve okumak için sabırsızlandığım kitaplar arasındaydı. Umduğumdan fazlasını bulmak mutlu etti. Seyahatname severlerin daha doğrusu tarihi okumayı sevenlere tavsiye ederim.
Profile Image for Emir Kaymakoglu.
169 reviews17 followers
June 14, 2020
İki yazarın iki ayrı kitabından, İstanbul’la ilgili bölümlerini ayırarak derleme bir kitap yapmışlar. Sarkastik üslubu ile Knut Hamsun’un 1899 İstanbul’unu okumak eğlenceliydi. Gündelik yaşamdaki birçok ayrıntı günümüzde de hâlâ geçerliliğini koruyor. 200 yıl bile toplumlar için o kadar da uzun bir süre değil. Kitabın ikinci bölümü ise masalcı Andersen’in 1841’deki ziyaretinden kesitler sunuyor. Farklı zamanlarda yazılsa da gördüğümüz yerler neredeyse tıpatıp aynı: Pera, İstanbul Boğazı, Galata, Sultanahmet, Kapalıçarşı ve rufâi ya da mevlevi tekkelerinde derviş ayinleri...
Profile Image for B.
286 reviews11 followers
June 5, 2023
En sevdiğim yazarlardan Hamsun’un 19.yüzyıl sonlarında, masal ustası Andersen’in ise 1842’de yapmış oldukları Türkiye (Osmanlı) seyahatlerinin İstanbul alıntılarından oluşan bu kitap, zamanın İstanbul’unun günlük yaşantısından kesitler ve çarpıcı manzara tasvirleri sunması açısından ilgi çekici nitelikte.

İki yazarın (özellikle Andersen’in) seyahat notları açık bir “oryantalizm” (ah şu egzotik şark!) sergilemekle beraber, Hamsun’un yazı tarzını daha akıcı ve İstanbul’un insanlarıyla yaşadıklarını daha içten anlatmasından dolayı daha doğal/gerçekçi ve hatta yer yer mizah dolu buldum. Buna karşın, beklentimin aksine Andersen’in anlatımı sıkıcı olmasa da neredeyse bir tur rehberinin notları niteliğinde daha çok, yer yer de gereksiz derecede süslü ve suni.

Yazarların yazış tarzından da anlaşılacağı üzere, batının Türkiye’ye bakış açısı aslında hiç değişmemiş denilebilir, hep “o yarı vahşi öteki, bizden olmayan ve olamayacak olan şarklı” teması mevcut kitap boyunca. Ancak, Hamsun beklediğimin tersine çok daha açık görüşlü bir yaklaşımla yazmış notlarını: Türklerin tek taraflı batı basınını tanıttığının aksine, Hristiyanları katletmek için bahane arayan barbarlar olmadığını savunuyor.

Bir de Andersen’in olumlu yorumlarının altında gizlemekte zorlandığı “ah İstanbul’u tekrar Hristiyanlaştırabilsek” teması var, Ayasofya girişinde “Hristiyanların kazınmış haçı kapının üzerine yeniden çizilecek mi bir gün” ya da Danimarka büyükelçiliğini uzaktan görünce “Danimarka, Türk topraklarına Hristiyan haçını dikmişti” …

Geçmiş zaman İstanbul’unu özleyenlere nostalji ayarında bu kitap, İstanbul’u bilmeyenler ya da şehirle bir bağı olmayanlar için sıkıcı gelebilir. Bu arada, kitabin çevirmenliği harika olmuş diyebilirim (Banu Gürsaler Syvertsen zaten bildiğim kadarıyla epeydir Norveç’te yerleşik ve iki dile de iyi hâkim bir tercüman). Aslına sadik kalınarak ve o zamanki havayı vermek için eski tabir ve kelimeler kullanarak yazılmış olması kitabi okuyana özgün dilinde okuyormuş hissi veriyor.

İlgimi çeken bazı alıntılar:

Hamsun’dan:

“Türk çiftçisi kanaatkârdır. Çok az şeye ihtiyaç duyar… Hayattaki tek gayesi çalışıp çabalamak değildir. Biz Amerika’dayken gün boyunca deliler gibi çalışır, kuvvet toplamak için karnimizi bir biftekle doyurur, sonra tekrar tarlalara ise koşardık... Bunlardan hangisi daha mutludur?”

“İlahiyat öğrencileri… demek ki, peygamberin kelamını ögrenme azmiymiş onun gözlerini körleştiren… Lakin onun kelamı… anlaşılır hale getirilmeye çalışılmıyor, okunuyor ve kabul ediliyor.”

“Düşünüyorum da, eğer Hristiyanlık birden fazla kadınla evlenmeye izin vermiş olsaydı, Avrupa orta sınıfı nasıl davranırdı?”

Andersen’den:

"Geziye çıkmak yaşamaktır. İşte o zaman yaşam canlanır, zenginleşir; insan bir pelikan gibi kendi kanıyla değil doğayla beslenir."

"İstanbul’un çarşıları yanında Palais Royal'ın görkemli dükkânları, saçları gülyağı ve müşerrefi kokan, pahalı kumaşlardan giysiler içindeki Doğulu bir kız karşısında Parisli süslü bir yosmacık gibi kalır"

“Türkler böylesine dürüst insanlardır, burada kaldığım sure içinde her gün, Türklerin en fazla hüsnüniyet sahibi, en dürüst halk olduğuna dair kanıtlar buldum.”

“Buradaki çığlıklar, bağırtılar, uğultularla karşılaştırıldığında, Napoli körfezinin gurultusu cenaze töreni kadar sessiz kalırdı.”
Profile Image for Mehmet Atban.
6 reviews
August 8, 2020
"ay aslında türkler hiç bize anlatıldığı gibi değilmiş" konsepti çevresinde gezinen, iki iskandinav köylüsünün istanbul maceraları. Bi boka benzemeyen bir kitap. ülkenin dışarıdan nasıl gözüktüğü sorusuna kafayı çok yoran üçüncü dünya vatandaşı zihniyetlilerin merakını cezbedebilir ama
133 reviews
December 17, 2025
İki bambaşka kültürden büyük yazarın (tartışmalar baki kalmak kaydıyla) başkent olarak son dönemlerini yaşayan Osmanlı başkentine yaptıkları kısa seyahatlerden kesitleri izlediğimiz kısa ve keyifli bir eser. Aslında her iki yazarın da başkaca kitaplarında yer alan bölümlerin son derece akıllıca bir araya getirilmesi. Çevirmeni fanatik bir Erlend Loe okuru olduğumdan yakınen tanırım bu insiyatifinden ötürü ortaya çıkan ve Türkçe'ye kazandırılan bu kitaptan ötürü teşekkürler
Neyse, iki tane birbirinden tamamen farklı bakış açısı ve yazım tekniği ile anlatılan 19.yy İstanbulu. Hamsun politik kişiliği ve yazım tarzı gereği çok daha günlük bir dil ve siyasi politik tarihi çıkarımları ile doldurmuş seyahatnamesini. Kimisi tarihi gerçeklerden uzak bu tespitlerin yanında mesela enteresan biçimde Ermeni meselesini çok iyi tahlil ettiği cümleleri de var. Aslında Türkler son 300 senedir aynı görkeminde değil derken de, Batı'ya bakarak devrim yapmazsa geri kalacağının farkında derken de aslında çok haklı. Şehrin günlük yaşamına ilişkin sadece gördüğü ve denk geldiği kadarını genele vurması tabi üzücü ama unutmayalım kendisi ülkesinde bile bu tip hallerinden ötürü ve başkaca önemli sebeplerle son derece tartışmalı. Cuma namazı için Hamidiye camiine gelen Sultan Hamid sahnesi okuması oldukça keyifli bir bölüm.


Bunun yanında Andersen ise çok daha şiirsel çok daha edebi bir dille yazmış kısacık anılarını. Dergah ve tekkelere gidip hiç bilmediği bir dünyaya girmesi çok ama çok enteresan Ayrıca onda peygamberin doğum günü kutlamalarında Sultan Meciti görmesini de sıcak sade ve elbette şiirsel bir dille anlatır. Peygamberin hayatına ilişkin bölümleri ve daha çok dine ilişkin merakı anılarını daha da enteresan yapıyor. Şiirsel anlatım yorucu ve ne kadar gerekli bilinmez ama ikisinin de gözlemleri kaynak olarak alınamasa dahi dönemin başkentini anlatması açısından önemsiz. Yer yer kendi diyarları ile kıyasalamaları da güzel olmuş. Her daim hakir gören üstten bir bakış açısı yok kitaplarda yer yer tespitlerini de saygı ile karşılarsanız güzel okursunuz.
Profile Image for Suat KINIKLIOGLU.
53 reviews5 followers
October 28, 2024
İkisi de çok farklı mizaca sahip iki İskandinav gezginin 1841 (Andersen) ve 1899 (Hamsun) İstanbul’una ilişkin gezi notlarını, izlenimlerini ve zaman zaman Oryantalist nakış açılarını yansıtan okuması kolay bir kitap. O dönem İstanbul’unun kargaşası, kozmopolitliği ve cazibesi her yanıyla ve oldukça gerçekçi (tipik İskandinav) bir şekilde aktarılıyor. Andersen Boğaz’ı tarif ederken İstanbuldan

“Doğu, Avrupa’ya burada kur yapar ve hükümdar olma düşleri kurar” der.

Hamsun ise daha siyasi ve dönemin uluslararası ilişkilerinin bilincinde bir anlatım sunar:

“Türk öylesine geri kalmış ki; Türk’ün öğrenmemekte bu kadar ısrar etmesini insanın aklı almıyor değil mi?”

Eski bizi merak ediyorsanız, bazı özelliklerimizin hiç değişmediğini görmek istiyorsanız okuyabilirsiniz.
Profile Image for Irem Akdeniz.
23 reviews
October 24, 2024
Ben de çoğunluk gibi Knut Hamsun’un yazılarını daha çok beğendim Andersen’in masalsı anlatımı ara ara odağımı kaybetmeme neden oldu. Ama ikisinin de gözlemlerini çok beğendim ve sayelerinde bu kısacık kitaptan bir sürü yeni bilgi öğrenmiş oldum.

Knut Hamsun realist ve biraz yaramaz bir kardeş Andersen ise onun hayalperest, romantik abisi gibi.

Onlar gibi İstanbul’u o zamanlarda gözlemlemeyi çok isterdim.

“Bununla beraber, büyük ve zengin bir galeriyi ilk kez dolaşıyorsanız, art arda gördüğünüz bir resim diğerinin etkisini yok eder ve aslında Boğaz da, ancak büyük ustaların bizlere aktarabilecekleri binlerce tablodan oluşan böyle bir resim galerisidir”
-Hans Christian Andersen
Profile Image for asudeyy.
2 reviews
September 3, 2025
Bir İstanbul sevdalısı olarak böyle kitapları sevmem benim için normal. Yabancıların ağızında İstanbul 1800 lerde nasıldı Osmanlı ya bakış o zaman nasıldı görmek değişik bir duygu sanki bize çok uzak ama onların anlatımıyla çok gerçekçi. İki seyyahında değindiği hiç duymadığım olayları okumak güzeldi. Ancak ikisinde de farkettiğim ve beni rahatsız eden bir durum var ki o da “doğulu kadın” fantezisi. Nedendir bilinmez sanki bu kadınlara insan gözünden daha çok müzede sergilenen egzotik bir nesne gözüyle betimlenmiş.
Profile Image for Zeynep Rade.
Author 6 books3 followers
September 8, 2018
İki İskandinav seyyah Istanbul'da... Biri Hans Christian Andersen... Masal üstadı Andersen, Constantinople'ı nasıl şiirsel bir dille anlatmışsa, Knut Hamsun da bir o kadar gerçekçi hatta naturalist bir anlayışla okuru o döneme götürmüş.
Arasında 30-40 yıl olsa da anlatım tarzlarının farkı, aynı kitapta yer alması açısından isabetli olmuş. Andersen Türkiye coğrafyasını anlatırken Antik dönemdeki Troy'dan başlayıp Trakya'ya kadar çıkıyor.

58 reviews4 followers
June 13, 2020
İki farklı yazarın bakış açısıyla eski İstanbul. Knut Hamsun 1900'de, Andersen ise 1860'larda İstanbul'u ziyaret eder. Ayasofya, Pera, Galata, Boğaz ziyaret ettikleri yerler ortak olsa da dünyalarının farklılığı satırlarına yansır. Andersen'in kendisine masallar yazdıran derin hayal gücü İstanbul manzaralarıyla güçlenirken, Knut Hamsun'un önyargılı, cinsiyetçi ve yer yer ırkçı diyebileceğimiz bakış açısı beni şaşırttı.
Profile Image for Ulas Ergin.
194 reviews
February 3, 2024
Esasen bi kitap bir derleme, Nobel odullu yazar Norvecli Knut Hamsun ve Danimarkali masalci Hans Christian Andersen’in 19.yy sonlarinda yayinlanan ‘Dogu Sehayati’ temali kitaplarindan Istanbul ile ilgili kisimlar Banu Syvertsen tarafindan cevrilip tek kitapta toplanmis.

Norvecli Hamsun’un Turkleri barbar, korkunc olarak gorurken Andersen’in kibar ve durust olarak tanimlamasi ilginc.

1 review
September 1, 2022
Gözlemlerini aktarmada Knut Hamsun’un daha başarılı olduğunu söylemek gerekir. Andersen daha yoğun, akıcı olmayan bir dil kullandığı için onun yazdığı bölümleri okumakta biraz zorlandığımı söylemek durumundayım.
Profile Image for Rabicigim.
28 reviews3 followers
November 8, 2020
Hamsun ne kadar acımasız, önyargılı ve iğneleyiciyse, Andersen öyle naif ve hayalperest. Bu iki çift göz, muhteşem bir şehri izliyor.
Profile Image for Sergen.
87 reviews2 followers
June 22, 2024
Norveçli nazi piçin yazdıklarına tetiklendim ama sosyal hayattan iyi örnekler vermişti.
Profile Image for Oguzhan Erim.
6 reviews
April 6, 2015
"Stockholm'de, Mosebacken'den bakildiginda gorulen manzaranin, kirmizi ahsap evleri, kubbeli kiliseleri ve cam agaclariyla Södermalm adli semtin, minareleri saymazsak Pera kulesinden Tatlisu'ya bakarken gorunen manzarayi andirdigini anlattim."
"Istanbul'un carsilari yaninda Palais Royal'in görkemli dukkanlari, saclari gulyagi ve musurrafi kokan, pahali kumaslardan giysiler icindeki Dogu'lu bir kiz karsisinda Parisli suslu bir yosmacik gibi kalir"
H.C. Andersen - 1841 Istanbul
Profile Image for Gün.
157 reviews24 followers
March 23, 2011
Seyahatname sevenlerin oldukça beğeneceğini tahmin ediyorum. Özellikle Knut Hamsun'un kaleminden Kapalıçarşı ve cuma selamlığı gözlemlerini okumak harika. Çevirinin de çok özenli olduğunu belirtmek gerek. Ne diyelim İstanbul bir asır önce de ziyaretçilerini büyülüyormuş...
Profile Image for Anıl Karzek.
179 reviews8 followers
July 24, 2016
it is a valuable study in order both to understand political climate in Turkey in mid 19th and early 20th century and observations for Turks. I finished it while traveling via bus so recommend to read this book while holiday.
Profile Image for Ustun.
10 reviews2 followers
January 16, 2017
Yakın geçmişimize güzel bir açılım.
Displaying 1 - 24 of 24 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.