What do you think?
Rate this book
Ayın En Çıplak Günü
Herkesin yaşamında çıplak günler vardır; savunmasız, iddiasız, direnmesiz, gösterişsiz, öylece...
Yalın ve kendi halinde.
İçine kimsenin kabul edilmediği, alınmadığı, hani o 'en yakınlar'ın bile..
Bu kitaptaki öyküler benim en çıplak günlerimde yazıldılar.
"Kıvırcık saçlı kadın, ilk kez korkmadan altı yıl boyu çekinerek sakladıklarını çıkarttı, gözünün önüne serdi. İnsanın en korkunç sırları kendisinden sakladıklarıdır. Kocasını, onun kendisiyle ilgili en küçük şakayı kaldıramayışını, kendini uyurken bile önemseyişini, karısının problemleri söz konusu olduğunda işlerinin aniden yoğunlaşmasını, altı yılı dolduran hep onun kitapları, filmleri, dostları, sorunları, iş kaygıları, plakları, rı, rı, rıları düşündü."
Yalın ve kendi halinde.
İçine kimsenin kabul edilmediği, alınmadığı, hani o 'en yakınlar'ın bile..
Bu kitaptaki öyküler benim en çıplak günlerimde yazıldılar.
"Kıvırcık saçlı kadın, ilk kez korkmadan altı yıl boyu çekinerek sakladıklarını çıkarttı, gözünün önüne serdi. İnsanın en korkunç sırları kendisinden sakladıklarıdır. Kocasını, onun kendisiyle ilgili en küçük şakayı kaldıramayışını, kendini uyurken bile önemseyişini, karısının problemleri söz konusu olduğunda işlerinin aniden yoğunlaşmasını, altı yılı dolduran hep onun kitapları, filmleri, dostları, sorunları, iş kaygıları, plakları, rı, rı, rıları düşündü."
138 pages, Paperback
First published January 1, 1988
7 people are currently reading
115 people want to read
About the author
Buket Uzuner
36 books350 followersBuket Uzuner (born 3 October 1955, Ankara, Turkey) is a Turkish writer, author of novels, short stories and travelogues. Travel Literature She studied biology and environmental science and has conducted research and presented lectures at universities in Turkey, Norway, the United States, and Finland. Her fiction has been translated into eight languages, including Spanish, English, Italian, Greek, Romanian, Hebrew, Korean, and Bulgarian.
Buket Uzuner travels as "solo woman backpacker" since 1980s including "inter-rail" tours in Europe and in three other continents while keep writing her travel memoirs. Her first travelogue The Travel Notes of A Brunette was published in 1988 and sold more than 300.000 copies. Uzuner wrote two more travel books as Travel Notes of An Urban Romantic which questions the meaning of exoticism and New York Logbook which are all collected lately in Travel Library of Buket Uzuner
In 2013 her novel İstanbullular is published in USA by Dalkey Archive Press with the title of I Am Istanbul translated into English by Kenneth J. Dakan She is also celebrating in 2013 the 22nd year's anniversary of her first novel İki Yeşil Susamuru, Anneleri, Babaları, Sevgilileri ve Diğerleri (Two Green Otters, Mothers, Fathers, Lovers and All the Others) translated by Alex Dawe with its 50th edition which sold over 1 million copies in Turkey and already a contemporary classic.
Uzuner's books have been on the Turkish best-seller lists since 1992. They are taught in a number of Turkish universities and high schools.[1][2]
In 1993, Buket Uzuner was awarded Turkey's Yunus Nadi prize for the novel The Sound of Fishsteps, and in 1998 Mediterranean Waltz was named novel of the year by the University of Istanbul. She was made an honorary member of the International Writing Program, IWP of University of Iowa in 1996. She was also honored with a certificate of appreciation from the Senate of Middle East Technical University; METU in 2004.
She has referred to Turkish poet and novelist Attilâ İlhan, and Cervantes, Dostoyevski, Doris Lessing, Turkish woman writer Sevgi Soysal as major influences on her work.
Buket Uzuner travels as "solo woman backpacker" since 1980s including "inter-rail" tours in Europe and in three other continents while keep writing her travel memoirs. Her first travelogue The Travel Notes of A Brunette was published in 1988 and sold more than 300.000 copies. Uzuner wrote two more travel books as Travel Notes of An Urban Romantic which questions the meaning of exoticism and New York Logbook which are all collected lately in Travel Library of Buket Uzuner
In 2013 her novel İstanbullular is published in USA by Dalkey Archive Press with the title of I Am Istanbul translated into English by Kenneth J. Dakan She is also celebrating in 2013 the 22nd year's anniversary of her first novel İki Yeşil Susamuru, Anneleri, Babaları, Sevgilileri ve Diğerleri (Two Green Otters, Mothers, Fathers, Lovers and All the Others) translated by Alex Dawe with its 50th edition which sold over 1 million copies in Turkey and already a contemporary classic.
Uzuner's books have been on the Turkish best-seller lists since 1992. They are taught in a number of Turkish universities and high schools.[1][2]
In 1993, Buket Uzuner was awarded Turkey's Yunus Nadi prize for the novel The Sound of Fishsteps, and in 1998 Mediterranean Waltz was named novel of the year by the University of Istanbul. She was made an honorary member of the International Writing Program, IWP of University of Iowa in 1996. She was also honored with a certificate of appreciation from the Senate of Middle East Technical University; METU in 2004.
She has referred to Turkish poet and novelist Attilâ İlhan, and Cervantes, Dostoyevski, Doris Lessing, Turkish woman writer Sevgi Soysal as major influences on her work.
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 18 of 18 reviews
February 6, 2017
Buket Uzuner'in okuduğum ilk kitabı Ayın En Çıplak Günü. Başlangıç için doğru bir kitap mıydı tartışılır ama ben kitabı buna rağmen sevdim. Belki yazarın başka kitabı ile başlamış olsaydım daha bile çok sevebilirdim diye düşündüm kimi zaman. Çünkü duyduğum bir kaç yoruma göre yazarın bu kitaptaki anlatımı diğer kitaplarındaki anlatımından biraz farklıymış.
9 kısa öyküden oluşuyor kitap. Ve her bir öyküde öyle derin anlamlar var ki. Bir hikayede sabah gözünü açtığında kendisini kadın olarak bulan bir adamı okuyoruz. Kadınların gün içerisinde nasıl tacizlere maruz kalabildiğini kadın bedenindeki bu adamın şahitliği ile görüyoruz. Bir başka hikayede Dostoyevski ile imkansız bir sohbet gerçekleştiren bir kadını okuyoruz. Ama yazar öyle bir yazmış ki sanki Dostoyevski ile kendisi daha önce karşılaşmış ve sohbet etmiş. Öylesine güzel. Bir başka hikayede komadaki bir adamın daha önce düşünmeye kalkışmadığı bir çok şeyi düşünerek içsel bir analiz yapmasına şahit oluyoruz. Ve böylesine anlamlı 9 hikaye okuyoruz.
Ben gerçekten severek okudum. Betimlemelerine bayıldım.
9 kısa öyküden oluşuyor kitap. Ve her bir öyküde öyle derin anlamlar var ki. Bir hikayede sabah gözünü açtığında kendisini kadın olarak bulan bir adamı okuyoruz. Kadınların gün içerisinde nasıl tacizlere maruz kalabildiğini kadın bedenindeki bu adamın şahitliği ile görüyoruz. Bir başka hikayede Dostoyevski ile imkansız bir sohbet gerçekleştiren bir kadını okuyoruz. Ama yazar öyle bir yazmış ki sanki Dostoyevski ile kendisi daha önce karşılaşmış ve sohbet etmiş. Öylesine güzel. Bir başka hikayede komadaki bir adamın daha önce düşünmeye kalkışmadığı bir çok şeyi düşünerek içsel bir analiz yapmasına şahit oluyoruz. Ve böylesine anlamlı 9 hikaye okuyoruz.
Ben gerçekten severek okudum. Betimlemelerine bayıldım.
February 8, 2017
Ayın En Çıplak Yüzü, Buket Uzuner'in en çıplak, "içine kimsenin kabul edilmediği, alınmadığı" günlerde yazdığı dokuz öyküden oluşuyor.
Bir öyküsünde Dostoyevski ile "gerçekliğine kimsenin inanamayacağı" sohbetine tanık oluyor; bir başkasında tıpkı Gregor Samsa'nın bir sabah kendini böcek olarak bulması gibi bir erkeğin, kadın bedeni içinde yaşadığı bir günü okuyoruz. (Kadın dediğin böyle olmalı, şöyle hareket etmeli diye bize kadınlığı öğretmeye çalışanlara cevap niteliğinde adeta.
Bir öyküsünde Dostoyevski ile "gerçekliğine kimsenin inanamayacağı" sohbetine tanık oluyor; bir başkasında tıpkı Gregor Samsa'nın bir sabah kendini böcek olarak bulması gibi bir erkeğin, kadın bedeni içinde yaşadığı bir günü okuyoruz. (Kadın dediğin böyle olmalı, şöyle hareket etmeli diye bize kadınlığı öğretmeye çalışanlara cevap niteliğinde adeta.
April 9, 2023
ilk öyküler için 3 yıldız veriyorum.
June 18, 2019
bu kadını seviyorum
April 27, 2025
“Yalnız yaşayabilmek kendini güçsüz yanlarınla da kabul edebilmektir.”
June 23, 2025
Kitabın baştan çıkarıcılığı, yalnızca kadın karakterlerin bireysel hikayelerinde değil, anlatıcının erkek kimliğine yerleştiği öykülerde de kendini hissettiriyor. Özellikle Bir Erkeğin Dayanılmaz Bilinçaltı Tutkusu, günümüzde hala yeterince konuşulmayan bir şeyi yapıyor: Kadını "öteki" olmaktan çıkarıp, deneyimin tam merkezine yerleştiriyor - ama bunu yaparken de anlatıcının kimlik bunalımı üzerinden okurun dengesini bozuyor.
Bu öyküler, o dönem Türkiye’sinde varoluşsal iç hesaplaşmalarla şekillenen genç bir burjuva entelijansiyanın iç sesini belgelemek gibi bir işleve sahip. Fakat bugün geriye dönüp baktığımızda, bu iç seslerin ne kadar da izole, kendi dünyasında kapalı ve sınıfsal körlükle malul olduğunu görmek mümkün. Uzuner, diliyle büyüleyen ama zamana karşı saf tutmakta zorlanan bir kitap yazmış. Hala okunmalı mı? Evet, ama alkışla değil; şüpheyle, sorguyla, bugünün bilgisiyle.
Bu öyküler, o dönem Türkiye’sinde varoluşsal iç hesaplaşmalarla şekillenen genç bir burjuva entelijansiyanın iç sesini belgelemek gibi bir işleve sahip. Fakat bugün geriye dönüp baktığımızda, bu iç seslerin ne kadar da izole, kendi dünyasında kapalı ve sınıfsal körlükle malul olduğunu görmek mümkün. Uzuner, diliyle büyüleyen ama zamana karşı saf tutmakta zorlanan bir kitap yazmış. Hala okunmalı mı? Evet, ama alkışla değil; şüpheyle, sorguyla, bugünün bilgisiyle.
June 8, 2020
Sıcak, içten ve kendisi kadar duru diliyle tipik bir Buket Uzuner kitabı. Burada en çok Shangri-La öyküsünü ve kurgusunı sevdim. Kafka'nın böceğe dönüşmesini andıran adamın öyküsü de güzeldi. Kimilerine bazı öykülerin tonu hafif "aykırı" gelebilir bilemem ama bence kişinin daha önce düşünmediği bir taraftan düşünmesine yardım edebileceğinden, kişinin kalbine başka türlü bir bakış tohumu bırakabileceğinden alışılmışın dışında güzel öyküler.
March 21, 2023
Birbirinden ilginc ve bir o kadar farkli 9 oykuden olusan bir hikaye kitabi. Kalabalik Londra metrosunda basladigim bu kitabi aksam eve dondugumde sakin bir atmosferde bitirdim. Butun hikayeler farkli hisler birakti bende ama bir Dostoyevski hayrani olarak yazarin Dostoyevksi ile sohbet ettigi oyku gercekten harikaydi.
February 28, 2022
Zamanınızı gerçekten başka bir şekilde geçirmeniz mümkün değilse, ıssız adaya düşmüş ve hasbelkader bu kitabı yanınızda bulmuşsanız okuyun, diğer türlü açın 0-0 biten bir ikinci lig maçını izleyin, hayata dair daha çok şey görürsünüz.
February 5, 2023
Özellikle baştaki hikayeler çok başarılıydı. Yer yer Kafka’yı hatırlatan kara kurgularla hayal gücünüzü harekete geçirecek, dünyada ve Türkiye’de kadın olma olgusunu iyisiyle kötüsüyle ele alan farklı farklı hikayeler ustalıkla örülmüş…
August 30, 2017
Buket Uzuner'in ilk dönem kitaplarından. Birçok eserini okumuş biri olarak söyleyebilirim ki, hikayecilikte oldukça tatmin edici. Heyecanlandıran, okumaya teşvik eden bir yanı var. Tavsiye ederim.
January 29, 2021
Mayıs 2010
February 27, 2023
Romanları kadar heyecanlı değildi
June 17, 2023
tabi sonraki kitapları çok daha başarılı ama bu da keyifliydi
November 28, 2017
"Kadın çayı içmedi. Çay sehpada tek başına kaldı."
"Biz bütün yanlışlardan tek başımıza sorumlu değiliz! Taa başında büyük bir yanlışın içinde eğitildik... Kim olduğumuzu aramak yerine, nasıl olmamız gerektiği öğretildi bize..."
"Biz bütün yanlışlardan tek başımıza sorumlu değiliz! Taa başında büyük bir yanlışın içinde eğitildik... Kim olduğumuzu aramak yerine, nasıl olmamız gerektiği öğretildi bize..."
March 7, 2012
B.Uzuner'den harika öykülerle dolu güzel bir kitap. Tuhaf, etkileyici, hoş hikayeler...
August 15, 2014
Okuduğum en güzel kitabı olduğunu söyleyemeyeceğim, tam da söylediği gibi en savunmasız anında yazılmış öyküler.
Read
September 6, 2017"kim olduğumuzu anlamak yerine,nasıl olmamız gerektiği öğretildi bize."
tartışmasız şu ana kadar okuduğum en iyi öykü kitabıydı. içindeki her öykü farklı bir yer edindi bende.
buket uzuner'in geçen sene "kumral ada mavi tuna" adlı kitabını çok severek okumuştum. hala kafamdan atamadığım, zaman zaman aklıma gelip yüzümde buruk bir gülümseme bırakan muhteşem bir kitaptı o da. ve sanırım gönül rahatlığıyla söyleyebilirim artık, buket uzuner'in kalemine bayılıyorum, bayılıyorum, bayılıyorum. henüz yazarla tanışmadıysanız, lütfen okuyun,mutlaka okuyun!
tartışmasız şu ana kadar okuduğum en iyi öykü kitabıydı. içindeki her öykü farklı bir yer edindi bende.
buket uzuner'in geçen sene "kumral ada mavi tuna" adlı kitabını çok severek okumuştum. hala kafamdan atamadığım, zaman zaman aklıma gelip yüzümde buruk bir gülümseme bırakan muhteşem bir kitaptı o da. ve sanırım gönül rahatlığıyla söyleyebilirim artık, buket uzuner'in kalemine bayılıyorum, bayılıyorum, bayılıyorum. henüz yazarla tanışmadıysanız, lütfen okuyun,mutlaka okuyun!
Displaying 1 - 18 of 18 reviews