“Bir bireyin eylemlerine, kaçışı olmayan, içselleşmiş bir otorite kılavuzluk ediyorsa politik özgürlüğün çok az anlamı vardır” diyen yazar bu kitabında “içselleşmiş otoriteyi” oluşturan mekanizmalardan biri olan eğitimi ele alıyor.
Spring -esas olarak- iki eğitim modelinin varlığından söz ediyor: İlki düzen, plan ve yüksek verimlilik aracılığıyla toplumsal ilerleme arayan teknolojik ve rasyonalist model. Bu modele göre “toplum, verimli işleyiş hedefine sahip bir makine olarak görülür. İnsanlar, değerleri toplumsal makinenin pürüzsüz işleyişine katkılarıyla belirlenen ‘insani kaynaklar’ haline gelirler. Bu modelde, çocuğa üzerinde çalışılacak ve toplumun iyiliği için biçimlendirilecek bir nesne olarak yaklaşılır.” Bu modelin eğitim aracı olan okula Illich “iktidarın fahişesi” diyor. Bu modeli benimseyen psikolog, hırsızlık yapan yoksul insanlarla karşılaştığında “çalma alışkanlıklarının nasıl sona erdirileceği” sorusunu araştıracaktır.
Spring’in Ferrer, Godwin, Rousseau, Marx, Freire, Illich, Stirner, Tolstoy, Reich ve Neill’in tezlerini tartışarak önerdiği ikinci modelde ise önemli olan düzen ve verimlilik değil bireysel özerkliğin artmasıdır. “Toplumsal değişimin hedefi, artan bireysel katılık ve toplumsal sistemin denetlenmesidir. Bu model, modern toplumsal kurumların gücünün büyük ölçüde halkın, bu kurumların otoritesini ve meşruiyetini kabul etme gönüllüğüne dayandığı inancına bağlıdır.” Bu modelin sorusu “bireyin toplumsal makineye nasıl uydurulacağı değil, insanların, kişisel tatmin olmadan çalışmayı ve özgürlüğü sınırlayan toplumsal otoriteyi neden kabul etmeye istekli olduklarıdır.” Bu modelin psikoloğu ise “neden bütün yoksul insanların hırsızlık yapmadığı” sorusuna cevap arayacaktır. Çocukların “kolay kontrol edilebilen verimli makineler” olarak değil “özgür, hayattan zevk alan” kişiler olarak büyümesinden yana olanlar için...
“Spring’in kitabı benzersiz bir çalışma. (...) Bu işi yalın bir dille ve yetkili bir tarihçinin basiretliliği ile yapan, bildiğim tek okunabilir kitap. Çağdaş eğitimle ilgilenenler bu kitabı okumamazlık edemezler.” Ivan Illich
Kitabın üçüncü bölümü, “Bilincin Gelişmesi: Marx’tan Freire’ye” inanılmaz zihin açıcı! Zira Freire eğitim yöntemlerinin merkezine, Marx’ın bireysel bilincin gelişmesi ve modern toplumda yabancılaşma teorisine uzanan insanlık kavramını koyar. Böylece Freire’in eğitimi, eyleyen olan, özgür olan bireyler yetiştirmeye olanak tanır.
For anyone looking for something more concrete than Lies My Teacher Told Me or Teenage Liberation Handbook. This seriously looks at the problems with schools from a perspective that is objective so far as it surveys the history of deschooling thought beginning with Tolstoy and ending with John Holt. This book made me seriously reconsider becoming a teacher. But what I really got out of it was the importance of remembering the why behind schools, which is sadly lacking in education today.
Radikal eğitim teorileriyle ilgili okuduğum en iyi kitaplardan birisi oldu. Daha önce benim de üzerine düşündüğüm sorunlardan ziyade daha önce hiç aklıma gelmemiş konularında bulunması olçukça faydalı oldu benim için. Daha önce bakmadığım bir çok farklı bakış açısı kazanmış oldum. Gerçekten okurken beni çok düşündüren bir kitap oldu. Radikal eğitim teorileriyle ilgileniyorsanız kesinlikle okumanız gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Blogumdaki değerlendirme yazısı için tıklayınız.
A reasonably clear, comprehensive overview of libertarian thought/philosophy in education. (The author means "libertarian" in the sense of political liberation, rather than the American political party, though there's certainly some overlap.) Covers William Godwin, Rousseau, Tolstoy, Freire, and A. S. Neill's Summerhill (though this chapter focuses more on Wilhelm Reich). Does not include discussion of the larger free school movement or the Sudbury model, both of which were relatively new at the time of publication.