The Kutadgu Bilig, or Qutadğu Bilig ( /kuːˈtɑːdɡuː ˈbɪlɪk/; proposed Middle [qʊtɑðˈɢʊ bɪˈlɪɡ]), is a Karakhanid work from the 11th century written by an Turki author Yusūf Khāṣṣ Ḥājib of Balasagun for the prince of Kashgar. Translated, the title means something like "The Wisdom which brings Happiness" or "The Wisdom that Conduces to Royal Glory or Fortune", but has been translated more concisely as "Wisdom Which Brings Good Fortune". The text reflects the author's and his society's beliefs, feelings, and practices with regard to quite a few topics, and depicts interesting facets of various aspects of life in the Karakhanid empire. While not produced in Turkey, and more accurately referred to as Turkic literature, the Kutadgu Bilig is often considered to belong to the body of Turkish literature.
Türk tarihi kaynaklarında Karahanlılar dönemi hakkında yeterli bilgi olmadığı gibi; bu devletin 'vatandaşı' olan “Balasagunlu Yusuf” hakkında bilgiler de yok denecek kadar azdır. M.S. 1017-1019 yılları arasında doğduğu rivayet edilmektedir. Dönemin 'Kuz-Ordu' isimli şehri Balasagun'da doğmuştur. Kendisinin tam bir biyografisi henüz oluşturulamamıştır. Büyük eseri boyunca adını bile sadece bir kez, "Kitap sahibi Yusuf, büyük has hacib, kendi kendine nasihat eder" başlıklı, son bölümünde anmıştır. Bu başlıktan baş teşrifatçı olduğu da anlaşılmaktadır. İyi bir eğitim görmüştür. Çağının geçerli bilimlerinin yanı sıra Arapça ve Farsça da öğrenmiştir. 1077 yılında Kaşgar'da vefat etmiştir. Türbesi de bu kenttedir.
Karahanlı Devleti zamanında yaşamıştır. Temel eğitimini Balasagun'da almıştır. Kendisine önceden Balasagunlu Yusuf denilirken , sonrasında Has Hacib unvanını almıştır. Yusuf Has Hacib, Türk dili ve edebiyatı için temel bir eser olan Kutadgu Bilig (Kutlu kılan bilgi) kitabının yazarıdır. Kutadgu Bilig 6645 beyitlik bir eserdir. Eser, Allah'a hamd, Peygamber'e ve Dört Halifeye teşekkürle başlar.
Yusuf Has Hacib, astronomi bilimini öğrenmek isteyenlerin, önce geometri ve hesap kapısından geçmesi gerektiğini söylemiştir: “Aritmetik ve cebir, insanı kemâle ulaştırır; toplama, çıkarma, çarpma, bölme, bir sayının iki katını, yarısını ve kare kökünü alma işlemlerini bilen, yedi kat göğü avucunun içinde tutar. Her şey hesaba dayanır.”
Yusuf Has Hacib, Türk edebiyatındaki ilk siyasetnameyi yazmıştır. Türk edebiyatında ilk nazım şeklini de o kullanmıştır. Bu nazım şekli de mesnevidir. Bundan dolayı ona Yusuf Has Hacib denilmiştir.
o kadar uzun zamandir cr'de duruyor ve cr de o kadar kalabalik ki gordukce geriliyorum. cok onemli olan bu kitap hakkinda hic yorum olmamasi yorum icin bekletme sebebimdi. ancak yine simdi yapamayacagim. aldigim notlari derlemem gerek. ***en kisa zamanda yorum girilecek.
Kutadgu Bilig gerçekten adını sık duyduğumuz ve aynı zamanda tarihin önemli değerlerindendir. Alegorik anlatım çok etkileyiciydi özellikle bir siyasetname olmasının açık dili bu sembolik anlatımın güç hale gelmesini önlüyor. Bunlar güzel yanlarıydı ama kitabın son kısımlarında geçen “ kadın kuralları” çok cahilce bir tutumla yazılmış hissini verdi bana. Örneğin kadınların üstün olmamasını olurlarsa erkekleri köle yapacakları gibi bulanık vizyon ve geçmişin getirdiği kültürsüzlük örnekleri de vardı. Evet kitap büyük bir kültür hazinesi ama çağın gereklerine göre şekillenmiş belirli kısımlar okurken beni rahatsız etti. Yine de okunması gereken ve imgesel anlatımın temelini görmek için fikir sahibi olunması gereken bir eser olduğunu söylemek zor değil. Eserin çatışmalarının sebebinin de yeni yazılar ve sonradan eklenen nüshalar olduğunu söylemeyelim. Bu kitap için geçmiş adına büyük bir başyapıt ama günümüz için eksikleri olan sözler bütünü demek yanlış olmaz .
Hem hükümdar soyu hem de halkı Türk olan ilk İslam Türk devleti olan Karahanlılarda Baş Mabeynci olan Yusuf'un yazmış olduğu Mutluluk Veren Bilgi (Kutadgu Bilig) birçok açıdan döneme ışık tutuyor.
Siyasetname ya da pendname benzeri bir tarzı olan eserde atalarımıza ait sözler ve Yusuf Has Hacip'in öğütleri yer almaktadır.
Ukuş körki til ol, bu til körki söz / Kişi körki yüz ol, bu yüz körki köz (Aklın süsü dildir, dilin süsü söz / İnsanın süsü yüzdür, yüzün süsü de göz) (Bu cadı dünya vefasız ve dönek / Edası kız gibidir, yaşı ise büyük)
Siyasilerin ve idareciler kesinlikle başucu yapması gereken bir kitap.
Lise yıllarımdan beridir duyduğum, okuma niyeti içinde olduğum bir metindi. Kısmet bu zamanaymış.
Aslında Yusuf Has Hacib'e karşı önyargılıydım da. Milliyetçi böbürlenmelere meze olmuş, hak ettiğinden fazla cilalanmış biri olduğuna inanıyordum.
Bilgiyi, aklı ve adalet duygusunu önceleyen; devletten önce bu kavramları kıymetlendirmeye çalışan bir bilge olduğunu gördüm.
Kutadgu Bilig Türk dilini yüceltmiştir diyemem ama bu coğrafyadaki düşün hayatını yüceltmiştir diyebilirim. Okurken hep aklımda çevirdim durdum. Laiklik o çâğın değeri olsaydı, Yusuf Has Hacib sarsılmaz bir laik devlet sistemi savunucusu olurdu. Akla ve bilgiye bu kadar vurgu yapması bana bunu hissettirdi.
Geç de olsa okuduğum için kendimi şanslı hissediyorum.
Edebiyatımızın incisi sayıyorum Kutadgu Bilig'i. Oldukca zengin Bir anlatıma sahipler. Döneminden bu Yana Türk Edebiyatı'na Katkısı Çok fazla. İlk siyasetnamemiz. Çağatayca yazılmış. Hakaniye Lehçesidir. Has Hacib Karahanlıdır Yusuf ama bu lehçeyi Timur dahi kullanmıştır. Anlatmakla bitmez, en iyisi herkes okusun :)
Sadece Hakan değil, herkesin insan ilişkilerini düzenlemesine yardımcı öğütleri barındırıyor. Kadınlarla ilgili olan kısımları cahilce ve çok keskin buldum; ancak geri kalan kısımları hayattan çıkaracağınız acı derslerin derlenmiş hâli. En iyisi o acı tecrübeleri ilk elden yaşamadan önce çarelerinin kulağa küpe olması. Kitabın yalnız bu nedenle bile okunmasını tavsiye ederim.
Tanzimat döneminde işlenen konuların hala günümüz Türkiye'sinde geçerli olduğunu konuşuyorduk ya bırakın Tanzimatı 1070 yılında Ulu Buğra Han'a sunulmuş Kutadgu Bilig döneminden bir gram ileri gidememişiz, ayıp olmasın ama galiba biraz da geriye gitmişiz.
Müthiş bir başucu kitabı. İçinde yer alan öğütler adeta altın değerinde. Günümüz Türkçesi ile doğrudan aktarıldığı için kitabın okunuşu oldukça akıcı. ***** 5 yıldız // 5 Stars *****
KUTADGU BİLİG Türk Tarihinde yazılmış erken döneme ait üç büyük eser vardır. Biri Orhun Anıtları diğeri Dîvânu Lugâti't-Türk ve saç ayağının üçüncü de Kutadgu Bilig. Uzun zamandır elimde olan ve olabildiğince sindire sindire okumaya çalıştığı Kutadgu Bilig’i bitirdim. İş bankası Hasan Ali Yücel klasikleri arasında çıkan Ayşegül Çakan’ın kitabından söz ediyorum. Hakkında birkaç cümle yazayım istiyorum ama okuyanlar arasında bu işin uzmanları olabileceğini düşününce parmaklarım titremiyor değil hani… Kutadgu Bilig, Balasagun’lu (günümüzde Kırgızistan'da, Çu Nehri vadisinde Bişkek ile Issık Gölü arasında tarihî bir şehirdir)Yusuf Has Hacip tarafından yazılmış ve devrin Hükümdarı olan Süleyman Arslan Han oğlu Kara Buğra han’a 1070 yılında sunulmuştur. Kut veren bilgiler anlamına gelmektedir. Yani mutluluk veren bilgiler. Eser mesnevi tarzında yazılmıştır ve 6645 beyitten oluşmuştur. Karahanlılar döneminde konuşulan Uygur Türkçesiyle yazılmıştır. Bu arada Yusuf Has Hacip’in Şuubiye taraftarı olduğunu da belirtmeliyim. Şuubiyeler Arapların kültür baskısına hayır deyip Arapların dışındaki halklarında Siyasi, Edebi, fikri anlamda üstün olduğunu ileri süren bir akımdır. Küçük bir not daha Divanı Dîvânu Lugâti'te hemen hemen aynı dönemde yazılmıştır. Aslında eserin bulunmasının uzun bir hikayesi var. I. Herat örneği, 18. YY da bulunuyor. Ünlü Alman Tarihçisi Joseph Von Hammer tarafında bir sahaftan satın alınıyor. Şu an Viyana’da. II. Örnek Mısır’da Bulunuyor. Hem de söylentilere göre bodrumda iyice dağılmış bir halde. Bu nüsha, 1896’da, Kahire’de, Kütüphane müdürlüğü yapan Alman âlim Moritz tarafından bulunmuştur. Şükür ki örnek şu an Kahire’de saklanıyor. III. Örnekse Fergana’da Z.V. Togan tarafından bulunuyor. Yani demem o ki biz kadir kıymet bilen bir millet değiliz. Kitapta dört ana kişi var. Bir anlamda siyasetname veya öğreti kitabı olan Kutadgu Bilig bu dört kişi arasında ama ikili konuşmalar halinde sürer gider. Bunlar… I. KÜN-DOGDİ : Gündoğdu Hakan. Hükümdarı, yasayı, adaleti, doğruluğu simgeliyor II. AY-TOLDI : Dolunay. Vezir. Devleti, mutluluğu, talihi simgeliyor. III. ÖGDÜLMİŞ : Övülmüş. Vezirin oğludur. Aklı ve anlayışı simgeliyor. IV.ODGURMIŞ : Vezirin akrabasıdır. Yaşamın sonunu yani Akıbeti simgeliyor. Sonuç olarak Türk Edebiyatında büyük bir eser olan bu kitabı okumanızı ve yazıldığı döneme göre değerlendirmenizi öneriyorum. İlk başlarda zorlansanız da tamamlamanızda yarar var.
Bu tarz manzum tarzda hikayelere bayılan birisi olarak seve seve okudum kitabı. Konusu itibariyle 1000 yıllık bir kitap olmasına rağmen hala son derece güncel denebilir. 4 karakter üzerinden yaşayış biçimi, hayat amacı, doğruluk, bilgelik başta olmak üzere Karahanlılar dönemindeki devlet görevlilerinin nasıl olması gerektiğine kadar irdeleyen edebiyatımızın çok değerli bir ürünü. Muhakkak okunması gerek. Tek bir eleştiri olarak kimi zaman kitabın bölümlerinde aynı mevzu üzerinde fazla tekrara düşme durumları biraz sıkıcı olabiliyor. Fakat bunun da nedeni geçen zaman için de karakterlerin son derece insancıl olarak doğrudan, iyiden uzaklaşması, bildiklerini (farkına bile varmadan) unutmaları olabilir...
Binlerce yıldır kaç devlet kurmuşuz, yıkmışız, tekrar kurmuşuz. Bu kadar teşkilatçı bir halkın gerçek anlamda bir siyaset filozofu çıkaramaması çok garip. Nizamülmülk'te de aynı hayal kırıklığını yaşamıştım. Bu kitapta da monarka öğütler tadında boş nasihatler var. İyiden, doğrudan, adalatten bahsediliyor ama bunların ne olduğu hakkında yazarın herhangi bir fikri yok. Doğruyu yapın. Tamam da doğru ne? Bir de Türklerin İslamiyeti kabul etmesinden sonra yazılmasına rağmen cahiliye Araplarının ideolojisini benimsemesi ayrı bir tuhaflık. Çocuk kız doğacağına ölü doğsa daha iyiymiş. Ya sabır! Kitabın bize tek faydası Türk dilinin ana kaynaklarından biri olması. Onun dışında bir değeri yok.
Dokuz yüzyıl önce yazılmış olan muhteşem bir kitap. Verdikleri öğütlerin çoğu günümüz dünyası için de halen geçerliliğini korumakta. Keşke liselerde de bu kitabı öğrencilere tanıtsalar. Gayesi ve iletisi iyilik üzerine olan, insan ölüp yok olup gitse de adının iyi anılması için neler yapılmasının gerektiğini anlat güzel bir rehber. Yazıldığı yüzyılda ki şehirlerde yaşayan insanların sınıflarının ve ilgilerinin günümüz dünyasından çok farklı olmaması gerçekten çok şaşırtıcı. Öğrenilesi veya hatırlanası birçok öğüt için okuyun.
A good political book that serves as a guide for administrators. If many of the advice in the book had been followed, the world would be a much more peaceful place. Unfortunately, this work does not get the value it deserves today. The only criticism I have in the book, and the reason I deducted a star, is Yusuf Has Hacib's thoughts on women. Although such thoughts were considered normal at the time, I think a wise man must have reached this awareness. However, apart from that, it is a valuable work in which symbolism is used well.
Dönüp dönüp aynı şeyleri yazıyor gibi. İnanılmaz sıkıldım okurken. Arada kadınlara hayatı zindan etme onerileri vs kısmına hiç girmiyorum :) tabii dönemin şartları gak guk denilebilir ama okurken sinirlenmeme engel olmuyor
O kadar derin bir kitap ki hayata dair, insan olmaya dair birçok şey söylüyor. Öğüt mü, bilgi mi, hakikat mi, deneyim mi nasıl dersen artık, bu kitapta hepsinden var.
Baştan sona lise yıllarımda okumuştum ama ondan sonra da yer yer açıp bazı kısımlarını okuduğum bir kitaptır. Yazılışının üzerinden çok uzun zaman geçmesine rağmen hala günümüzde bile geçerliliğini koruyabiliyor. Bu yönüyle bana Antik Yunan, Roma veya Hint felsefi metinlerini hatırlatıyor. Birçok farklı konuda öğütler var ve değerli bilgiler yer alıyor. Bazen okuması zor ama yine de değiyor diyebilirim.