Gizli birşey yapıyordum ve korkuyordum, karımdan, çocuklarımdan, patronumdan, arkadaşlarımdan, iş arkadaşlarımdan, kısaca bana sahip olan, hayatımı zorlaştırma, hatta karartma potansiyeline sahip herkesten, tek tek ve toplu olarak hepsinden.' Melekler Erkek Olur cinselliğin akıl işlemez dehlizlerinde ailenin, arkadaşlığın, iş yaşamının sorgulandığı; karmaşık, zaman zaman çıkmaz sokaklarla son bulan, koşturmacalı bir yaşantının çelişkileriyle örülü çağdaş bir roman. 'Korku, hayatım boyunca, en büyük yöneticim oldu,' diyen, ama gene de kendisine gizli adacıklar oluşturmaktan geri durmayan bir kahramanın yalın anlatısı...
Hamdi Koç Fatsa’da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi’nde, bir süre ODTÜ’de okudu. İÜ İngiliz Dili ve Edebiyatı’nı bitirdi. 2002 yılında yayımlanan romanı Melekler Erkek Olur ile Türkiye’nin en çok okunan yazarları arasına girdi. Çiçeklerin Tanrısı, İyi Dilekler Ülkesi, Bir Eski Kocanın Öğleden Sonrası yazarın diğer romanlarıdır.
Bilmiyorum. Karışığım. Bir yanım kitabı yakmak isterken, diğeri bitirmekte ısrarcıydı. Ve bitti. Varlıklı, bilgili, oldukça kültürlü bir adamın nasıl beş para etmez bir ahlaksıza dönüştüğünü anlattı kitap. Sevmedim. Çünkü gerçek erkek düşüncelerini veriyordu kitap. Yalanı yoktu. Çoğu böyle düşünüyordur eminim diye çok geçirdim içimden. Rahatsız oldum. Kitabın adı güzel ve kinayeli diyebilirim.
Kitaptaki ana karakter aynı zamanda kendi antagonisti de oldugundan yer yer zorlayıcı bir okuma oldu. Hikaye bir araba kazasina bakmak gibiydi, hem elimden bırakamadım, hem de yer yer kusmak istedim.
Genelde kadın okuyucular olumsuz yorum yapmış ama ana karakterden bu denli nefret ettirebiliyorsa bence şahane bir iş çıkarmış demektir. Kaldı ki ben çok keyifle okudum. Kadın erkek ilişkileri, 40 yaş, yaşamsal sorgulamalar, güzel yani.
Midlife crises are supposed to be fun or tragic or both, but this one is really boring. I considered the book with a rather cheesy title a light read and went into this with zero expectations. Although the first few pages were promising, the story told is not about character erosion, but simply about a bored man looking up and searching for potential mistresses. And as expected, he doesn't look too far, romancing two colleagues and even having slight sexual encounters at work (which is very unrealistic even for people with very low values). The lover, the ex-wife, and the hero himself are in no way original, even one-dimensional, and behave exactly as expected of them. Regardless of the author's intentions; the book does not give us anything new and the protagonist is not as despicable as he tried to portrey him, he is an ordinary man at best.
This entire review has been hidden because of spoilers.
İğrenç bir adam hakkında iğrenç bir hikaye. Kral Kaybederse ile benzer mi acaba diye okumaya başladım, belki birinci kişi ağzından olduğundandır, bu karakter kişiliksiz kendini bilmezden başka bir şey değil gibi geldi. Kral Kaybederse bazen tonundaki seksizim ile beni rahatsız etse de, hem hikayenin geçtiği zamandaki toplumsal yapıyı, hem de bu seksizmin aslında bir nebze açıklandığı psikoanalizleri göz önünde bulundurduğumda, kitap benim için çok daha değerli bir hal almıştı. Buradaki kadın düşmanlığı oldukça netti, ve bir o kadar da igrençti. Oldukça sert bir biçimde dillendirilen kadın nefreti ve şiddet arzusu, bir kadın olarak beni çok rahatsız etti. Zaten toplumun bu açıdan gittikçe gerilediği bir ülkede, bu tarz kitapların kimde ne düşünceler uyandıracağını düşünmek istemiyorum. Kötü yazılmış bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Ama kesinlikle keyifli bir okuma da değildi.
Merhaba , yazarın yeteneğine , anlatımına diyecek lafım yok , çok beğendim, özellikle temiz, samimi, net bir anlatımı olduğu için . Ama konu çok ilgimi çekmedi , gerçi 2002 de yükselen plaza hayatı,beyaz yakalı bir adam, aldatma çok ilgi çekici olmuş olabilir.
Yazar, bir adamın içsel dünyasını korkunç dereceli isabet ile okurun önüne sürüyor. Kitabın kahramanı iyi tahsil görmüş, kültürlü ve finans sektöründe faaliyet gösteren başarılı bir iş adamı. Zengin. Fakat erkeklerin kendileri merkezli düşüncelerini çok iyi yansıtıyor.
Son dönemlerde okuduğum en beğenmediğim kitaplardan biri oldu. Zorlama betimlemeler, araya sıkıştırılan zorlama imgilizce kelimeler. Başladığım için bitirdim ama ne yazık ki hiç keyif almadım.
23 yıl sonra yeniden okuduğum kitap.. Erkeklerin bakış açısını, önceliklerini ve tabi kendi içindeki çelişkilerini nasıl da doğru anlattığını şimdi daha iyi anlıyorum :)
I kept asking “why” while reading and never got an answer. I couldn’t relate with the narratives decisions and didn’t really understand the point in general. He probably has mommy issues, and this explans a lot but it wasn’t mentioned in the book. This was just my understanding. And I didn’t like the way he explained women, I think the role of a woman was extremely underrated. It seemed that women only exist to be in love with men, and they have no other purpose or role in life.
İlişkiler üzerine yazılmış bu kitap ta , yazar erkek bakış açısını çok güzel anlatmış, erkeklerin ne kadar sığ olduklarını bizlerin gözleri önüne serebilmiş.