Amin Maalouf’dan yeni bir kitap… Maalouf’un Uzaktan Aşk’tan sonraki ikinci librettosu Adriana Mater Türkçe’de! Adriana Mater, yer ve zaman belirtilmemiş ama 20. yüzyıl sonlarında Balkanların durumunu çağrıştıran, iç savaşın yaşandığı bir ülkede geçiyor. Genç bir kadın olan Adriana tecavüze uğrar ve hamile kalır, ama çocuğunu aldırmayı kabul etmez: “Onun çocuğu değil bu Refka, benim çocuğum ve bana benzeyecek” diye cevap verir kız kardeşine. Bu varlık iki kanı birlikte taşıyacaktır: Kurbanınki ve celladınki.
Amin Maalouf (Arabic: أمين معلوف; alternate spelling Amin Maluf) is a Lebanese journalist and novelist. He writes and publishes primarily in French.
Most of Maalouf's books have a historical setting, and like Umberto Eco, Orhan Pamuk, and Arturo Pérez-Reverte, Maalouf mixes fascinating historical facts with fantasy and philosophical ideas. In an interview Maalouf has said that his role as a writer is to create "positive myths". Maalouf's works, written with the skill of a master storyteller, offer a sensitive view of the values and attitudes of different cultures in the Middle East, Africa and Mediterranean world.
Kısacık bir libretto metni, üzerine söyleyecek çok bir şey yok ama bende sahnelenmiş halini izleme hevesi uyandırdı ki bu da mühim bence. Savaşa, barbarlığa, intikama, şiddete, bağışlamaya dair bir küçük anlatı. "Ne var ki savaş zamanı ulusun / Kötü çocuklarına işi düşer / Serserilerine, katillerine işi düşer / Onun elleri temiz kalsın diye / Ellerini kirletecek birileri gerekir."
في هذه المسرحيّة الغنائيّة -أو الأوبرا- لا يمكنُ الاقتصار على قراءة العمل، قراءةً ميلودراميّة قروسطيّة، ثمّ الانصراف. كأنّه عملٌ كلاسيكيّ مصروفٌ عن معاني الواقع.
لا أنسى أبدًا في حضور أمين معلوف، موضوعَ الهويّة. كما لا ينساه هو أيضًا. هنا يحضرُ السّؤال عن الدّم -الانتماء البيولوجي الطبيعي نحو الأم والأب-: إلى أيّ اتّجاهٍ يخطو الإنسان؟ نحو أيّ نقيض؟ الخير؟ الشر؟ ومن أيٍّ منهما يأخذ ذلك؟ قد تبدو الفكرة هنا مبتورةً بعض الشيء، وتحتاجُ تخميرًا حتّى تتضح، لأنَّ الدراما مكثّفة. تقول الأم أدريانا: "لقد استكان دمُ القاتل حين خالطَ دمي". وتقول: "كنتُ أجهد حتّى يترسّخَ إيماني بأنَّ الدم حياديٌّ وأخرس. بأن الدم لا يقرِّرُ شيئًا".
أربعُ شخصيات تتناوبُ الخشبة. نصٌّ جميل، وإخراجٌ جيّد. رغم أنَّها قصيرة، لكنَّ اتّجاهاتٍ كثيرة قُد تُحمَلُ عليها. وتأويلاتٍ كثيرة أيضًا. كتبها معلوف في عام ٢٠٠٦م. مقاطعُ كثيرة لن تسقطَ من النصِّ هكذا، خصوصًا مع مراعاة زمن كتابتها، فمثلًا استوقفتني حروبٌ عديدة عندما قال تسارغو في أحد المشاهد: "مَن كُتبَ لهم النجاة، عليهم أن ينصاعوا لقوانينهم، وينطقوا بلغتهم، ويتزيّنوا بزيّهم، ويتناولوا طعامهم، ويشتمُّوا روائحهم... إذا لم تفتحي لي الباب، فقريبًا سوف تفتحينه لهم".
نصّ مسرحيّ بسيطٌ في ظاهره، لكنّ معلوف لا يكتبُ هكذا بغير نِيّة!
نمایشنامه را دوست داشتم. بیشتر دوست دارم حتما اپرای اجرا شده از آن را ببینم. ترجمه به نظرم سلیس نیامد. قطعات بین پردهها حیف و میل شدهاند. اما گفتگوها درخشان و درستاند. موقعیت را میشود درک کرد و گرفتارش شد. صدای رنج را میتوان شنید. کتاب را خلاصه کردهام: (کتاب را اگر نخواندهاید این چند سطر را نخوانید) پسری زاده میشود از بستر خشم و نفرت. در شرایطی که «دیگران» دستآویزی میشوند برای انسان نبودن. حقارتی با بطری رفته و با سلاح برگشته. اول بار لابه میکند و بعد میترساند. برای به دست آوردن عشقی که (اگر کمی عاقل بود) میتوانست جور دیگری باشد. جنگ هم بهانهای است برای غارت و تجاوز. اما در نهایت عبور محکم و رنجور خون زن، خون هیولا را میپالاید و پسری کو ندارد نشان از پدر، آدمیست به قاعده. غرور و تبختر و صدا همان است، اما تربیتشدهی رنج مادر.
تعال، اقترب، عانقني! أحتاج أن أريح رأسي للحظةٌ على كتف رجل.
في تلك المسرحية وأبطالها أربعة أشخاص، يوجهنا أمين معلوف لقضية انتماء الطفل لأبويه بشكل شعري مسرحي من أعذب ما كُتب للمسرح. ففي حين تتعرض أدريانا للاغتصاب ثم تقرر الاحتفاظ بثمرته تعيش مؤرقة الذهن مخبئة هذا السر عن ابنها.
Kitapçıda elime alıp sonra bir köşede bir solukta okuduğum beni hala bırakmayan kitap! Yıllar geçti... Öyle ki kitaplığımda durduğu yer hep gözüme çarpacak şekildedir.
Cinquième livre du Marathon de lecture d'aujourd'hui est terminé ! Je ne suis pas particulièrement attirée par la lecture d'un livret d'opéra. Je préfère de très loin les romans de l'auteur. Un extrait qui m'a plu: "Cet homme méritait de mourir, mais toi, mon fils, tu ne méritais pas de tuer. "
Amin Maalouf ile bir libretto aracılığıyla tanışmam ne kadar doğru bilmiyorum ama arka kapağını okuduğumda gerçekten okumalıyım dedim. Kitap Adriana’nın karşılıksız bıraktığı sevgisinin intikamını almak için Tsargo’nun ona tecavüz etmesiyle başlıyor aslında. Bundan sonra Adriana’nın acıları, bebeği doğurmaya karar verirken bile yazgısının bir canavarın kiyle aynı olma ihtimalinin verdiği keder çok derin hissediliyor. "O benim çocuğum" diyor. Sonrasında korkunç gerçekle 17 yaşında tanışan Yonas'ın tarafından baktığımızda da ayrı bir hesaplaşmanın içinde buluyoruz kendimizi. Bir tecavüzcünün kanını taşıma düşüncesinin uyandırdığı öfke ve intikam isteğini görüyoruz. Ve son perdede her karakterin toplu olarak kendisiyle hesaplaştığına ve tecavüzün sadece o anda kalmayan yıkıcılığına tanık oluyoruz. Savaş esnasında erkeğin elde ettiği güçle zamanında karşılık alamadığı kadına boyun eğdirmek için kullandığı şiddeti her cümlede hissediyoruz. Sanki yazar bu ölüm dağıtıcılarını yaka paça getirip okurun önüne fırlatmış gibi. Bu yüzden bundan çok daha güçlü kitaplarını okumaya devam edeceğim. Ayrıca en kısa zamanda operasını da izleyeceğim!
c'est ma première fois dans les opéras , et j'ai beaucoup apprécié cette aventure. Fidèle à ses habitudes, AMIN MAALOUF, m'a éblouit, il a bien cerné le sujet du SANG, en posant la question: est-ce que les enfants héritent le sang de leurs pères violeurs.
Amin Maalouf’un 2006 yılında yazdığı ikinci libretto olan Adriana Mater’ı okudum. Liberettolar romanlara göre daha kısa ve tiyatro metni şeklinde oldukları için hızlı ve kolay okunuyorlar. Uğradığı tecavüz sonucu hamile kalan ve çocuğunu aldırmayı reddeden anne, Adriana, büyüdüğünde babasının gerçek kimliğini öğrenen ve onu öldürmeye yemin eden oğul Yonas, savaştan yaralı olarak dönen ve zamanının dolmasını bekleyen baba Tsargo ve Adriana’nın kız kardeşi Refka. Annelik ya da barbarlık; ölüm ya da yaşam; bağışlama ya da intikam… Amin Maalouf, bize sık sık Ortadoğu’yu ya da Balkanları anımsatan bir coğrafyada, savaşın yaşandığı bir ülkede, düşmanlığın ve yabancılığın eşiğinde, tükenmekte olan bir dünyanın eğretilmesini sunuyor. Adriana Mater (Ana Adriana), insanoğlunun unutulmaz trajedilerine ışık tutuyor. (Arka Kapak) Adriana Mater operası, bu librettodan yola çıkılarak ve ilk kez 30 Mart 2006’da Bastille Operası’nda sahnelenmek üzere Kaija Saariaho tarafından bestelendi; oyunu sahneye Peter Sellars koydu, müzik yönetimini Esa – Pekka Salonen yaptı; rolleri Patricia Bardon ( Adriana), Solveig Kringelborn (Refka), Stephen Milling (Tsargo) ve Gordon Geitz (Yonas) paylaştılar; dekorları Georges Taypin, giysileri Martin Pakledinaz, ışık düzenini James F. Ingalls yaptı. Paris Ulusal Operası Orkestra ve Korosu eşliğinde oynandı. (Giriş) “Tanrı, yanında bir kullanma kılavuzuyla İpeklere sarıp göndermedi oğlumu bana!” Adriana Adriana, doğru söylemiş; hangi şekilde, hangi cinsiyette, nasıl doğarsa doğsun bir çocuğun yanında kullanma kılavuzu olmadığı gibi; “Nasıl İyi Bir Anne Olunur?” ( tabii nasıl iyi bir baba olunur?) diye de yardımcı kitap verilmiyor. Keşke olsa… Yaşayarak, zamanla olaylar başımıza geldikçe öğreniyoruz analık / babalık hakkında her şeyi. Çoğu kitapta yaptığım gibi okurken müziklerini dinlemek için araştırdım. Birkaç röportaj videosu ile birlikte adlı videoda sadece müzik vardı. Gözlerimi kapatıp dinledim, kitaptaki sahneler gözümde canlandı. Eserin tamamını dinlemek / izlemek isterdim. Hep uyarlama kitaplarda olduğu şekilde önce okuyun sonra izleyin dediğim gibi önce okuyun sonra dinleyin ki keyfiniz katlansın. Diğer Maalouf kitaplarında olduğu gibi beni hayal kırıklığına uğratmadı, keyifle okudum. Birkaç saat bile sürmeden, bir nefeste okunuyor. Değişik bir deneyim kazanmak, farklı bir tür okumak için ideal bir kitap. Hikayede üzerine konuşulacak iki temel konu var: Tecavüz ve intikam. Tecavüz üzerinde günlerce konuşulacak, tartışılacak, yüzyıllardır toplumda kanayan yara olarak çözümlen(e)memiş bir konu. İntikamsa hep söylediğim gibi gereksiz zaman ve enerji kaybı, kazananı olmayan bir savaş. Bu konu ile ilgili söyleyeceğim tek şey: “En iyi intikam unutmaktır.”
O teatro grego não esgotou a tragédia, a opéra não esgotou o drama e o que resulta da junção delas é este libretto transcendental. Há algures em vídeo o resultado operático deste trabalho, estreado na Bastilha em 2006, e não será apoucá-lo dizer que o texto vale por si mesmo. A narrativa é relativamente simples, mas a pungência e a urgência de um texto que tanto nos fala do presente como de todos os passados tem essa capacidade quase rara de ser intemporal sem perder a eficácia da mensagem. Não se trata de moral, porém. Trata-se, isso sim, da abertura de uma rede de significações, de intertextualidades e transtextualidades que habitam o texto, mesmo se se trata da mais simples das narrativas. Sublime.
Adriana’ya Genç ve güzel bir kızken tecavüz edilecektir. Tecavüz edecek olan Tsargo’dur. Sonradan savaşa gider, ortadan kaybolur. Adriana’nın kız kardeşi Refka olaya müdahale edememenin üzüntüsünü yaşar. Doğan çocukları Yonas ise 17 yaşında kendinden gizlenen bu gerçeği öğrenir. Babasına duyduğu nefret ile onu öldürmeye gider. Adriana’da onu bu kararında serbest bırakır.
Ancak Tsargo kördür ve Yonas onu o şekilde öldüremez. Adriana’na oğlunun bir katil değil kendi gibi yürekli biri olduğunu düşünecektir.
Eser, Amin Maalouf’un belirsiz bir savaş bölgesinde geçen savaşın psikolojik yönünü sorgulayan bir operaymış. Okumaya niyetlenince öğrendim bunu.
Ana karakter Adriana, gençken yaşadığı bir savaş tecavüzünden oğlu Yonas’ı dünyaya getirir. Onun tek amacı, Yonas'ı dışarıdaki bitmek bilmeyen şiddetten ve babasından miras kalan karanlıktan korumaktır.
Maalouf bu çatışma üzerinden, bir felaketin, kötülüğün nesilden nesile aktarılıp aktarılmadığını ve bir annenin bu süreci durdurmak için nasıl mücadele verdiğini gösteriyor.
Yonas(oğlu) büyüdükçe kimlik arayışı ve çevresindeki savaşın cazibesi şiddete doğru çeker ve bu arada babasının ayak izlerini takip etmeye karar verir.
Adriana Mater işte bu noktada, iyilik ve kötülüğün genetik mi yoksa çevresel mi olduğu sorusunu sahneye taşır. Eserde yaşanılan travmanın bir aile dramına dönüşerek nasıl bir sona ilerlediğini anlatır.
الكتاب كقصة : رائعة جداً بس مادري وش يبي الكاتب يوم نشر الكتاب, جد !! يعني : القصة ملحنة لــ أوبرا عرضت في أوبرا الباستيل 2006 على عيني و على راسي , طبعاً دورت ع مقطع للاوبرا للأسف ما لقيت ! لكن أنك تجي تنشر الكتاب و القصة على هيأة أوبرا !!!! دي صعبة شوي! الكتاب كل القصة نص مسرحي 100% يعني يجي الكاتب يقول لك :
" بينما يتابع المشاهد هذه الاحداث على خشبة المسرح تروي أصوات ما يجري أصوات تختلط و تتداخل, توجد جوقة لكن صوت تسارغو او أدريانا أو رفقة يسمع كذلك بين الحين و الآخ ,"
" تمتزج الآلآت الموسيقية صرخات غير محددة مصدرها الجوقة وكذلك اللاءات التي ترددها أدريانا تجليات صوتية أكثر منها كلمات واضحة "
غير المقاطع الي تكون مشاهد كاملة للقصة ماتقدر تستشعرها لانها وصف موسيقي مسرحي
معليش , ما ينفع تجيب موسيقى وتكتبها : عود , جيتار , صوت المغني , عود طبلة , رنة ثم صول , في شيء خاص للأذن , و شيء للعين , وشيء كالمسرحية للأثنين !
يعني لو أن الكاتب أخذ الفكرة وكتبها في كتاب كقصة مو نص مسرحي بيكون الوقع أجمل بكثير ! أني لا أشكك في جمال الأوبرا برغم اني ما شفتها , بس فعلاً صعب تترجمها ع ورق لعامة ناس !
أنا متحسفة أني قرأت الفكرة بهذا الشكل, أشعر أني لو تركتني وجا لي إلهام كتابة الفكرة نفسها كنت ببدع فيها بشكل أجمل مما تلقيتها اليوم بإختصار حرقت ع نفسي فكرة !
إختيار غير موفق لأمين معلوف هذا الكتاب , كنت أريد سمرقند, بس ألله يخس المكاتب الي عندنا , دورتها ما لقيتها !
لنا في " الهويات القاتلة" لقاء إن شاء ألله, لعلها تمسح إنطباع الأم أدريانا !
نوشته های امین مالوف رو قبلا هم خونده بودم ومیدونستم قراره کتاب با ارزشی و بخونم، با اینکه متن برای اپرا نوشت شده بود و خیلی از جاها به شکل شعر ترجمه شده بود، متن بسیار قوی و در عین حال خوشخوانی بود. با پیامی بسیار ارزشمند. ترجمه کتاب هم روان و دل نشین بود. خوندنش وقت زیادی نمیگیره ولی اثرعمیقی بر دل میذاره . " ما انتقام خود را نگرفتیم، اما نجات یافتیم " از متن کتاب
in namayeshname operast va khob khundane ye operayi ke matnesham be ye zabune dige bude ghaedatan chandan nemitune jazzab bashe. bayad SHENID. be harhal in majmooeye dor ta dore donya, AALIYE. be sheddat pishnehad mikonam.
ساعة، أو بعض ساعة، وقنينة نبيذ أحمر، كانتا كافيتان لأعانق الأم أدريانا داخل أوپرا الرائع أمين معلوف. الأم أدريانا مسرحية شعرية، تبتدأ برقصة ذات زمن بعيد، تتولّد عنها رغبة، فتمنُّع، فحرب، ثم إنتقام لم يتحقق رغم نية إحداثه، لتنزل الستارة، على صدى صرير باب الجحيم لحظة إغلاقه.
“Uzaktan Aşk” librettosuna göre çok daha vurucu, gerçekçi. Ortadoğu’da sıradanlaşacak kadar mide bulandırıcı bir gerçeği konu alan ve modern salonlarda buna sebep olan dünya “sirkine” haykıran bir eser olmuş.
Umuyorum izleme şansına kavuşabilirim, sirkte de olsa.