Can Güçlü

“Spor, özü bakımından, yaşamın üstesinden gelebilmek için oyunlaştırmaya başvuran insancıl tutumun bir sonucu. Binlerce yıl önce olduğu gibi bugün de, spor çoğu anlamda yaşamın savaşlarının oyunlaştırılmasına dayanıyor. Bir avlanma yöntemi olan okçuluğun bugün pek çok teknik kural ve örneğin yepyeni yay teknolojileriyle çağdaş bir spor karşılaşmasına dönüşmüş olması gibi açık oyunlaştırmaların yanı sıra, daha dolaysız spor etkinlikleri de aynı kapsama alınabilir: Örneğin, bir insan yalnızca koşup sıçrayarak ne denli yükselebilir? Peki, bir sırık kullanarak sıçrarsa ne denli yükselebilir? Ya da iki insan karşı karşıya geldiğinde yalnızca yumruklarıyla ve kurallar çerçevesinde birbirlerini nasıl alt edebilir? Bunlar, insanın fiziksel becerisinin belirli kurallar içinde sınanmasına ve bilinen sınırların aşılmasına dayalı oyunlar. İnsanın kendine karşı, doğaya karşı, diğer insanlara karşı savaşımını ölüm riskini ortadan kaldırarak ya da azaltarak, çerçevesi belli bir etkinliğe dönüştürmek.”
― Can Güçlü, Tarihe Yön Veren 100 Sporcu

“Türk Kurtuluş Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu’nun halkı olumsuz koşullara iten yönetiminin ve emperyalist Batı’nın baskısına karşı ulusun kendi bağımsızlığını, özgürlüğünü ve yaşam hakkını eline aldığı bir devrim atılımıydı. Başarıya ulaşmasının ardından ilan edilen cumhuriyet de bu duruş ve düşüncenin ülkenin geleceğini kuracağını kesinleştirmişti. Türkler, özgür bir ulus olarak uygar bir devlet kurmuş, mutluluğu, başarıyı ve utkuyu hedeflemişti. Yani ulusal bağımsızlıkla bütünleşik halkçı kalkınmayı!”
― Can Güçlü, Tarihe Yön Veren 100 Sporcu