Muharrem Ergin
|
Dede Korkut Kitabı
by
—
published
1450
—
9 editions
|
|
|
Orhun Abideleri
—
published
731
—
8 editions
|
|
|
Türk Dil Bilgisi
—
published
2009
—
3 editions
|
|
|
Osmanlıca Dersleri
—
published
200
|
|
|
Türklerin Soy Kütüğü
by
—
published
1660
—
9 editions
|
|
|
Üniversiteliler İçin Türk Dili
—
published
2001
—
3 editions
|
|
|
Dede Korkut Kitabi - 1
|
|
|
Dede Korkut Kitabi
|
|
|
Dede Korkut Kitabi - 2
|
|
|
Türkiye'nin bugünkü meseleleri (Seri 1) (Turkish Edition)
|
|
“Velyaminov Zernov, Korkut'un ecelden kaçması hakkında Sırderya havzasında Kazaklardan şu rivayeti dinlemiştir (ZVO, IV, s. 283'ten naklen O. Ş. Gökyay, a.g.e., Başlangıç, s. 35-36, not 2):
Korkut evliya, önceleri dünyanın bir köşesinde yaşarmış. Bir gün rüyasında bir kaç adamın mezar kazdıklarım görmüş. Bunu kime kazıyorsunuz diye sorunca, Korkut evliya için kazdıkları karşılığını almış. Sabahleyin uyanınca kendisine ölümün yaklaştığından korkarak onun önünden kaçmağa karar vermiş ve dünyanın öbür ucuna gitmiş. Orada da aynı rüyayı görünce bu sefer dünyanın merkezi olan bir yerde yerleşmeğe karar vermiş ve bu amaçla Sır Derya dolaylarında mezarının bulunduğu yere gelmiş. Fakat orada da aynı rüyayı görmüş. Bunun üzerine karada yaşayamayacağını anlayarak hırkasını Sır Derya nehrinin ortasında suyun üzerine yayarak üzerine oturmuş ve yüz sene daha yaşamıştır. En sonra ölmüş ve öldükten sonra Müslümanlar cesedini o civarda gömmüşlerdir.”
― Dede Korkut Kitabi - 1
Korkut evliya, önceleri dünyanın bir köşesinde yaşarmış. Bir gün rüyasında bir kaç adamın mezar kazdıklarım görmüş. Bunu kime kazıyorsunuz diye sorunca, Korkut evliya için kazdıkları karşılığını almış. Sabahleyin uyanınca kendisine ölümün yaklaştığından korkarak onun önünden kaçmağa karar vermiş ve dünyanın öbür ucuna gitmiş. Orada da aynı rüyayı görünce bu sefer dünyanın merkezi olan bir yerde yerleşmeğe karar vermiş ve bu amaçla Sır Derya dolaylarında mezarının bulunduğu yere gelmiş. Fakat orada da aynı rüyayı görmüş. Bunun üzerine karada yaşayamayacağını anlayarak hırkasını Sır Derya nehrinin ortasında suyun üzerine yayarak üzerine oturmuş ve yüz sene daha yaşamıştır. En sonra ölmüş ve öldükten sonra Müslümanlar cesedini o civarda gömmüşlerdir.”
― Dede Korkut Kitabi - 1
“Haberci getirdiler. Sözü şöyle: Yarış ovasında yüz bin asker toplandı der. O sözü işitip beyler bütün dönelim, temiz edepli olmak iyidir dedi. Ben şöyle derim, ben Bilge Tonyukuk: Altun ormanını aşarak geldik. İrtiş nehrini geçerek geldik. Geleni cesur dedi, duymadı. Tanrı, Umay İlâhe, mukaddes yer, su üzerine çökü verdi her hâlde. Niye kaçıyoruz? Çok diye niye korkuyoruz? Az diye ne kendimizi hor görelim? Hücum edelim dedim. Hücum ettik, yağma ettik. İkinci gün ateş gibi kızıp geldi. Savaştık. Bizden, iki ucu, yarısı kadar fazla idi. Tanrı lûtfettiği için, çok diye korkmadık, savaştık.”
― Orhun Abideleri
― Orhun Abideleri
“Bitlis Kürt beylerinden olan Şeref Han'ın 1597'de bitirdiği Şerefnâme adlı Farsça tarihinin mukaddimesinde, Dede Korkut hikâyelerinde adı geçen Bügdüz Emen ile ilgili bir kayıt vardır. Bu kaydında Şeref Han Kürtlerin dağınık kalmalarına ve devlet kuramamalarına sebep olarak nakledilen bir rivayetten bahseder. Bu rivayete göre Peygamber ortaya çıkınca, cihan hükümdarları kendisine itaatlerini bildirmek için elçiler göndermişler. Türkistan'ın büyük hükümdarlarından Oğuz Han da bu arada Kürt büyüklerinden Buğduz adlı birini göndermiştir. Hazret-i Peygamber bu korkunç yapılı elçinin dehşetli ve iğrenç haline şaşarak nefretle hangi kabileden olduğunu sorar. Elçi Kürt tâifesinden olduğunu söyleyince, Peygamber bu kavme devlet kurmak nasip olmasın, çünkü dünyanın başına belâ olurlar diye beddua eder. Onun için Kürtlere büyük devlet kurmak ve saltanat sürmek nasip olmamıştır (Şeref Han, Şerefnâme, Petrburg, 1860, I, s. 17).
Şerefnâme'nin bu rivayetindeki elçinin adı Buğduz (بعدوز) olarak geçmekte ve Kürt olduğu kaydedilmektedir. Fakat gerek Dede Korkut Kitabında bulunan Bügdüz Emen'in gidip Peygamberi gördüğü ve gelip Oğuzda sahabesi olduğu şeklindeki tanıtmadan, gerek Bayburtlu Osman'ın Oğuz elçilerini gördüğü zaman Peygamberin ürperdiği şeklindeki kaydından bu rivayetin Kürtlere Oğuzlardan geçtiği anlaşılmakta ve Kürt büyüklerinden gösterilen Buğduz'un Dede Korkut'taki Bügdüz Oğuzlarının beyi Bügdüz Emen olduğu görülmektedir. Esasen Buğduz'u Oğuz Han'ın göndermesi de bu rivayetin aslında Oğuzlara ait olduğunu göstermektedir.”
― Dede Korkut Kitabi - 1
Şerefnâme'nin bu rivayetindeki elçinin adı Buğduz (بعدوز) olarak geçmekte ve Kürt olduğu kaydedilmektedir. Fakat gerek Dede Korkut Kitabında bulunan Bügdüz Emen'in gidip Peygamberi gördüğü ve gelip Oğuzda sahabesi olduğu şeklindeki tanıtmadan, gerek Bayburtlu Osman'ın Oğuz elçilerini gördüğü zaman Peygamberin ürperdiği şeklindeki kaydından bu rivayetin Kürtlere Oğuzlardan geçtiği anlaşılmakta ve Kürt büyüklerinden gösterilen Buğduz'un Dede Korkut'taki Bügdüz Oğuzlarının beyi Bügdüz Emen olduğu görülmektedir. Esasen Buğduz'u Oğuz Han'ın göndermesi de bu rivayetin aslında Oğuzlara ait olduğunu göstermektedir.”
― Dede Korkut Kitabi - 1
Is this you? Let us know. If not, help out and invite Muharrem to Goodreads.





