Bilgen > Recent Status Updates

Biçem nasıl bir kelimedir yahu, üslubun nesi vardı da bunu kullandınız:( oluntu hele! Örgensel, ezinç, üzünç... kitap şahane ama bu çeviriyi okumaya çalışmak işkence gibi.

Bir sayfa içinde örgensel, eklemleme, imleyici😒

" Burada altın kumlar üzerinde gümüş ayaklarla koşan bir pınar, çağlaya çağlaya denizin derin yüreğine dert yanıp gönlünü boşaltıyor ve denize sarılarak uyuyordu. "
Yeni Adalardaki Balık Bankası adlı öyküden...

"Aynı yere dönmek istemiyordu, insafsız ve zor bir işti bu, gözleri bağlandıktan sonra ayaklar altına alınıp ezilen bir hayvan yerine koyduğunu düşündükçe bütün insanlık onuru ayağa kalkıyordu. "

'"(İsmail Molla) Ona göre esas olan, zaman dediğimiz şeyi insan ruhunun benimsemesi , bir meyve ısırır gibi, kendi izlerini ona geçirmesiydi..
ıstırap, insan için gündelik ekmek, ölümse sadece bir kaderdi, ikisinden de kaçılamazdı. Asıl dava, derin bir şekilde yaşamak ve kendi kendisini gerçekleştirmek , ölümlü hayata şahsi bir çeşni vermekti."

"Bir şeyin bizim için yük olduğunu söyleriz. Ya taşırız bu yükü, ya da beceremez okkanın altına gideriz, bu yükle didişir, kazanır ya da kaybederiz...Sabinanın dramı ağırlığın değil hafifliğin dramıydı. Onun payına düşen yük değil, var olmanın dayanılmaz hafifliğiydi."

"Yabancı bir ülkede olmak, altında insanın ailesinin, arkadaşlarının, meslektaşlarının yaşadığı, söyleyeceklerini orada çocukluğundan beri konuştuğu bir dilde kolayca söyleyebileceği ülkenin sağladığı ağ olmaksızın, yerden çok yüksekte bir telin üzerinde yürümek demekti."

" Deniz iç geçiriyor: gök çekip toparlıyor onu kendine doğru. Bir sessizlik. Sonra soluğunu koyverdi mi , binlerce küçük yuvarlak dalga, cam kadar pürüzsüz çakıllarla, törpülenmiş saydam deniz kabuklarıyla yayılıyor kıyıya.
"İster bir sürgün yeri olsun, ister sığınak. Önünde bakmakla bitiremeyeceğin yorgun deniz durdukça..." Uzun Ölüm öyküsünden...

" Çünkü kadın, bizi büyüleyen ve besleyen yeryüzü gibi çeşitli ve karmaşıktır. "

"İnsan, gezmeyi, tanıdıklarının yanında övünmeyi, yolculuklarında gördüklerini anlatmayı o kadar sever ki, bizim iki mutlu kişimiz de, artık daha fazla mutlu olmamaya, gitmek için hükümdardan izin istemeye karar verdiler." Günümüz dünyasında instagram paylaşımlarının sebebi de bu olsa gerek;) voltaire dediği gibi cennet bulsa başkalarına anlatmak için terkedebilir;)

"İnsan kanına bulanmış güzel dağların ardında batarken Eylül ayının kan kırmızısı parlak ayı darıların üstünden doğmaya başladı "

“Parisi’in sınırı yoktur. Ondan başka hiçbir şehir buyruğu altında yaşayanları bazen gülünç duruma düşürecek kadar egemen değildir…Paris yasadan fazlasını yapıp modayı yaratır; modadan daha fazlasını yapıp, alışkanlığı…Paris böyledir işte…Büyük olmaktan daha fazlasıdır,o uçsuz bucaksızdır.Neden?Çünkü cüret eder.Cüret etmek ilerlemenin bedelidir”

“Kuru bir cevizin içinde kapalı kalmış bir kurt gibiydim; kabuğumun manastırında, sevdiğim şeylerden uzaklaşmış, yılların geçmesini bekliyordum. Hayatım, zemini olmayan tuhaf bir boşlukta asılı duruyordu sanki ve bu boşlukta kendi sesim bile garip geliyordu bana.”

Kürek zindanları kürek mahkumunu yaratır.

"Altın dünyayı ısıtan güneşin kızıydı...korkaktı güneşin kızı. saklanır, sakınarak sunardı kendini...,güneş dünyaya düşen kızını insanlardan kıskanır."