Celil > Recent Status Updates

Yarısını bitirdim sanırım. Şimdiden söyleyebilirim ki, bu yıl okuduğum en güzel kitap. :)

Herhalde geçtiğimiz yılın en büyük edebiyat olaylarından biridir bu çeviri. Hece'yi bu bakımdan kutlamak lazım. Ara ara dönüyorum buradaki derslere. Ne zaman bitiririm bilemiyorum. Zira, öyle doğrusal bir okuma yaparak bu kitabı bir kenara atmakla, hem kitaba, içeriğe hem de kendinize yazık etmiş olacaksınızdır. Kapaktaki gibi uzun ama dumanlı bir okuma istiyor sizden... Ben de uzun ama dumanlı okumalar dilerim...:)

İki yıl önce çevirisini bulamamış, aslından okumuştum. Çok güzel bulmuştum kitabı. Geçenlerde Dost'ta çevirisini gördüm. Hem de ilk baskı, bugüne kadar orada nasıl farketmemiştim, hayret ettim?! Hemen orada alıp yeniden başladım, sonra bırakamadım ve alıverdim. Dejavu yaşıyorum, mutluyum... :)

Sonunda Echenoz okumalarına başlayabildim. Heyoo... :)

Şu an bu kitabın bilgisinden anlaşıldığı üzere, Ebu Dulef adındaki arap asıllı bir adam, 10. yy'da İran coğrafyasında "günümüz türkçesi ile" bir seyahatname yazmış?! :)

Goodreads'de kitaplar neden hep böyle alelusul ekleniyor ki? Çeviri kitapların çevirmenlerini yazmak zorundasınız ve daha önemlisi kitapların isbn bilgisinin de eklenmesidir. Bir kitap ekleniyorsa, sonradan bu kitabı arayanların bulmalarını sağlayacak şekilde yapmalısınız. Goodreads'deki sorun, sonradan kitaplar hakkındaki düzenlemeyi, sadece kitabı ekleyen kişiye yaptırmasıdır. Lütfen ekleme işini ciddiye alın.

İşte bu kitap, İthaki'nin son yıllardaki ataklarının en güzeli oluyor. Az bilinen harika kitaplardan biri.

Bir Büyüyen Ay-sever olarak, tabii ki onun baskısını da okumazsam -genelde almadan edemem- olmazdı. :)

Öncelikle ben fiyatı biraz fazla buldum. Tabii bu konu yayıncının takdiridir, işin içine bir dolu faktör giriyordur; fakat, günümüz Türkiye'sinde bir kitabın bu fiyata satılıyor olması, onun, ancak akademik çevrelerde okunması anlamına gelir. Zemine yayılmaz. Neyse, mizanpajda da bence ciddi bir hata var. Kitabın okunma sebebinin hep dipnotlarda veriliyor olması, tuhaf bir durum yaratıyor. Ama kitap çok çok güzel. :)

Jane Jacobs, Tanpınar, derken şimdi de Nahid Sırrı Örik'le "Şehir" ve seyahat notlarına devam... Kayseri'deyim şu ân. Ama galiba Talas'a uğraşamış, ona yanıyorum. :( :)

İki gece ve bugün hemen tüm gün, günümü şenlendiren güzellik!

Sadece Takehiko Inoue'nin çizgilerine bakmaya geldim. Fazla durmam. :)

Bu edisyondan, henüz çıkmadan haberdar olmuştum. Bayağı bir bekledikten sonra bir fuarda almıştım. O günden bu yana ancak fırsat oluyor; ve fakat, bu kitap, aslında kütüphanemin en değerli parçası olarak, bir kitaptan ziyade, daha çok bir sanat eseri olarak arz-ı endam ediyordu. Herhalde bir buçuk yıl oluyor. Artık pişmişti, kokusu sinmişti kitaplığıma.. ve okunmak için elime aldım. Diyeceklerim bu kadar... :)

Aslında "Kır Evinde İkamet"e başlamıştım. Ve fakat, oradaki ilk bölümü çok sevmedim. Buna karşın "Vergito"nun ilk bölümü ise, tam olarak istediğim şeyi barındırıyordu. Evet, Sebald, Vertigo'ydu.

Sonunda, bir İsmail Kadare romanı okuyacağım. Tabii ki bir Atilla Tokatlı çevirisidir bu kitap. :)

Can Yayınları bu kitabı adını "Caz Dönemi" diye çevirmiş. Ama bu yanlış bir tanım oluyor. Caz dönemi, Ragtime'ı tanımlamaz. Ragtime daha bir başlangıç dönemidir. Can yay. böyle hatalar yapması?! Bilemiyorum... nç nç nç, bla bla bla... :)

Birkaç gündür başladım zaten ama, keşke dokunmasaymışım. Basılı hali dışında bile kitap, kendi başına sızlıyormuş. Haberim yokmuş. Bir non-fiction için fazla güzel bence.

İlk bölümlerde sözde Ermeni Soykırı'na dair yaptığı tek taraflı anlatım ile yazarın, samimiyetini sorgulatmasına karşın; verdiği birçok bilginin üzerinde çalışılmış olduğunu düşünüyorum. Tehcir konusundaki ithamları dışında kitapla şimdilik mutlu mesuduz... :)

Ne yazık, memlekette bu tip adamlar yok artık... :(

Gelelim en güzel Saroyan kitabına... 2017 biterken Saroyan kitaplarını eritiyorum. Aras Yayıncılık harika baskılar çıkarmış. Her bir yeni baskıda geliştirerek, kitapları daha da güzelleştirmiş. Özellikle "Usül Gereği" açıklamalarını çok sevdim. Keşke diğer yayıncılar da benzer hareketleri tüm kitaplarında deneseler. Kısaca 2017 benim için Saroyan ve Aras Yay. yılıdır.

Keret, bence aspirin gibi, bitter çikolata gibi bir şey. Aklınıza düştükçe almanız lazım. :) Ya da şöyle diyelim, reçete şu, her gün bir Keret öyküsü...

Benjamin Flao'nun Kililana Song'unu aslında geçen sene farketmiştim, hatta bulmuştum da bir yerlerden; neden sonra, ingilizcesini bulamayınca vazgeçmiştim. Ve fakat, geçenlerde kitapçıları gezerken bir baktım Kililana Song kapağı karşımda duruyor. Dokuzuncu Sanat diye birileri ufak bir çılgınlık yapmış, eserin iki kitabını birden çevirmişti. Tebrik, alkış kıyametler arasında kitaba başlayıverdim. Hadi bakalım... :)

Ayrıca bu benim tanıdığım ikinci Alex Ross'dur. Ben Müzik Kritikçisi/Tenkitçisi, yazar Alex Ross'u da tanıyorumdur. (Laf aramızda çok severim kendisini... :) )

Hayır, bu bir kitap değildir; Bir sanat eseri olarak Comic Book ya da Comic Book'lara sanat eseri olarak yaklaşmak alt başlığı ile Alex Ross'u takdimimizdir...

Bir kitapla -aslında içinde iki kitap var- bir insanın Osman Hamdi Bey'le neredeyse 140 yıl öncesinde yaşadığı yerlerde buluşması nasıl bir şeydir? Bu nasıl bir güzelliktir, ya hû!

Fazla kalmam; Geberik'e bakıp, çıkacağım... :)

Bir önceki kitabında ufaktan giriş yaptığı; ticaret için gittiği Venedik'te ölen Ayaşlı Hüseyin Çelebi'nin hikayesinin ardından daha da genişletilmiş ve makaleye yeni eklenmiş bir giriş yazısı ile; hepsinden güzeli de seçilen title ile Virginia Woolf'a yapılan hüzünlü gönderme ile yine müthiş bir Cemal Kafadar kitabı daha...

Şu sıra hemhal olduğum, günümü şenlendiren güzellik...

Ya hu, ne biçim bir limit koymuş GR. 420 karakterle anlat diyor. Mecbur muyum kardeşim?! Belki 4000 karakterle anlatacağım durumumu? Vazgeçtim, yazmıyorum... :) Ne güzel bir oyundan bahsedecektim.

Kitaba dair son durumumu bildiriyorum. Canım sıkkın. Hadi bakalım... :)