Kaptan HUK’s Reviews > Yukarıda > Status Update
Kaptan HUK
is on page 244 of 376
Dedikodu yapmaya ihtiyacım var. Hiç takılma bana. Hayatına dön. Hava zaten sıcak. Bana bakma, ben yazdıkça serinliyorum:)
— Jul 28, 2025 01:58AM
3 likes · Like flag
Kaptan HUK’s Previous Updates
Kaptan HUK
is finished
-Yediğin içtiğin senin olsun Feyzi nasıl bir tecrübeydi Yukarıda?
Harikaydı! Öyle ki Goodreads kitaplığının karanlıkta kalmış bir romanını daha gün ışığına çıkarıp okumalara açmanın gururuyla kaç gündür sokaklarda bahçede caddelerde ve evde dolanıp duruyorum.
-Demek öyle! Romanın ismi tuhaf,Yukarıda! Anlamı ne bu başlığın?
Çinhindi'nde bir dağ. Saymakla bitmez etnik gurup yaşıyor bu dağda. Her köy kendi kanunla
— Aug 05, 2025 07:37PM
Harikaydı! Öyle ki Goodreads kitaplığının karanlıkta kalmış bir romanını daha gün ışığına çıkarıp okumalara açmanın gururuyla kaç gündür sokaklarda bahçede caddelerde ve evde dolanıp duruyorum.
-Demek öyle! Romanın ismi tuhaf,Yukarıda! Anlamı ne bu başlığın?
Çinhindi'nde bir dağ. Saymakla bitmez etnik gurup yaşıyor bu dağda. Her köy kendi kanunla
Kaptan HUK
is on page 375 of 376
Güncellemelerin sonunda romanın arka kapak (tanıtım) yazısının kalitesini de değerlendirmeyi planlıyorum 'taşındığım' hesapta. Bu yazı prova niyetinedir:
Arka kapak yazıları içeriklere çoğunlukla karşılık gelmez; ya zayıftır ya da uçmuştur. Yukarıda'nın arka kapağı çok güzel yazılmış! Abartı yok. Hatta az bile yazılmış. Sayfalar ilerledikçe soluklanma hızlanıyor. İçeriğe ilişkin satırlar bir yana, "roman sanatının kö
— Aug 02, 2025 09:04PM
Arka kapak yazıları içeriklere çoğunlukla karşılık gelmez; ya zayıftır ya da uçmuştur. Yukarıda'nın arka kapağı çok güzel yazılmış! Abartı yok. Hatta az bile yazılmış. Sayfalar ilerledikçe soluklanma hızlanıyor. İçeriğe ilişkin satırlar bir yana, "roman sanatının kö
Kaptan HUK
is on page 347 of 376
Sayfaları yavaş yavaş çevirerek ilerliyoruz. Son sayfa ufukta göründü. Solukları kesen sorgulamalarla Henri Lanvern portresi belirdi gibi. Az bir şey kaldı. Adamım Carlo yemekte, sokakta, evde Henri'yi uzun uzun Kadın gazeteciye anlattıktan sonra Henri'nin memleketine de gidin dedi. Kalktık gittik. Hem de hemen!
— Aug 01, 2025 02:33AM
Kaptan HUK
is on page 284 of 376
"Biz beden eğitimi öğretmenleri şunu çok iyi biliriz: İki atlet arasındaki gerçek farklılık psikolojidir, psikolojik enerjidir! Biri şampiyon olacak diğeri sıradan biri olarak kalacaktır. Kafanın içindeki bir şeydir bu. Henri psikolojik enerji doluydu. Yaşamak istiyordu, bu bok kuyusundan canlı olarak çıkmak istiyordu. Tek kelime konuşmadan hayvan gibi yürüyordu. Birçokları savaşı bıraktı. Beş altı günde öldüler."
— Jul 30, 2025 02:43AM
Kaptan HUK
is on page 188 of 376
Fırsat çıkıp da yeri geldiğinde hiç kaçırmam derim ki anlama/kavrama gerektiren durumlarda Avrupalı sanılanın aksine güçsüzdür, cahildir, dolayısıyla sıfırı çeker ve ıskalar. Bilginin bilmekle bir ilgisinin yokluğunu bugün artık biliyoruz. Avrupa zihin demektir. Bu erkek kültüründe bilmeler, tanımalar hep zihinsel süreçlerle yapılır.
— Jul 26, 2025 08:57PM
Kaptan HUK
is on page 171 of 376
Geçende bir anlaşma yaptım dedim ki Kaptan Huk'ta bundan böyle 'sadece' alıntı yapacağım. Ama kardeşim kitaplar planladığım gibi durmuyor ki! Yukarıda romanı güncellemelere muazzam malzeme veriyor. N'apiğim ben şimdi, Çöl Kitabı gibi bu kitabı da mı taşınacağım yeni hesaba ayırayım. Okuyacak kitap bulamam ki! Güncellemelerde değerlendireceğim muazzam malzemeler var. İlerleyen saatlerde yayına geçeceğim. Olduğunuz yer
— Jul 26, 2025 05:53PM
Kaptan HUK
is on page 161 of 376
Medor
Medor bir kedi. Evinde kadın gazeteciye röportaj veren eski tüfek gazetecinin kedisi; fakat bu yaşlı adam kediye gıcık, öfkeyle bahsediyor ondan, sucuklarını gizli gizli yiyormuş ve rahat bırakıyormuş. Medor da gıcık yani! Beni Medor seçti diyor yaşlı adam. Çünkü benden herkesten daha kolay çalabileceğini biliyordu diyor. Üç gün pencerenin önünde dikilip durunca içeri almak zorunda kalmış.
Medor soğuktan korka
— Jul 24, 2025 01:42PM
Medor bir kedi. Evinde kadın gazeteciye röportaj veren eski tüfek gazetecinin kedisi; fakat bu yaşlı adam kediye gıcık, öfkeyle bahsediyor ondan, sucuklarını gizli gizli yiyormuş ve rahat bırakıyormuş. Medor da gıcık yani! Beni Medor seçti diyor yaşlı adam. Çünkü benden herkesten daha kolay çalabileceğini biliyordu diyor. Üç gün pencerenin önünde dikilip durunca içeri almak zorunda kalmış.
Medor soğuktan korka
Kaptan HUK
is on page 146 of 376
Hikaye Erkekler!
Yaşlı gazeteci röportajda sel oldu yağdı. Fransız sömürgesi Çinhindi'nde 1950'lerde savaş muhabirliği yapmış, yaşadıklarını evine gelen kadın gazeteciye sakinlikle anlatıyordu. Nasıl oldu anlayamadım! Bir ara gençlerden bahsediyordu. Savaşmak için her taraftan gençler geliyormuş. Hiç uğruna. Macerasına. Hatta geyiğine! Ölüm gençleri büyülermiş aslında! Bilmiyordum.
— Jul 23, 2025 05:11PM
Yaşlı gazeteci röportajda sel oldu yağdı. Fransız sömürgesi Çinhindi'nde 1950'lerde savaş muhabirliği yapmış, yaşadıklarını evine gelen kadın gazeteciye sakinlikle anlatıyordu. Nasıl oldu anlayamadım! Bir ara gençlerden bahsediyordu. Savaşmak için her taraftan gençler geliyormuş. Hiç uğruna. Macerasına. Hatta geyiğine! Ölüm gençleri büyülermiş aslında! Bilmiyordum.
Kaptan HUK
is on page 117 of 376
Kışlık roman. Fazlasıyla odak istiyor. Arka kapaktaki "serüven" kavramına aldandım. Yazları serüven harika okunur! Yukarıda romanı tamamen diyaloglar üzerine kurulmuş. Fransızların sömürgesi Çinhindi'nde 1950'lerde çevirdiği karanlık dolapların anlatısı yapılıyor. Kadın gazeteci,Tayland'da film ekibini terk edip ortalıktan kaybolan yönetmen Henri Lanvern'in akıbe
— Jul 23, 2025 01:37AM
Kaptan HUK
is on page 117 of 376
Yukarıda kışlık roman. Fazlasıyla odak istiyor. Arka kapaktaki "serüven" kavramına aldandım. Yazları serüven harika okunur! Roman tamamen diyaloglar üzerine kurulmuş. Fransızların sömürgesi Çinhindi'nde 1950'lerde çevirdiği karanlık dolapların anlatısı yapılıyor.
— Jul 23, 2025 01:15AM



Masada ben de varım. Ama tabii onlar beni görmüyor duymuyor. Eski tüfek'ten yürüttüğüm kurabiyeleri gazozla götürüyorum. Onlar köpekbalığı çorbası gibi şeylere takılıyorlar. Olacak şey değil! Şehriye çorbası varken neden maceraları deniyorsunuz? Neyse.
Henri'yle neden bu kadar çok ilgileniyorsun diye Carlo kadına soruyor. Baskın soru tabii bu, Kadın hazırlıksız yakalanıyor, ama konuyu hemen değiştirmesini de biliyor. Valla benim Henri'yle bir ilgim yok, Henri'nin canı cehenneme! Ben insanlık durumlarıyla ilgileniyorum. Ve kitapta anlatılanlar benim adrese de geliyor. Eski Tüfek, Carlo hep beni anlatıyor. Hele ilk bölümdeki o tiyatrocu, aman tanrım unutulur gibi değil. Adamım benim!
Neyse masaya dönelim. Beni bekliyorlar:)
Hmm bak sen! Henri Vietnamlı bir kız sevmiş. Köyde düğün yapmışlar. Ama kızın ailesi bu evliliği istememiş. Sonuçta Henri Fransız, yani sömürgeci. Hmmm. Düğünü Viet gelenekleriyle yapmışlar. Henri ne anlarlar ki!
Vay canına! Vay canına! Biz Vietler diyor Carlo, nezaket gereği gülümseriz ama bunun arkasında yabancı düşmanlığı vardır, Henri bunun farkında mıydı emin değilim diyor. Gülümsemek hayatta kalma içgüdümüz olarak bizim yapımızdır. Bizi anlamalısınız. Bin yıl Çin ve yüzyıl Fransız egemenliği! Vietnamlı kalmak için bizlere yabancı sevmezliği gerekiyordu diyor. Adamım benim! Vay vay vay! Vietnamlı kalmak istedikleri için yedi milyon tondan fazla bomba bırakmışlar üstlerine. Ben de diyorum bu Amerikalıların Vietnamlılarla alıp veremedikleri ne! Ne yapsam masadan kalksam mı, tansiyonum hareketlendi gibi! Konuyu değiştirseler keşke. Değişecek galiba! Carlo iki porselen fincana tuhaf renkte bir sıvı döküyor, bir şey dedi ama anlamadım, Çin içkisi galiba... "Korkmayın yarın başınız ağrımayacak. Çinliler bunun aynı zamanda cinsel arzu uyandırcı olduğunu söylerler." Carlo espri mi yaptı anlamadım gülmekten yıkılıyor. Çinlilerde saplantıymış bu; ilaçları, yemekleri hep cinsel arzu uyandırıcıymış.
"Paris'e geldiğimde sığınmacıydım..." (Eyvah eyvah, mendil almayı unuttum. Salya sümük olacağım şimdi.) "Fransızlar yabancılara karşı yumuşak değildirler. Sırtınızı sıvazlarlar, sizi göğüslerinde dostça sıkarlar ve yağmur altında titrer durumda sokakta bırakırlar. Evlerine asla kabul etmezler. Meyhanede içki ısmarlarlar. Benden Vietnam hakkında gazetelerden bildiklerini doğrulamamı beklerler. (Cahilliğin derinliğini görüyor musun arkadaş? Vietnam'ı gazetelerden biliyorlar! ) Yoksulluk ve sürgünlük insanı duygusallaştırıyor. Fransızlar benimle nasıl konuşacaklarını bilemiyordu. Sonuçta ben yerli onlar sömürgeciydi ve böyle görünmek istemiyorlardı. Sığınmacıların, göçmenlerin büyük çoğunluğu Fransız ilişkilerden yoksun yaşıyor Fransa'da..."
Masadan kalkıyorum.