Kaptan HUK’s Reviews > Abderalılar: Eşeğin Gölgesi Davası > Status Update

Zamanın hiciv ustası İuvenalis, bir halk ne kadar aptal olursa olsun aralarından mutlaka büyük insan çıkar demiş. Anlatıcı söylüyor bunu. Abderalılar'dan da Demokritos çıkmış. Gel zaman git zaman yirmi yaşındaki bu adama-o vakitler yirmili yaşlar adamdan sayılıyordu, kırklı yaşlar ihtiyardı-babasından miras kalıyor. Servetini Abdera tarzında yiyeceğine seyahate çıkmaya karar veriyor. Burada duralım... Bilge falan diyoruz ama o çağlarda bilgelik servet gerektiren bir durummuş. Düşünsene İnternet falan yok. La bırak interneti kitap yok. İnsanlar kırsallarında çakılı yaşıyor. Hareket halinde kimler var ki? Ordular var, saray mensupları var, bir de at üstünde dolaşarak vergi toplayan tahsildarlar var. Başka? Aklıma başka gelmiyor. Haydutlar saymıyoruz. Böyle çağlarda birileri 'ruhunu yüceltmek' ve 'dünya bilgisi edinmek' adına büyük paralarla eşeğine atlayıp seyahate çıkıyor. Demek istiyorum ki kitabın olmadığı  çağlarda bilgelik pahalı ve zor iş. Parasız pulsuz yola çıkanlar da var tabii ki tabii ki! Günümüzde bilgelik anlayışı üç yüz altmış derece değişmiş durumda tabii. İhtiyaç duymadığı müddetçe bilgisiz kalıp yaşayabilen kişiye bilge deniyor veya ben diyorum bunu. Kafanı boşa alacaksın yani. Bir şey 'yaratmaya' kalkıştığında o boş kafa gerekli bilgiyi bulup o kadar etkili kullanır ki bilgiyi şaşar kalırsın! Dolu kafayla bir şey 'yapar' bilineni tekrarlarsın. Boş kafayla bir şey 'yaratır' ezber bozarsın. Kafa kaliteliğini ta buralarda aramalı bence. Her zaman savunurum: İyi yönetici işi bilmeyendir. Bu yönetici ekibiyle masaya oturur. İşi bilenlerden görüş alır; siz ne diyorsunuz, siz ne diyorsunuz,  siz ne diyorsunuz ve karar alır. Bitti. Yönetmek karar almaktır. Kararı boş kafayla alabilirsin. Radar gibi çalışır o boş kafa, en küçük riskleri, yetersizlikleri anında görür. Zihninden geçenleri biliyorum, aptalca sorularla "hadi ordan" diyor bana. Sen demiyorsun zihnin diyor. İkisi ayrı şey. Laf lafı açtı nerelere geldik.
Demokritos sanırım yirmi yıl sonra seyahatten geri döndü. Abdera milleti hadi anlat bize gördüklerini diyor. Aptal sorularla Demokritos'u seyahat ettiğine pişman ediyorlar.
Üç başlı insanları gördün mü? Gözü kafasının arkasında olan yaratıklardan gördün mü? Hayır o bahsettiğiniz insanlara rastlamadım ama çok daha inanılmaz şeyler gördüm diyor Demokritos. Nasıl yani diyorlar. Hadiii anlat bakalım. Demokritos'un durumu umutsuz. Bence umutsuz. Neyse ben tartışmaları izlemeye gidiyorum.

pek bi merak ettim

Başak bir tartışmayı takip ediyorum.  Sana daha sonra dönerim. Abderalılar mecliste seyahatini anlatan Demokritos'u sorularla köşeye sıkıştırdılar. Şu an herkes yerlere yatmış deliler gibi gülüyorlar. Demokritos dalga geçmelerine izin veriyor. Aptal milletine diyecek lafı yok. Bilge olduğu için rahat ama bir yere kadar. Abdera milleti yakaladı mı uzatırmış. Tadında bırak be kardeşim ya!
Başak müsadeni istiyorum.

Başak orada mısın? Anlatıyorum dinle: Demokritos yirmi yıllık seyahatini anlatmaya meclise geldi. Olağanüstü yerler gördüm dedi. Mesela ne gibi dediler. Dağları, dereleri, ırmakları, meyveleri, hayvanları, ekili arazileriyle bereketli bir ülke düşünün. Bu ülkenin adı Etiyopya dedi. İnsanları tıpkı bize benziyor. Peki tenleri ne renk biliyor musunuz? Nerden bilecekler hiçbiri Abdera'nın dışarısını bilmiyor ki. Bazıları tıpkı Mısırlılar gibi zeytin renkliymiş. Ülkenin iç kısımlarındaysa insanlar siyah. Neee siyah mı, nasıl yani? İşte tam burada film kopuyor:) Peki bu insanlar birbirini görünce korkmuyorlar mı? Öyle şey olur mu! Tam aksine, birbirlerini çok güzel buluyorlar. Ne dedin,  güzel mi buluyorlar? Hey millet duydunuz mu? Hahahaha. Demokritos açıklama getirdikçe batıyor ve alaya alınıyor. Abderalılar bildiklerinden başka hiçbir şeyi kabul etmeyen bir millet olarak tanınıyormuş. Demokritos Etiyopyalıların güzellik anlayışını anlatmaya kalkışınca rezil kepaze ediyorlar kendisini. Çünkü bir tane güzellik anlayışı var o da Abdera güzelliği!
Böyle işte Başak. Beni zor günler bekliyor. Bu manyaklara nasıl katlanır insan! Mizah deniyor ama yazarın mizah yaptığı falan yok, aptallıkları komik sadece!