Kaptan HUK’s Reviews > Abderalılar: Eşeğin Gölgesi Davası > Status Update

(Ah aziz dostum, keşke bizleri bilme imkanınız olsaydı. Dünya avucumuzun içinde!  Hepimiz bu kudretteyiz! Uçan kuştan haberimiz var. Bir saniye... Alaska semalarından havalanan şu kargayı görüyor musun? Ontorio Gölü'ne uçuyor. Demek istediğim dünyayı biliyoruz da n'oluyor! Dert etme yani. Durum bildiğin gibi değil. Evet devam edelim:) Abderalıların kendi fikirleri vardır. Nenelerinden öğrendikleri fikirlerdir bunlar. Yabancı fikirleri saçma ve komik bulurlar. Abdera dışındaki insanlarla asla ilgilenmezler. Aralarından biri ola ki yabancı birini beğendi veye fikri veya her neyse beğendi, o kişinin vatandaşlığından kuşku duyulur. Abderalılar rakip şehir diye sadece Atina'yı bilirler; kendilerini Atina'yla kıyaslarlar. Abdera için "Trakya'nın Atina'sı" denmesi onları acayip gururlandırır. Gerçi bu laf zamanında onlarla dalga geçilmek için söylenmiş ama olsun hiç sorun değil, bu laftan büyük mutluluk duyuyorlar! Başka şehirleri-Abdera'dan aşağıdırlar-küçümserler. Abderalılar taklit etmeye bayılırlar. Tıpkı maymunun insanı taklitlemesi gibi Atinalıları taklit ederler. Şen şakrak görünmek istediklerinde rezil kepaze durumlara düşerler. Abderalılar önemli konuları düşüncesizce, çocukça şeyleri ise ağır ve oturaklı bir ciddiyetle ele alırlar. Önemsiz konularda halkı ve meclisi toplantıya çağırırlar. İki dakikada halledilecek bir sorunun lehinde ve aleyhinde sonu gelmeyen ve saçma sapan nutuklar atarlar. Aralarından adı anılmaya değer tek bir ressam, müzisyen, heykeltıraş, şair çıkmadığı halde tablolardan, heykellerden, müzikten, şiirden konuşurlar; zevk nedir bilmedikleri halde güzel sanatlara muazzam bir aşk duyuyormuş gibi yaparlar. Mabet yaparlar hamam gibi, hamam inşa ederler mabet gibi durur.
Teşekkürler Demokritos!