Goodreads helps you follow your favorite authors. Be the first to learn about new releases!
Start by following Lâle Müldür.
Showing 1-23 of 23
“bazen ama bir insanla bir şey olur
Kısa süren bir şey
İki geyiğin sıçrayıp havada öpüşmesi gibi
Bazı insanlarla yıllarca görüşsen de bir şey olmaz.”
―
Kısa süren bir şey
İki geyiğin sıçrayıp havada öpüşmesi gibi
Bazı insanlarla yıllarca görüşsen de bir şey olmaz.”
―
“seni bir gün en yakının ele verirse eğer,öğren susmasını ve ağlamamasını.
bir kavanozun içinde mavi bir gül
yetiştir her gün daha çok yaşayan.
bir masalın ağzını kapat ve yat
geniş odalarda. bir oksijen çadırında.
ona kötü bir şey olsun istedim.
bana aşık olsun istedim.”
―
bir kavanozun içinde mavi bir gül
yetiştir her gün daha çok yaşayan.
bir masalın ağzını kapat ve yat
geniş odalarda. bir oksijen çadırında.
ona kötü bir şey olsun istedim.
bana aşık olsun istedim.”
―
“yok aşk değil, uyuşmak, anlaşmak, bütün o boktan şeyler değil. yok yok aşk değil, aşk hiç değil. onun bir sözcüğüyle yaşamımda yer alan her şeyi çöpe atmak isterdim. gelgelelim aşk değil bu, aşk hiç değil. bir şey arayan bir kadının aradığı şeyle karşılaştığında kendine iskambillerden kurduğu bir hayatın yıkılması gibi bir şey bu. Doppler etkisi.. ona yaklaşarak yok oldum.”
―
―
“ben boyle yasıyorum iste, bir seylerin acısı, bir seylerin anısıyla..”
―
―
“Ama ben seni hiç üzemem
Deliririm yalnızca
Sessizce tek başıma deliririm
Beni Lape'ye koyarlar
Koyu Türk çayı içerim orada
yalnızca”
― Ultra-Zone'da Ultrason
Deliririm yalnızca
Sessizce tek başıma deliririm
Beni Lape'ye koyarlar
Koyu Türk çayı içerim orada
yalnızca”
― Ultra-Zone'da Ultrason
“daha korkunç şeyler bildim çünkü
delilik gibi...
deliliğin ülkesinde bilekler kesilmez.”
―
delilik gibi...
deliliğin ülkesinde bilekler kesilmez.”
―
“DESTİNA
Dün gece sen uyurken
İsmini fısıldadım
Ve hayvanların korkunç
Öykülerini anlattım
Dün gece sen uyurken
Çiçeklere su verdim
Ve insanların korkunç
Öykülerini anlattım onlara
Dün gece sen uyurken
Yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana
İşte bu yüzden sırf bu yüzden
Yeni bir isim verdim sana
DESTİNA
Sen öyle umarsız uyusan da bir köşede
İşte bu yüzden sırf bu yüzden
Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için
Seni bu denli yıktıkları için
DESTİNA
Yaşamımın gizini vereceğim sana”
―
Dün gece sen uyurken
İsmini fısıldadım
Ve hayvanların korkunç
Öykülerini anlattım
Dün gece sen uyurken
Çiçeklere su verdim
Ve insanların korkunç
Öykülerini anlattım onlara
Dün gece sen uyurken
Yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana
İşte bu yüzden sırf bu yüzden
Yeni bir isim verdim sana
DESTİNA
Sen öyle umarsız uyusan da bir köşede
İşte bu yüzden sırf bu yüzden
Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için
Seni bu denli yıktıkları için
DESTİNA
Yaşamımın gizini vereceğim sana”
―
“Beden nerede parçalandıysa kanatlar oradadır.”
―
―
“İntizar ettiğim birisi yok,
dua ediyorum hayatıma giren yanlış kişiler için...
Bana gelince ben;
hazan yüzlü bir adamı aradım.”
―
dua ediyorum hayatıma giren yanlış kişiler için...
Bana gelince ben;
hazan yüzlü bir adamı aradım.”
―
“Gerçekten bir şey oluyor burada. Gizemli bir şey.
Bir denizaltı kadar görkemli ve garip.
Gri bir günde camlardan yağmuru seyretmek.
Saydam yusufçuklar yavaşça uzaklaşıyor ve beni
sana getiriyorlar topaz tapınaklarda.
Sen bir güneş tanrısı gibi gülümsüyorsun.
Biliyor musun kaç yıl tek başınaydım ben
karmaşanın içinde. Bir türlü tutunamıyordum işte.
Bir tek senin yanında yürümüştüm ben
topaz bir günde ve suya yakın.
Geceleri üstümü örterdin. Sonra konuşmazdın hiç.
Uzun süre konuşmazdık. Gözlerinde kaybolurdum.
Bu suskunluk anlaşılır bir şeydi. Deniz
ve karanlık yerlerden geçen bir nehrin sessizliği gibi…
Biliyor musun bir şey oluyor burada. Garip bir şey.
Bulanık bir suda yokoluş gibi.
Gözlerimde beyaz kelebekler uçuşuyor
ve beni kendime getiriyorlar yavaşça
beyaz odalarda…
Unutuşum başka bir sendi. Ben ölüyordum Tropiko.
Unutuşun beyaz romansıyla ölüyordum.
Söyleyecek başka bir şeyim yok artık.
Unutmak istemiyordum oysa.
Güzel kalan yaralarda vardır çünkü…
Limon kokulu, yağmurlu kadınlar vardır.
Hiç unutmayan kadınlar vardır… limon kokulu…
herşeye rağmen… yağmur kalan kadınlar vardır…
Ben iyiyim şimdi. Sen nasılsın?”
―
Bir denizaltı kadar görkemli ve garip.
Gri bir günde camlardan yağmuru seyretmek.
Saydam yusufçuklar yavaşça uzaklaşıyor ve beni
sana getiriyorlar topaz tapınaklarda.
Sen bir güneş tanrısı gibi gülümsüyorsun.
Biliyor musun kaç yıl tek başınaydım ben
karmaşanın içinde. Bir türlü tutunamıyordum işte.
Bir tek senin yanında yürümüştüm ben
topaz bir günde ve suya yakın.
Geceleri üstümü örterdin. Sonra konuşmazdın hiç.
Uzun süre konuşmazdık. Gözlerinde kaybolurdum.
Bu suskunluk anlaşılır bir şeydi. Deniz
ve karanlık yerlerden geçen bir nehrin sessizliği gibi…
Biliyor musun bir şey oluyor burada. Garip bir şey.
Bulanık bir suda yokoluş gibi.
Gözlerimde beyaz kelebekler uçuşuyor
ve beni kendime getiriyorlar yavaşça
beyaz odalarda…
Unutuşum başka bir sendi. Ben ölüyordum Tropiko.
Unutuşun beyaz romansıyla ölüyordum.
Söyleyecek başka bir şeyim yok artık.
Unutmak istemiyordum oysa.
Güzel kalan yaralarda vardır çünkü…
Limon kokulu, yağmurlu kadınlar vardır.
Hiç unutmayan kadınlar vardır… limon kokulu…
herşeye rağmen… yağmur kalan kadınlar vardır…
Ben iyiyim şimdi. Sen nasılsın?”
―
“Herkes kabul eder ki fotoğraf görüntüsü gerçeklik açısından mükemmele en yakın aktarımdır. Fotoğrafik vizyonun gerçekliğini reddettiğim gün şeyleri başka türlü görmeye başladım. Tıpkı aynada çok uzun süre ve yoğun bir dikkatle kendimize baktığımızda olduğu gibi nesneler uzun süre bakıldıklarında tanıdık, bildik olmaktan çıkıyor, sırlarını ele vermeseler bile yabancı bir dünyanın kapılarını aralıyorlardı. İlk keşiflerimden biri iç gerçekliğin dış gerçekliğe eşit olduğuydu. Bu belki bir beşinci boyut, bilinç boyutuydu. Bunu gördüğüm an bireysel psikolojilerin bir anlamı kalmadı. Geniş ya da uzak açıdan bakıldığında insanlar çinliler ya da zenciler gibi birbirlerine eşitleniyordu. Her özel durum ise adım adım bizden uzaklaşıyor ve bilinmeze doğru yol alıyordu.”
― Kuzey Defterleri
― Kuzey Defterleri
“Sen açacağın onca belaya değer misin?”
―
―
“uzun bir süre öldüldüm ama hep değil. şimdi gitmek istiyorum. neresi olursa. nasıl olsa sen yoksun. bir yerlere varmadan gitmek. elimde sana yazılmış ve gönderilmemiş mektuplarla. gitmek. hiç bir limanda seninle karşılaşmayacak olduktan sonra. gitmek, ardına bakmadan, uzunboylu vedalaşmadan gitmek. oysa seninle sabaha karşı uğranılan liman barlarında karşılaşmak vardı.”
― Kuzey Defterleri
― Kuzey Defterleri
“Bu kitap açıklanamayan şeylerin
satrancıysa, sevgilim,
kuğu, en güzel bir açılış,
ÇÜNKÜ HAKLARINDA HİÇBİR ŞEY BİLMİYORUM
EŞ KUĞULAR VAR MIDIR?
YANYANA UYURLAR MI?
BOYUNLARI BİRBİRİNE DOLANIR MI?
KUĞULAR DEMEK İSTİYORUM YANİ
GEYİKLERE ORANLA YA DA KUMRULARA
DAHA MI MUTLUDURLAR?”
― Saatler/Geyikler
satrancıysa, sevgilim,
kuğu, en güzel bir açılış,
ÇÜNKÜ HAKLARINDA HİÇBİR ŞEY BİLMİYORUM
EŞ KUĞULAR VAR MIDIR?
YANYANA UYURLAR MI?
BOYUNLARI BİRBİRİNE DOLANIR MI?
KUĞULAR DEMEK İSTİYORUM YANİ
GEYİKLERE ORANLA YA DA KUMRULARA
DAHA MI MUTLUDURLAR?”
― Saatler/Geyikler
“dünya tatsızlığı kristalleşirken
kimyasal bir çözeltide.
hiçbir şeyi çözemezsin.
bazen ama bir insanla bir şey olur
kısa süren bir şey
iki geyiğin sıçrayıp havada öpüşmesi gibi
bazı insanlarla
yıllarca görüşsen de
bir şey olmaz.”
― Saatler/Geyikler
kimyasal bir çözeltide.
hiçbir şeyi çözemezsin.
bazen ama bir insanla bir şey olur
kısa süren bir şey
iki geyiğin sıçrayıp havada öpüşmesi gibi
bazı insanlarla
yıllarca görüşsen de
bir şey olmaz.”
― Saatler/Geyikler
“ama O'na rastlamak mümkün mü? çünkü ben birçok kez denedim. her karşılaştığımda başka birisi vardı. her ilişkiyi olduğu gibi bu ilişkiyi de bitiren bu BAŞKA BİRİNİ bana kim anlatacak?”
― Kuzey Defterleri
― Kuzey Defterleri
“Seni birgün en yakının ele verirse eğer, öğren susmasını ve ağlamamasını. Bir kavanozun içinde mavi bir gül yetiştir her gün daha çok yaşayan. Bir masalın ağzını kapat ve yat geniş odalarda. Bir oksijen çadırında. Ona kötü birşey olsun istedim. Bana aşık olsun istedim.”
― Seriler Kitabı
― Seriler Kitabı
“uzun bir süre öldürüldüm ama hep değil. şimdi gitmek istiyorum. neresi olursa. nasıl olsa sen yoksun. bir yerlere varmadan gitmek. elimde sana yazılmış ve gönderilmemiş mektuplarla. gitmek. hiç bir limanda seninle karşılaşmayacak olduktan sonra. gitmek, ardına bakmadan, uzunboylu vedalaşmadan gitmek. oysa seninle sabaha karşı uğranılan liman barlarında karşılaşmak vardı.”
― Kuzey Defterleri
― Kuzey Defterleri
“Sevgili Pol,
Dün gece kayısı abajurun ışığında
defterime şunları not ettim
çünkü aşkımız kayısı renginde bir şey
ve bütün bunları düşündüğüm zaman
odaya altınsı bir ışık doluyor.
Bütün insanların kalbine
görünmez bir biçimde şırınga
edilen o huzur ve kuvveti getiren
böylesi bir ışık mıdır diye düşünürken
o kadar dalmışım ki
masamın üzerine bırakılan
bir bardak sütü fark etmemişim bile.
Her neyse sana olan aşkımın
bende yankılandırdığı o yüce duygulanımlara
en yaklaşan şeyler olduğu için, dün gece
defterime Kur'an'dan esinlenerek yazdığım cümleler:
...Maddi varlıklar dünyasının son bulup gayb
âleminin başladığı noktada Rabbin meleği
belirdi. Şeffaf kanatlarıyla. Çok güçlü
ve güzel görünümlü ve doğruldu o en yüksek
ufukta iken. Bir başka inişini de gördü onun
Allah'tan gelen söz yüküyle. Ve vahyedildi
vahyedilecek olan. Son yağmurlar vaktinde
sarı yağmur sağanaklarıyla birlikte
Rabbin meleği belirdi. Şeffaf kanatlarıyla.
Çok güçlü biri ve güzel görünümlü ve
doğruldu o en yüksek ufukta iken.
Kayısı renginde ince bir şerit takip
ediyordu onu-olacak olanın oldurulması için...”
― Buhurumeryem
Dün gece kayısı abajurun ışığında
defterime şunları not ettim
çünkü aşkımız kayısı renginde bir şey
ve bütün bunları düşündüğüm zaman
odaya altınsı bir ışık doluyor.
Bütün insanların kalbine
görünmez bir biçimde şırınga
edilen o huzur ve kuvveti getiren
böylesi bir ışık mıdır diye düşünürken
o kadar dalmışım ki
masamın üzerine bırakılan
bir bardak sütü fark etmemişim bile.
Her neyse sana olan aşkımın
bende yankılandırdığı o yüce duygulanımlara
en yaklaşan şeyler olduğu için, dün gece
defterime Kur'an'dan esinlenerek yazdığım cümleler:
...Maddi varlıklar dünyasının son bulup gayb
âleminin başladığı noktada Rabbin meleği
belirdi. Şeffaf kanatlarıyla. Çok güçlü
ve güzel görünümlü ve doğruldu o en yüksek
ufukta iken. Bir başka inişini de gördü onun
Allah'tan gelen söz yüküyle. Ve vahyedildi
vahyedilecek olan. Son yağmurlar vaktinde
sarı yağmur sağanaklarıyla birlikte
Rabbin meleği belirdi. Şeffaf kanatlarıyla.
Çok güçlü biri ve güzel görünümlü ve
doğruldu o en yüksek ufukta iken.
Kayısı renginde ince bir şerit takip
ediyordu onu-olacak olanın oldurulması için...”
― Buhurumeryem
“Unutulan her an Ben'in bir bölümünün yıkılışıdır.”
― Anemon - Toplu Şiirler
― Anemon - Toplu Şiirler
“bana yabancı bana zararlı
ürkerek sevdiğim bunca şey arasında
eğer bir gün ölürsem diyorum
eğer bir gün ölürsem...yıldırım çarparak olsun...
tıpkı yaşamım gibi...”
― Anemon - Toplu Şiirler
ürkerek sevdiğim bunca şey arasında
eğer bir gün ölürsem diyorum
eğer bir gün ölürsem...yıldırım çarparak olsun...
tıpkı yaşamım gibi...”
― Anemon - Toplu Şiirler




