Fatma Burçak's Blog
November 20, 2021
Okumak ya da Okumamak: "Kayıp Zamanın İzinde"
Kayıp Zamanın İzinde'yi okumak gerçekten zor çünkü Proust mektupları da dahil olmak üzere uzun ve yoğun yazan biri. Yazdığı her şeyi en ince ayrıntısına kadar tarif etmeyi, anlatıyı bir resim ya da yontu gibi elle tutulur hale getirmeyi seviyor. Yalnızca yayımlanmış kitaplarına baktığımızda yaklaşık on bin sayfalık bir metinle karşılaşıyoruz. Yazdığı mektuplar yirmi ciltten fazla. Aslında yazdıkları anlaşılmaz ya da karmaşık değil ama kalabalık. Bugünün hızını öngörmüşçesine bir an durmayı, etrafa bakmayı, gördüğümüz her şeyi sindirmemizi, belleğimize kazımamızı isteyen bir yavaşlıkta anlatan, bu nedenle de tüm duyuları önemseyen bir yazar. Renkleri, dokuları, tatları, sesleri, kokuları anlatısının içinde onun hissettiği biçimde hissedebilmeniz için yazmış. Yüzyıllara meydan okuyan bütün klasik eserlerde olduğu gibi okurundan zaman ve dikkat rica ediyor.
Tıpkı roman kahramanı Marcel gibi Proust da elinden kaydığını fark etmediği yaşamı an be an geri getiremeyeceğinin bilincinde olarak çağrışımlar yoluyla zamanı yakalamaya çalışmış. Bu çaba felsefe, sanat, tarihle biçimlenmiş muhteşem bir roman olarak ortaya çıkmış. Roman boyunca zamanın akışı içinde değişen insanı, istem-dışı bellek fikrini, zamanı yenerek ölüme meydan okuyabilenin sanat olduğunu anlatmış ve göstermeye çalışmış Proust.
Bu romanı okumak isteyen ama birlikte okumayı ve incelemeyi tercih eden sevgili okurlardan gelen talep üzerine Proust atölyesini tekrarlıyoruz. Okumak zaman alacağı için şimdiden duyurmak istedim.
Atölye Ocak 2022'de Gergedan Kitabevi'nde olacak ve 4 hafta sürecek.
Hafta içi ve akşam saatlerinde olmasını planlıyorum.
Elbette çevrimiçi (online) yapıyoruz atölyemizi.
Tıpkı roman kahramanı Marcel gibi Proust da elinden kaydığını fark etmediği yaşamı an be an geri getiremeyeceğinin bilincinde olarak çağrışımlar yoluyla zamanı yakalamaya çalışmış. Bu çaba felsefe, sanat, tarihle biçimlenmiş muhteşem bir roman olarak ortaya çıkmış. Roman boyunca zamanın akışı içinde değişen insanı, istem-dışı bellek fikrini, zamanı yenerek ölüme meydan okuyabilenin sanat olduğunu anlatmış ve göstermeye çalışmış Proust.
Bu romanı okumak isteyen ama birlikte okumayı ve incelemeyi tercih eden sevgili okurlardan gelen talep üzerine Proust atölyesini tekrarlıyoruz. Okumak zaman alacağı için şimdiden duyurmak istedim.
Atölye Ocak 2022'de Gergedan Kitabevi'nde olacak ve 4 hafta sürecek.
Hafta içi ve akşam saatlerinde olmasını planlıyorum.
Elbette çevrimiçi (online) yapıyoruz atölyemizi.
Published on November 20, 2021 14:02
•
Tags:
etkinlik, kayıp-zamanın-izinde, kitap-kulübü, marcel-proust, online-atölye
February 16, 2015
Okuma Günleri, Marcel Proust
Bugünün çocukları büyüdüğünde kitapları çocukluk anılarına nasıl yerleştirirler bilemiyorum. Biz ve bizden önceki nesiller için çocukluğumuzda okuduğumuz kitapların izini sürmek tadıyla kokusuyla o günlere dönmek gibidir. Okuduğum ilk roman olan Denizler Altında 20000 Fersah, onu aldığım ilk günü, kalın bez cildini, eve gidip de okumak için nasıl sabırsızlandığımı, evimizin salonunda duran kütüphaneli divana kurulup babamın kitaplarının gölgesinde okuyuşumu hatırlatır bana. O divanda okuduğum Kibritçi Kız masalını hatırlarım sonra ve hüngür hüngür ağlayışımı.
Marcel Proust, Okuma Günleri'nde okuma eylemiyle geçirdiğimiz zamanın dolu dolu yaşadığımız zamanlar olduğunu kendi anılarından derlediği küçük yolculuklarla anlatmaya başlıyor. Zorunluluklar için bile olsa gözlerimizi kitaptan ayırmanın nasıl zor geldiğini, her kitapla farklı iklimlere yaptığımız yolculukları, bellek yoklamalarını, en önemlisi de yaşamımız boyunca tek başımıza yaptığımız en keyifli eylem olduğunu söylüyor. Ruskin'in satırlarına yaptığı göndermelerle kitap ve okur arasındaki sarsılmaz dostluk ilişkisine değiniyor. Proust, okumanın kimi zaman yaralı ruhlara, kimi zaman yaratıcılığa olan sağaltıcı etkisini, kitabın sözünün bittiği yerde okurun söze başladığını; kalıplardan kurtulup bakmaya, öğrenmeye, görmeye teşvik ettiğini söylüyor. Okuru usulca elinden tutup düşünce dünyasının kapısına kadar getiren, sonra sessiz bir dost olarak ait olduğu rafta yerini alan nice kitap yok mu... Kitap okumak, iyi bir okur olmak; düşünce yaşamının kendisi olmasa bile bizi o yaşamın içinde yer almaya iten yegane güç değil mi?
Özgün bir zihin okumayı kendi şahsi etkinliğine nasıl tabi kılacağını bilir. Okuma onun için oyalanma araçlarının en soylusundan ve özellikle de en soyluluk vereninden daha fazlası değildir, zihnin "adabını" sadece okuma ve bilgi kazandırır.
Okuma Günleri
Marcel Proust
Çeviri: Murat Erşen
Aylak Adam Yayınları
Marcel Proust, Okuma Günleri'nde okuma eylemiyle geçirdiğimiz zamanın dolu dolu yaşadığımız zamanlar olduğunu kendi anılarından derlediği küçük yolculuklarla anlatmaya başlıyor. Zorunluluklar için bile olsa gözlerimizi kitaptan ayırmanın nasıl zor geldiğini, her kitapla farklı iklimlere yaptığımız yolculukları, bellek yoklamalarını, en önemlisi de yaşamımız boyunca tek başımıza yaptığımız en keyifli eylem olduğunu söylüyor. Ruskin'in satırlarına yaptığı göndermelerle kitap ve okur arasındaki sarsılmaz dostluk ilişkisine değiniyor. Proust, okumanın kimi zaman yaralı ruhlara, kimi zaman yaratıcılığa olan sağaltıcı etkisini, kitabın sözünün bittiği yerde okurun söze başladığını; kalıplardan kurtulup bakmaya, öğrenmeye, görmeye teşvik ettiğini söylüyor. Okuru usulca elinden tutup düşünce dünyasının kapısına kadar getiren, sonra sessiz bir dost olarak ait olduğu rafta yerini alan nice kitap yok mu... Kitap okumak, iyi bir okur olmak; düşünce yaşamının kendisi olmasa bile bizi o yaşamın içinde yer almaya iten yegane güç değil mi?
Özgün bir zihin okumayı kendi şahsi etkinliğine nasıl tabi kılacağını bilir. Okuma onun için oyalanma araçlarının en soylusundan ve özellikle de en soyluluk vereninden daha fazlası değildir, zihnin "adabını" sadece okuma ve bilgi kazandırır.
Okuma Günleri
Marcel Proust
Çeviri: Murat Erşen
Aylak Adam Yayınları
Published on February 16, 2015 14:10
•
Tags:
aylak-adam-yayınları, deneme, dünya-edebiyatı, edebiyat, fatma-burçak, kitap, kitap-tanıtım, kitap-yorum, marcel-proust, murat-erşen, okuma-günleri


