Serhan Ergin's Blog
August 17, 2025
İsveç Kibritleri
Uzun zamandır dilimizde baskısı bulunmayan İsveç Kibritleri, çiçeği burnunda yayınevi Eriken sayesinde, yeni bir çeviri ve şık bir baskıyla raflarda yerini aldı. İç kapakta, romanın geçtiği Labat Sokağı’nın aydınger kağıdına basılmış bir deseni mevcut, çok hoş. Ayrıca bir de Robert Sabatier’yle olan arkadaşlığı dolayısıyla birinci elden tanıklıklara dayanan ve Sabatier hakkında zihnimizde belirgin bir imge oluşmasını sağlayan Francis Esménard imzalı önsöz de yine bu baskıya zenginlik katan şeyle...
January 12, 2025
'Bir Ölüm Bağışlamak' üzerine
Karmakarışık başlayıp, karmakarışık bir anlatım içinde geliştikten sonra, sonlara doğru birden her şeyin çökelip yerli yerine oturduğu ve edebiyat tarihindeki en dokunaklı, en iz bırakıcı finallerden biri ile insanın boğazında bir yumruk bırakan kısacık bir roman
Bir Ölüm Bağışlamak.
Önsözde onca açıklamayı niye yapmış, bu romanı önden açıklama gereğini niye duymuş diye düşünüp durmuştum kitabı okurken. Fakat işte o final… O final o âna kadar olan her şeyi, baştan beri -önsöz dahil- yazılmış her ...
January 9, 2025
Selim İleri
Selim İleri aramızdan ayrıldı. Selim İleri demek benim için sonsuz bir yazma hevesi demekti. Ona baktıkça, hep o büyük hevesi, edebiyata olan bitmez tükenmez tutkuyu görüp ürpermişimdir. Tanımıyorum elbette, uzaktan uzaktan, yazdıklarından, söyleşilerinden ve mektuplaşmalarından bildiklerim. Ama sanki öyle geliyor ki bana, ömrünün her bir dakikasını edebiyat için, edebiyatla ilgili şeyler için ve yazarak geçirdi. Attilâ İlhan’a yazdığı mektuplarındaki o edebiyat heveslisi genç Selim İleri, sanıy...
September 29, 2021
Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme
Barış Bıçakçı'dan beş yıl aradan sonra yeni kitap geldi. Bu seferki bir öykü kitabı. Sinek Isırıklarının Müellifi ve Seyrek Yağmur'dan sonra Barış Bıçakçı'nın önceki sesine dönüşü olarak yorumladım ben - iyi veya kötü anlamda söylemiyorum bunu. Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme'yi okurken 'iyi edebiyatın lezzeti' diyebileceğim şeyi hissettim, tattım. Buradaki lezzetten kastım salt dil lezzeti değil. Öyküleri okurken, biçemin, üslubun yanı sıra, okuma edimi boyunca zihinde cereyan eden sürecin, ins...
September 22, 2020
Geçmiş ve Gelecek, Anılar ve Hayaller
Walter Benjamin, Pasajlar
Geçmişin gerçek yüzü hızla kayıp gider… Bu yüzden ...
May 27, 2020
Salgın Günleri
Nicedir başka bir hayat yaşıyoruz. Ne demek başka bir hayat? Akla hayale gelmez, yeni bir düzen, yeni bir yaşama biçimi - elbette yaşama biçimi değil, belki bir gündelik biçimi denebilir mi? - birden hayatlarımızı ele aldı. Olmaz denen şey bir anda gelip orta yere yerleşti. Yılın başından beri haberler geliyor, Çin'de başlayan salgınla ilgili değerlendirmeler, öngörülerde bulunuluyordu fakat kabul edelim salgının gelip de dünyaya bu denli yayılacağını, yaşadığımız semte, mahalleye dek gireceğini...
November 7, 2019
"Hayatın Ucu" üzerine
April 2, 2019
Zenciler Birbirine Benzemez
Bunca yıldır Kaptan’ın izindeyim; şiirlerini ezbere bilir, romanlarını zihnimde döndürüp dururum. Her vakit ondan bir parça okur, eski konuşmalarını dinlerim. Paris’e gittim iki kez, şiirlerinde bahsettiği yerleri, o kafeleri, o otelleri buldum. Maria Missakian’la tanıştığı kafeye de gittim, Claude’la Seine kıyısında yürüyüşünü hayal ettim. Samaritaine’in ışıklarını kurdum kafamda karşısında durup. Gare de l’Est’teki otelleri mi aramadım, Saint Vincent de Paul kilisesini mi? Kaptan benim yaza...
January 31, 2019
Ankara nereye?
Tunalı’ya geldim, yürüdüm biraz. Nerede otursam derken, keşke Flamingo dursaydı diye geçirdim içimden. Başka bir pastaneye oturdum, yeni nesil, ‘lüks’ olanlarından. Şimdi pastaneler bile gösteriş merakının mekânları oldular. Oysa eskileri ne güzeldi. Pastane dediğin, sakin, sevimli, kalender yerlerdi. Hele ki öylesi, aile işletmesi bir pastaneye girip oturmak, salep içmek, dilim pasta yemek filan, gönendirirdi insanı. Şimdi? Ne yana baksak aynı görgüsüzlük, aynı şımarı...
December 30, 2018
Nedir yılbaşı?
Yıl sonu yazısı yazmak güzeldir, güzel olduğu kadar da buruk. Bir yılın bitişi yahut da bir yılın gelişi kutlanır mı? Aslında şöyle sormalıyım: Yeni yılın gelişini kutluyor muyuz sahiden? Mutluluk ve hevesle yaptığımız bir kutlama mı bu? Yoksa... Yoksa her günkü çaresizliğimiz içerisinde, gerçekleşmeyen umutlarımızı, gerçekleştiremediğimiz isteklerimizi ‘bu vesile ile’ hatırlayıp, yapacaklarımız ve yaşayacaklarımıza geçici inanma kaçamağı mı? Bir yılın bitişi neden ku...


