Son İnsan - 31
(Şimdi, Bilinmeyen bir yer)
“Hayır, maalesef yapamıyorum. Dediğim gibi benden daha güçlü bunu yapan kişi.” diye açıkladı Kedi Çocuk umutsuzca, General’in elini tutuyordu ve odaklanmaya çalışıyordu. Yaşlanmış General’e nasıl yardımcı olabileceklerini düşünüyorlardı. Illyra çözümü rahatlatmakta bulmuştu, General’in başına daha rahat yastıklar koyarak işe başlamıştı. Arada bir öksüren General daha iyi hissediyordu artık, nefes alış verişi düzelmişti. “Bu bir felaket. Sözlük anlamıyla tamı tamına bir felaket.” diye söyleniyordu Kara Altın. “Hiçbir şey daha bitmedi. Bu şekilde bitemez.” diye bağırdı Starfell. O esnada umut yeniden yaşarmaya başlamıştı hiç beklenmedik bir şekilde hem de. General Serhat yavaşça normal haline dönmeye başlamıştı. Yaşlılığı geriye doğru gidiyordu ve olması gereken yaşta da durmuştu. Derin bir nefes aldıktan sonra yataktan kalkan General keyifle: “Sanırım derse hazırız.” dedi. “Bu nasıl oldu?” sorusu herkesin sorduğu sorulardan ilkiydi, ama mucize deyip geçmekten başka yapacak bir gelmiyordu ellerinden. Herhalde bunu yapanın gücü anca bu kadar yetiyordu ya da isteyerek yaptığını geri almıştı. “Daha iyi hissediyorsunuz ya, General?” diye sordu Illyra, kendi hazırladığı portakal suyunu General’e uzatırken. “Teşekkür ederim, Illyra. Daha iyiyim, ilgilendiğin için sağol.” dedi general ve bir dikişte portakal suyunu içti. Illyra odadan çıkarken General: “Artık aramızın yine eskisi gibi olmasına sevindim.” diye belirtti.
“Bir şey değiştiği yok, General. Hala size güvenmiyorum.” diye karşılık verdi Illyra....
“Hayır, maalesef yapamıyorum. Dediğim gibi benden daha güçlü bunu yapan kişi.” diye açıkladı Kedi Çocuk umutsuzca, General’in elini tutuyordu ve odaklanmaya çalışıyordu. Yaşlanmış General’e nasıl yardımcı olabileceklerini düşünüyorlardı. Illyra çözümü rahatlatmakta bulmuştu, General’in başına daha rahat yastıklar koyarak işe başlamıştı. Arada bir öksüren General daha iyi hissediyordu artık, nefes alış verişi düzelmişti. “Bu bir felaket. Sözlük anlamıyla tamı tamına bir felaket.” diye söyleniyordu Kara Altın. “Hiçbir şey daha bitmedi. Bu şekilde bitemez.” diye bağırdı Starfell. O esnada umut yeniden yaşarmaya başlamıştı hiç beklenmedik bir şekilde hem de. General Serhat yavaşça normal haline dönmeye başlamıştı. Yaşlılığı geriye doğru gidiyordu ve olması gereken yaşta da durmuştu. Derin bir nefes aldıktan sonra yataktan kalkan General keyifle: “Sanırım derse hazırız.” dedi. “Bu nasıl oldu?” sorusu herkesin sorduğu sorulardan ilkiydi, ama mucize deyip geçmekten başka yapacak bir gelmiyordu ellerinden. Herhalde bunu yapanın gücü anca bu kadar yetiyordu ya da isteyerek yaptığını geri almıştı. “Daha iyi hissediyorsunuz ya, General?” diye sordu Illyra, kendi hazırladığı portakal suyunu General’e uzatırken. “Teşekkür ederim, Illyra. Daha iyiyim, ilgilendiğin için sağol.” dedi general ve bir dikişte portakal suyunu içti. Illyra odadan çıkarken General: “Artık aramızın yine eskisi gibi olmasına sevindim.” diye belirtti.
“Bir şey değiştiği yok, General. Hala size güvenmiyorum.” diye karşılık verdi Illyra....
Published on August 23, 2014 07:37
No comments have been added yet.