bizim büyük challenge'ımız discussion

Suat Derviş'in uzun yıllar yenmiş hakkının teslim edilmesi için ufacık da olsa bir çaba gösteriyoruz.

İstanbul’un Bir Gecesi… Yeşilçam tadında edebiyat :) Pek çok karakter hiç yormadan bağlanmış birbirine film izler gibi okudum :)

Çılgın Gibi'yi okuyorum. Harika başladı.

Bu kitabı alışımla ilgili anımı da paylaşayım (işbirliği değil, alın teri :)) Moda'daki İmge Kitabevi'ne gidip Fosforlu Cevriye var mı diye sordum, adam gülerek "kalmadı" dedi. Neden güldünüz dedim, neredeyse hiç satmadığımız bir kitaptı, dün biri aldı bugün de siz sorunca şaşırdım dedi. Dedim "daha soran olur, bulundurun siz". Adama bu yılki listeden bahsettim, sonra da Çılgın Gibi'yi aldım işte :)

Fosforlu Cevriye'yi okudum. Begenmem diye dusunmustum, begendim. Sumbul Dudu'nun konustugu turde tamamen anlasilmaz argo beni normalde çok yorar. Bu kitabin dili oyle anlasilmaz degildi, ilk once buna sasirip sevindim. Sonra gizemli beyin siyasi sucuna iliskin gondermelerle hikaye katmanli bi hal aldi, o yonlerini de begendim. Sonunu hic beklemiyordum, duygudan duyguya suruklendim :(

Çılgın Gibi

Kendine Tapan Kadın.

Resmen dönemin İstanbul'unu yaşatıyor, karakterlerle yer yer aynı masada oturuyor gibi hissediyorsunuz. Keyifli bir bir kitaptı.

Ben de bu senenin listesine Suat Derviş kitabıyla başladım. Gotik edebiyat bağlamında değerlendirilen dört eserinin bir arada yer aldığı Kara Kitap'ı okudum. Kitaba da ismini veren Kara Kitap'ın Suat Derviş'in ilk romanı olduğu söyleniyor; kitaptaki diğer romanlarının da yayım tarihi epey erken. Genç bir kadından böyle hikayeler okumak hem şaşırtıcı hem de etkileyiciydi benim için :)

Ankara Mahpusu'nu okudum, Suat Dervişle tanışma kitabımdı. Anlatım bazen durağanlaşıyor gibi gelse de keyifli bir kitaptı.

Bu madde icin Bu Roman Olan Şeylerin Romanıdıri okudum. Okudugum ilk Suat Dervis kitabiydi, anlatimini cok begendim.

Bu madde için yazarın Ankara Mahpusu kitabını okudum hatta dinledim desem daha doğru olur. Uzun süredir Suat Derviş ile tanışmayı bekliyordum, bu challenge sayesinde tanışma gerçekleşmiş oldu. Fakat benim yıldızım yazarla pek uyuşmadı gibi, yanlış kitap mı seçtim bilemiyorum da. Çok Türk filmi havasındaydı, sanırım benim kitap zevklerimden uzak bir tarz bu. Yine de kitabın işleniş biçimini sevdim yüzden bir başka kitabını daha okuyacağım Suat Derviş'in.

Bu madde için Çılgın Gibi kitabını okuyup bayağı etkilendim. Kitabın sonunda duygularından başka hiç bir kılavuzu olmayan, hayatı hep başkalarının gözünden ve başkaraı aracılığıyla yaşamış Celile'ye üzülüp, kızı hem seven hem de kafasında kız hakkında bir dolu git gel yaşayan ama hiç birini kıza söylemeyen "ne şiş yansın ne kebap" kafalı Muhsin'e gıcık oldum. Oldukça tanıdık bir hikayeyi bu kadar farklı anlatması beni kendine hayran bıraktı, iyi ki okuduk sizi Suat Hanım.

Challenge Suat Derviş’ten “İki Kadın İki Aşk” ile başlıyor benim için 😇

Gel Eve Dönelim ile başladım. kitap aktı gitti hiç yormadı büyük kısmını bir gecede okuyup bitirdim fakat roman tekniği neredeyse hiç yok. "kötülük"ler biraz abartılı geldi bana. türkan şoray'ın sürekli ağladığı, acıların kadını olduğu bir yeşilçam filmi izler gibiydim. okuduktan sonra hanımefendinin 1940-50lerin yazarı olduğunu görünce epey şaşırdım. nerede halide edip nerede suat hanım. bir kitabını daha belki okurum, bir fikrim olsun diye. benim tarzım değilmiş pek. ama challenge sağolsun, bir kadın yazarla tanıştım.

edit: hanımefendi zaten yeşilçam'a satıyormuş. iki yıldıza indiriyorum. satış için yapılan bu tarz şaklabanlıklardan hoşlanmam. hakkı verilmeyen kadın falan, millet şişirdikçe şişirdi kendisini. türkçe edebiyat tarihinde tabii adı geçsin lakin neyin hakkı verilecek çok anlamadım.

Ankara Mahpusu'nu okudum,önemli bir toplumsal gerçekçi kitap.

Fosforlu Cevriye'yi okudum, kalbimde inceden bir sızı kaldı.

Yeniden Yaşayabilseydik - Suat Derviş

Bu madde icin bende bircogumuzun okumus oldugu Ankara Mahpusu'nu okudum

Bu challenge sayesinde Suat Derviş ile tanıştım. Fosforlu Cevriye'yi okudum. Ne kadar naif ve hüzünlü bir hikayeymiş. Sonu biraz zayıf bitsede çok beğendim. Bu kadar beğeneceğimi hiç düşünmezdim.

İstanbul'un bir gecesi, bu vesile ile Suat Derviş ile tanıştığıma da çok memnunum.

Fransızca versiyonuna niyetlenmiştim ama bulamadım. Ankara Mahpusu okuyorum.
"Fransızca yayımlanan ilk Türk romanı olma özelliği taşıyor. Suat Derviş tarafından Fransızca’ya çevrilen roman, Türkçe baskısından on bir yıl önce 1957 yılında Fransa’da yayımlandı."

Bu madde için İstanbul'un Bir Gecesi'ni okudum. Adalet Ağaoğlu'nun Bir Düğün Gecesi'ni okumuş olanlar için çok tanıdık bir kurgu diyebilirim. Yazıldığı zamana bakarak başarılı bir toplum okuması yapmış ve yazmış Suat Derviş. Benim için ilk Suat Derviş kitabı, iyi bir başlangıç oldu.

istanbulun bir gecesini okuyorum. suat derviş'in ilk okuduğum kitabı çılgın gibiydi. bana biraz yavan gelmişti açıkçası. ama bu kitabın anlatım tarzını çok sevdim. "durum edebiyatı" olarak ifade edilen; aynı olay çerçevesinde birbiriyle kesişen hayatların, o anki yaşadıklarını okumak çok keyifli. bu tip anlatımları sinemada da hep sevmişimdir:)

Fosforlu Cevriye 🌷

Kitap kulübü sağ olsun herhalde Fosforlu Cevriye ile başlarım diye düşündüğüm Suat Derviş için planlarım değişti ve kendisiyle Bir Haremağasının Hatıraları romanı sayesinde tanışmış olduk. Tanışmak için çok doğru bir tercih de olmadı sanırım.

Aslında çok kötü olduğunu düşünmüyorum bu kitabın. Fakat sonuçta bu tamamen oryantalist olması ve tefrika olarak yayınlanması amacıyla 2 haftada yazılmış bir roman. Bu saydıklarımın hepsini de hissettiriyor okurken. Karakterler derinleşmiyor ya da motivasyonlarını anlamak mümkün olmuyor, saray entrikaları çoğunlukla bir bölümü 3 saat süren TV dizilerini hatırlatıyor, Suat Derviş bir karakterin hikayesinden sıkılınca hemen diğer karaktere geçiyor.

Fosforlu Cevriye var sırada, muhtemelen Suat Derviş'in tüm eserlerini uzun vadede bitireceğim.

ben fosforlu cevriye'nin yanında istanbul'un bir gecesi'ni de kararsızlara ve iyi bir kitabını okumak isteyenlere öneririm. :)

Suat Derviş-Daktilo Nebahat

Cilgin Gibi

Suat Derviş'i geçen sene ilk kez çelınc'ımız sayesinde keşfetmiş, bayılmıştım. Bu sene de yine ayıla bayıla okudum. İlk romanı olduğu için Kara Kitap'ı denemek istedim. 20'lerde bu estetik, bu güzellik, bu ağızda hoş bi tad bırakan dil.. Ne diyeyim ki kadın yazarlar olmasa ben bu kitap okuma denen illetten hiç zevk almayacağım belli ki. o iyi ki yazmış, siz de onu iyi ki bu senenin yazarı yapmışsınız. <33

Büşra wrote: "o iyi ki yazmış, siz de onu iyi ki bu senenin yazarı yapmışsınız. <33"

yiaaaa teşekkürler, bizce de iyi ki 💜💜

Bu madde için "Behire'nin Talipleri"ni okudum. Pek sevemedim maalesef :(

Kendine Tapan Kadın. Sayenizde senelerdir okumak isteyip ertelediğim Suat Derviş’le tanışmış oldum. Sıkı bir giriş oldu. Detaylı karakter, dönem ve atmosfer yaratmasına hayran oldum. Hatta bu kadar filtresizce gerçeği yüzümüze çarpmasına özellikle çarpıldım. Bu kıymetli yazarımızı okuma teşviği için teşekkür adminler. ;)

-Neslihan K wrote: "Kendine Tapan Kadın. Sayenizde senelerdir okumak isteyip ertelediğim Suat Derviş’le tanışmış oldum. Sıkı bir giriş oldu. Detaylı karakter, dönem ve atmosfer yaratmasına hayran oldum. Hatta bu kadar..."

biz teşekkür ederiiiiz :')

Fosforlu Cevriye 🖤

benden de bir Fosforlu Cevriye. suat derviş'le tanıştığıma o kadar memnun oldum ki.

Bir Haremağasının Hatıraları'nı dinleyerek sonunda aylardır ertelediğim bu maddeye başlıyorum.

istanbul'un bir gece'sini okudum bu madde için. çok beğendim daha ne diyebilirim bilemiyorum

İlk kitap oldu Suat Derviş'ten ama kalemine hayran kaldığım Ankara Mahpusu okundu..

Kendine Tapan Kadın 🖤

Gönül Gibi'yi okudum. İlk yarısı su gibi aktı, ikinci yarıda zorlandım biraz. Aşk acısını homurdanmadan okuyamıyorum sanırım artık. Yine de yazar çok ilgimi çekti, daha çok beğenilen kitaplarını da okumaya çalışırım muhtemelen

Gel Eve Donelim’i okudum.
Yesilcam’in olmadigi gunlerden Yesilcam filmi tadinda bir roman. Konu cok tanidik, o yillar icin yeni belki de. Basmakalip gibi gelse de bir cirpida okunan, karakterinin ic sıkıntılarını cektiren bir kitap

Bu Roman Olan Şeylerin Romanıdır'ı okudum ama diğer kitapları kadar sevemedim.

“Ankara Mahpusu” ile son madde de tamamlandı.