Ece

“En kötüsü, hayır demeyi öğrenemedim. Yemeğe kal, dediler: kaldım. Oysa, kalınmaz. Onlar biraz ısrar ederler; sen biraz nazlanırsın. Sonunda kalkıp gidilir. Her söylenileni ciddiye almak yok mu, şu sözünün eri olmak yok mu; bitirdi, yıktı beni.”
― Oğuz Atay, Tutunamayanlar

“Lily'nin tek hissettiği resimleri birbirinden ayıramayan, arkasında durup ucuz tütün kullanan ve kadınların bir şey yazamayacağını, resim yapamayacağını söylemeyi - bu söylediğine inandığından değil de her nedense böyle olmasını arzuladığından- kendine iş edinen birinin kendi cinsini sevemeyeceğiydi.”
― Virginia Woolf, To the Lighthouse

“She seemed to belong to that pagan, primitive kingdom of birds and forests where everything was infinitely abundant, wild, blooming, and royal in its perpetual decay, death, and rebirth; illicit and clashing with the human world.”
― Jerzy Kosiński, The Painted Bird

“Wouldn't it be easier to change people's eyes and hair than to build big furnaces and then catch Jews and Gypsies to burn them?”
― Jerzy Kosinski, The Painted Bird