Salih Erman

Add friend
Sign in to Goodreads to learn more about Salih.


Loading...
“Adam! Seni gamsız seyyah! Bu hercümercin şahlanmasında hiç mi payın yok? Yoksa Poseidon gibi sen de mi masumsun? Şaşmam... Kendine keyifli bir seyir sürmek için sünepenin tekini Kronos’a çeviren Rab, baş kışkırtıcıyı pirüpak kılamaz mı sanki? Ama bitecek, o süklüm püklüm halinizle tasladığınız eril gövde gösterileri... Lilith’in torunu en başta seni kurutacak. İyi olman lazım şimdi fakat. Gözlerini açacağım, sakın dönüp bana bakma, yalnızca sol bileğimden çağlayan damara göm dudaklarını. Kanıma girenin soyu seni! Kana kana iç sol yanımı, bir sonraki karşılaşmamızdaysa sağımla eriteceğim dilini damağını...”
Cihan Gülbudak, Habis Kıssa

“Ancak nereden okumuş görmüşse sözüm ona tanrıyı öldüren o pos bıyıklı filozofun Sokrates'le alıp veremediği konularda kestiği ahkamlar aklına gelen adam bütün teklifsizliğiyle, "Şimdi Beybaba, barika-i efkardan mukaddeme-i hakikat doğar, doğar da eytişim yapacağız diye maymuna dönmeyelim. Anladım ki sen düşünürken suyu bulandıranlardansın. Böylece çirkinliğin ve soysuzluğun görünmediği gibi canavarca düşüncelerin de okunmuyor, cehaletini kanıtlamaya mecbur bıraktığın kimseler de senin çamuruna batıp kalıyor." deyip atmıştı. Sakin görünmeye çalışsa da Sokrates'in etekleri çoktan tutuşmuş, tokatla tutturduğu ritim sanki hafiften aksamış ve karşısındaki daltabana ettiği lafları teker teker yutturmak için yeniden lafa girmişti, "Evlat ben Atina yargıçlarının idama mahkum ettiği ama Atina halkının kurtarmaya, kaçırmaya çalıştığı buna rağmen kaderine boyun eğmiş bir zavallı adamım, nerem çamur nerem pislik olabilir, üstelik..." dediği an adam lafını yine kabaca bölmüş ve saldırmıştı, "Be hımbıl, Atina'dan yahut ölümden kaçmadıysan bir sebebi vardır. Ki bence sen, ölüme mahkum edilmedin ölümü çağırdın ve böylece yaşamanın değil ölmenin, tövbe ederek affedilmenin, günah çıkartarak temizlenmenin o iğrenç çağını açtın.”
Cihan Gülbudak, Habis Kıssa

“Bazen çişinin geldiğini veya susuzluktan kavrulduğunu unutacak kadar sayfalara gömüldüğü için tarih boyunca kenarda köşede kalmış yüksek zevklerin çarşamba pazarı denilecek eski fabrika binasının rutubetli deposuna belki de hiç inmemişti. Burada neler yoktu ki? Padişah Birinci Ahmet’in gavur icadı diye yakıp parçalattığı ancak büyük bir rüşvet karşılığı enkazı Satanay tarafından satın alındıktan sonra Macar bir usta tarafından 1800’lü yıllarda yeniden toplattığı o şöhretli org, Nazi şifreleme makinası olan Enigma’nın çözülmesi için geliştirilen Colossus isimli bir buçuk tonluk bilgisayar, tamamı Kabe içinden çıkarılmış elli beş adet çeşitli büyüklükte ve biçimde put, Da Vinci’nin Sforzalar için yaptığı kanatlı bir ornitopter, yaşayan son büyük cadı Shipton Ana’nın obsidyen küresi, Zekeriya peygamber içindeyken kesilen ağacın kütüğünden yapılmış baba Forqueray’a ait viole de gamba, hemen hemen hepsi 1930 öncesi elektrik laboratuvarlarından toplanmış siklotron, Wimshurst üreteci, plazma küreleri, Van de Graaff jenaratörleri yahut Tesla’nın ölmeden önce üzerinde çalıştığı son keşfi olup zamanda yolculuk yapmak, hava koşullarını yönetmek, depremler tetiklemek ya da tek bir patlamayla milyonlarca insanı yok edebilecek keşfi telefors modüllerinin ilk prototiplerini ve nicesini burada bulmak mümkündü...”
Cihan Gülbudak, Habis Kıssa

“Yeryüzünün yeniden barış ve sükunet içinde kurulması için o zamanki adıyla Azazel, on binlerce yıl süren katliamlar yapmış ve dünya eski açgözlülüğünden arındırıldıktan sonra bir takdirname ve mükâfat beklerken secde etmesi için karşısına çıkartılan kopili görünce cinnet geçirmişti. Gerçi Âdem denen bu fodulun gözlerine dikkatlice bakılırsa, neslinin eski uygarlıklara pek benzemeyeceği, ilim ve fen alanında merhale atlamak konusunda bir Mu yahut Atlantis vatandaşı gibi hızlı olamayacağı çok belliydi. Ebleh ifadesine göre aklının en fazla onda birini kullanabilir gibi görünüyordu. O da çoğalmak ve üremek gibi hassaların ifa edilmesi sırasında yarıya düşer ortaya tam bir avanak çıkardı.”
Cihan Gülbudak, Habis Kıssa

“İsyan bayrağını çeken ateş ahalisi, "bat dünya, bat" tezahüratları ve düsturuyla ekinleri yakmış, hayvanları telef etmiş, hatta mezkur ve mükedder melodiyi işitemediklerinden ortalığı kırıp geçiren keder dalgasına anlam veremeyen sağırların kulaklarından içeri kızgın yağ akıtmışlardı. İşte bu yıkım ve talandan nasibini alan biri vardı ki onun payına düşen cefa Boncuk'un büyük melekler karşısında aldığı bir başka galibiyet olarak anılacaktı. Evet, Azrail'i yakalayan nehir perileri, ölüm meleğinin kesesini yırtmış ve son üç aydır topladığı tüm canların ruhunu serbest bırakmıştı. Işık küreleri haline dışarı fırlayan ruhlar derhal bedenlerine akmış ve yarım da olsa can bulmuşlardı. Zira kiminin bedeni toprak altında çürümekten ağzı burnu kaymış bulunduğundan, kiminin de tahnit edilip korunmuş olmasına rağmen kansızlık derdi yüzünden eskisi gibi cana gelememişti. Zombilik ve vampirlik müesseselerinin doğuşuna sebep olan bu hadise Satanay'ın da ruhunun serbest kalmasını ve henüz çok taze olan bedenine akmasını sağlamıştı. Bu bir mucizeydi! Satanay, gözlerini açmış ve öylece tavana bakıyordu.”
Cihan Gülbudak, Habis Kıssa

year in books
Melih
2,324 books | 3,431 friends

Ece
Ece
1,720 books | 143 friends

Josh Kay
349 books | 99 friends

Balkonist
1,286 books | 121 friends

Sezin Ö...
1,238 books | 846 friends

Asli
1,390 books | 345 friends

Brian F...
2,078 books | 131 friends

Ron And...
437 books | 235 friends

More friends…

Favorite Genres

Art


Polls voted on by Salih

Lists liked by Salih