Anadolu Rock

Geçenlerde CSO’da değişik bir konser ile coştuk; Anadolu Rock ile senfonik tınıların buluştuğu “Senfonik Anadolu Rock – Bukalemun” konseri CSO’nun büyük salonunu doldurdu. Anadolu rock başlı başına muhteşem bir sentez; yöresel ezgilerimizin, türkülerimizin rock müziğin evrensel sound’u ile başarıyla kaynaştığı bir akım. Özellikle 60’ların sonları ve 70’lerde Barış Manço (ve Kurtalan Ekspresi), Üç Hürel, Cem Karaca, Moğollar, Erkin Koray ve niceleri bazen özgün eserleri, bazen de türkülerimizin modern yorumları ile kulağımızın pasını sildi. Eski ile yeniyi, geleneksel ile moderni birleştirmek kolay iş değildir, çoğu zaman sakil ve uyumsuz kalma durumu yaşanır ama “Anadolu” ile “rock” müthiş bir ten uyumu ile harikalar yarattı.

Sizin için türün iyi örnekleri arasından birini seçmek konusunda zorlandım, ama Erkin Koray’ın aşağıdaki performansı beni hep ağzım kulaklarımda bırakmıştır. 1974 yılında TRT stüdyolarında yapılan kayıt bir miktar playback içerse de döneminin çok ötesinde bir sound ve yorum ile kulakların pasını siler. Cemalim aslında Ürgüp yöresine ait bir halk türküsü; belki de yüz yıl önce yaşanmış bir drama yakılan ağıt. Ürgüp’te yaşayan, sevilip sayılan Cemal-Şerife çiftimizin mutluluğunu kıskanan hainlerin pususu sonucu şaibeli bir biçimde öldürüldüğü düşünülen Cemal için Şerife’nin yazdığı dizelerin bestelenmesi ile ortaya çıkmış. İşte güzel olan, bu derece yerel, samimi, her duyanın yüreğine dokunan bir türkünün rock tınıları ile nefis bir uyum yakalayabilmesi ve bu iki tarzı bir araya getirebilen müzisyenlerimizin varlığı…Erkin Koray’ın Cemalim yorumu “progressive rock nedir, bir örnek verebilir misiniz” sorusuna “işte budur, buyurun dinleyin” şeklinde verilebilecek cevaptır. Anadolu rock’a özgün bir hava veren psychodelic (Türkçesi var mıdır bunun) sound ile de birleşince tadından yenmez. Kaydın youtube sayfasında yapılan yorumlarda Avrupa’dan, Güney Amerika’dan (hatta özellikle Güney Amerika’dan) birçok dinleyicinin övgü dolu yorumları da keyfimize keyif katıyor; çoğunun ortak noktası, bu şarkıların nasıl olup da uluslararası bir şöhrete ulaşamadığı üzerine hayıflanma… Neyse ki biz halen bu şarkılara bir şekilde ulaşıp dinleyebiliyoruz. Bir de aklıma gelmişken, son yıllarda Altın Gün isimli grubun Anadolu Rock klasiklerini retro, hep sevegeldiğimiz sound ile tekrar yorumlamaya ve dünyanın değişik köşelerinde konserler vermeye başlaması.
https://www.youtube.com/watch?v=vOr21JO3vW0
Erkin Koray ve saz arkadaşlarının TRT kaydının ismi bile anlamlı; “Cemalım 1974 High Quality” başlığı ile bize ne kadar kaliteli bir müzikle karşılaşacağımız müjdesini veriyor. Erkin babanın elinde, kulağımızı mest eden tınının müsebbibi gitar 1960’larda üretilmiş el yapımı bir Gibson imiş ve Erkin Koray’ın bu gitarı Türkiye’de görev yapan bir Amerikalı subaydan aldığı yönünde bilgiler mevcut. Ben bir de ekibin sahne kostümlerine hastayım; bir zamanlar televizyonda veya internette denk geldiğim, ama sonra arayınca bulamadığım bir röportajdan hatırladığım kadarı ile orijinal, çarpıcı bir kostüm ile sahne almak istiyorlar. Ancak hem maddi imkanlar kısıtlı, hem de öyle avangard kostüm bulabilecekleri yer yok. Bunun üzerine, Beyoğlu’nda dükkanı olan meşhur bir Ermeni mefruşatçıya gidiyorlar ve saten perdelik kumaş alarak videoda izlediğiniz mükemmel kostümü diktiriyorlar. Elinize ve perdenize sağlık (hem gitar perdesi, hem de giydikleri perde) saygıdeğer üstadlarım…Onur'un Seyir Defteri
 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on June 02, 2023 01:33
No comments have been added yet.


Onur Ataoğlu's Blog

Onur Ataoğlu
Onur Ataoğlu isn't a Goodreads Author (yet), but they do have a blog, so here are some recent posts imported from their feed.
Follow Onur Ataoğlu's blog with rss.