Son İnsan - 23

(Üç ay önce, İzmir)
            İnsanların yalanlarını ortaya çıkartmada üstüne yoktu Firble’ın. En son işinde Kara Altın lakaplı dolandırıcının yakalanmasına yardım etmişti. Bu başına gelen iyi bir olaydı yakın zamanki olayları düşündüğü zaman, hatta ufak bir zafer kutlaması yapması gerektiğini düşünüyordu.            Üçkuyular Meydanı’nda tanıdık bir kumrucuya gitti ve kendisine lezzetli bir kumru sipariş etti. Kumru, İzmir’in diğer bir simgesiydi ve bir kuş türü değildi. İçine bolcana salam ve sucuk doldurulan değişik konseptte bir ekmek arası çeşidi denilebilirdi. Yanına da ayran almıştı.            Firble oldu olası ne bar ne de disko gibi mekanlara gitmişti. Hatta geceleri pek dışarı çıkmaz, evinde televizyonunu izler, kitabını okurdu. İçki de içmeyi sevmezdi. Gerekmediği sürece de içmeyi düşünmüyordu.            Ayranını tam yarılamıştı ki karşı masaya genç biri oturdu. Genç ona çok tanıdık gelmişti. Sanki gazetede bir haber okumuştu o gençle ilgili, ama o anda hatırlayamamıştı. Genç de kumru sipariş etmişti, içecek olarak da kola istemişti ayran yerine.            “Midene dikkat etmelisin, genç dostum. İleriki yıllarında midende bir sorun çıksın istemezsin.” diye laf attı gence. Çekingen gibi görünse de aslında Firble çok cana yakın ve konuşkan bir insandı. Dışarıda tanımadığı insanlarla da muhabbet etmeyi ve yeni dostlar edinmeyi severdi. Genelde pek dostu olduğu söylenemezdi, çünkü pek sabit olarak bir yerde durduğu yoktu.            “Bir süre sonra miden uyum sağlıyor asitli içeceklere, aslında akciğerler gibi. Pasif içicilerin asıl sigara içenlerden daha fazla akciğerlerinde sorun yaşamalarının nedeni de bu.” diye bilmiş bir şekilde karşılık verdi genç.            “Yine de bu sigara içenleri haklı çıkartmaz.”            “Hayır, aynı şekilde karaciğerden yola çıkacak olursak içki içenleri de haklı çıkartmaz.”            “Sigaradan da içkiden uzak duruyorsun, belli. Bak bu iyi bir şey. Çünkü senin yaşındaki çocuklar sigara ve içkiyi bir marifetmiş gibi içmekten zevk duyarlar.”            “Ne bu? Bu yaşında hacı olmaya mı karar verdin? Ya da dini bir program sunucusu musun?”             Firble gencin yorumuna ister istemez güldü. Sonra da: “Hayır, sadece iletişime geçmeye çalışıyordum. Bilirsin gençlerle anlaşmak belli bir yaştan sonra o kadar da kolay olmuyor.” diye belirtti.            O sırada gencin masasına askeri üniformalı bir adam yaklaştı. Gence: “Sipariş verdin mi?” diye sordu.            “Evet, efendim.” diye kısaca yanıt verdi genç.            Askeri üniformalı adam, Firble’a dönerek: “İşte aradığım adam da buradaymış! Öncelikle size teşekkür etmeliyim, Bay Firble. Sayenizde bir taşla iki kuş vurmuş olduk.” diyerek söze başladı.            “Pardon, ama ben adımı söylediğimi hatırlamıyorum, aynı şekilde sizin de adınızı duymadım.”            “Ah, özür dilerim. Heyecanımı bağışlayın. Bu kadar kişi arasında en çok sizinle tanışmayı iple çekiyordum. Çünkü projemin en değerli elemanlarından biri sizsiniz. Ben General Serhat. Biliyorsunuz, yakında bir yasa çıkmak üzere. Özel yetenekleri olduğu tespit edilenleri ilgilendiren bir yasa ve bu kişiler arasında sizin de olduğunu biliyoruz. Bu genç dostum sayesinde hatta.” diye anlattı ve Ozan’ın omzuna sevecen bir şekilde dokunduktan sonra elini Firble’a uzattı.            Firble çekinmeden uzatılan eli sıktı, ama ardından soramadan edemedi: “Benim yeteneğimden haberdarsınız, o halde benim yanımda yalan söyleyemezsiniz. Bunu biliyorsunuz değil mi?”            “Maalesef, biliyoruz.” diye yanıt verdi General. Şaka mı yaptığını anlayamamıştı Firble, ama üzerinde durmadı.            “Devlet bana çok özel bir görev verdi, sizin gibi özel yetenekleri olan insanlardan bir takım kurup ülkemiz adına faydalı olabileceğinizi ispatlayabilirsem hem dünyada ülkemiz bu konuda diğer ülkelerin yaptıklarından daha barışçıl bir çözüm bulmuş olacak, hem de sizler özgürce yaşayabileceksiniz. Ne diyorsunuz, Firble? İki taraf için oldukça faydalı bir çözüm gibi durmuyor mu?”
            “Düşünmek bile yersiz. Tabiki de böyle bir projede ben de yer almak isterim, efendim.” dedi Firble tereddüt etmeden.
 •  0 comments  •  flag
Share on Twitter
Published on June 25, 2014 03:42
No comments have been added yet.