Status Updates From Delilik Ülkesinden Notlar

● Dünyanın en büyük felâketi, insanın yaratılış gayesiyle, kendi doğasıyla çatışmaya girmesidir, ama antikiteden, Yunan Medeniyetinden beri bu böyle olmuş. Eflâtun, Aristo gibi adamlar, Doğuya geçtiler ve orada, bugünün İslam'ına tekâbül eden, o zamanın otantik Museviliğini -yanlış anlaşılmasın, Yahudiliği değil- inceleyerek aşkın kavramları ve dini öğrendiler. Meselâ Aristo'ya tekke kaçkını derler.

● Dünyanın en büyük felâketi, insanın yaratılış gayesiyle, kendi doğasıyla çatışmaya girmesidir, ama antikiteden, Yunan Medeniyetinden beri bu böyle olmuş. Eflâtun, Aristo gibi adamlar, Doğuya geçtiler ve orada, bugünün İslam'ına tekâbül eden, o zamanın otantik Museviliğini -yanlış anlaşılmasın, Yahudiliği değil- inceleyerek aşkın kavramları ve dini öğrendiler. Meselâ Aristo'ya tekke kaçkını derler.

Tasavvufa göre insan, âlemin gözbebeği ve bir makrokosmoz sayılıyor. Tasavvuf hayatında asıl büyük âlem, insandır. O yüzden de bizatihi kendine, içine bakman gerekiyor. İnsanın kendini tanıması, yavaş yavaş, birçok ülke, birçok toplum, birçok kıta kadar zengin olduğunu fark etmesini sağlıyor.

Marx'ın ünlü sözünü hatırlıyordum. Tarihte her şey iki kere olur. İkinci kez yinelendiğinde, tarih olayları komedi olarak cereyan eder.