marjinal’s Reviews > Hırsıza Her Gün Bayram > Status Update
marjinal
is on page 71 of 160
Bir şehir düşünün. Adım başı internet kafe. Tıka basa dolular. Yaşları 20-40 arası erkekler bu kafelerde geçimlerini sağlıyorlar. Nasıl? İnternet dolandırıcılığı. Ön ödeme karşılığı fondan pay verme tezgahı. Petrol kuyusuna şu kadar yatırımdan bu kadar para anında hesabında. Her gün böyle yeni bir hikaye yazıp keriz bulmaya çalışıyorlar. Balık tutar gibi keriz tutuyorlar. Yasak tabii. Hatta her kafenin kapısında bir
— Oct 15, 2025 11:31PM
1 like · Like flag
marjinal’s Previous Updates
marjinal
is on page 112 of 160
New Orleans, Yeni Dünya'da insan alınıp satılan en büyük pazardır. Kentte 1850 yılında yirmi beş farklı köle pazarı bulunuyordu. Bunun bir sır olmasının tek nedeni kimsenin bilmek istememesi. Müşteriler İşte bu pazarlara gelip okyanusu sağ salim geçmeyi başarmış siyah kadınlara ve erkeklere fiyat biçiyorlardı, fakat bu şimdi kelimenin tam anlamıyla sular altında kalmış bir tarih. Bu geçmiş aslında yaşanan son sel fel
— Oct 18, 2025 06:49AM
marjinal
is on page 50 of 160
Afrika'dan okumaya devam. Bu üçüncü. Fakat iki de sıfır çektik. Naipaul, Nehrin Dönemeci'nde aslıyla hiç alakası olmayan bir Afrika anlatıp durmuştu. Ngügi ise gerçek Afrika'dan bahsetti ama yanlış yaptı, propaganda yaptı.
Hırsıza Her Gün Bayram'da sıkıntı olacağına ihtimal vermiyorum. Teju Cole'u beğeniyorum. Açık Şehir romanını okumuş bayılmıştım. New Yorklu göçmen Psikiyatrist iş stresini aşmak için durmaksızın y
— Oct 14, 2025 10:39PM
Hırsıza Her Gün Bayram'da sıkıntı olacağına ihtimal vermiyorum. Teju Cole'u beğeniyorum. Açık Şehir romanını okumuş bayılmıştım. New Yorklu göçmen Psikiyatrist iş stresini aşmak için durmaksızın y
Comments Showing 1-19 of 19 (19 new)
date
newest »
newest »
internet dolandırıcılık ağları asyada da yaygın galiba. bildiğin kocaman çağrı merkezleri filan var. bir youtube belgeselinde denk gelmiştim.
İnternet varsa dolandırıcılık kaçınılmaz.Fakat Nijerya'daki dolandırıcılık hayal güçlerini zorluyor. Adım başı internetçi ve bu kafeler dolu ve dolduranlar dolandırıcılık işini yapıyor ve yasak ve sıkı polis denetimindeler ve polisi ipleyen yok, daha doğrusu dikkatli çalışıyorlar, rüşvet vermek zorunda kalacaklar çünkü.
Başka konularla da anlaşıldı ki Nijerya tipik suç toplumu.
Üç Afrika- özelde iki Nijerya- romanı; üçü de mi bu kadar rezil bir ülke panoraması çizer? Bu yazdıkların yüzünden Afrika edebiyatına elim gitmeyecek Feyzi, sorumlusu sensin😉
Afrika'dan lay lay lom bir ülke ve romanı bulamayız Lina!Varsa böyle bir beklentin, varsa Afrika planların yol yakınken hemen geri dön iptal et planları
Cole'dan bugün okuduğum, Lina'nın sinirleri gerilmesin diye de yayınlamadığım kan dondurucu bir bölüm vardı.Şu an gece olduğu için bahsetmemin bir sakıncası yok:)) Lagos'da ev baskınları hayatın akışında normal durum! Yanına alıyorsun üç beş kişiyi, takıyorsun da makineli tüfekleri omuzlara, basacağın evi beğeniyorsun. Şu ev mi olsun çocuklar yoksa bu iv mi? O ev! Tamam. Hemen gidip basıp evi boşaltıyorsun, para edecek ne varsa artık. Evden direnme sözkonusu bile olamaz. Eğer kötü günündeyiz, haliyle canın sıkkınsa evden birini taktak öldürüyorsun.
Nijerya böyle bir ülkeymiş meğer. Bilmiyordum. Bu kitap yazıları otuz yılı
var. Normale dönseler bizi ilgilendirmez. Biz burada kitap üzerinden konuşuyoruz. Kitapta ne yazıyorsa o!
Dediğim gibi Afrika ortamı üç aşağı beş yukarı böyle; suç dolu ve şiddet yüklü.
Cole'den sonra sırada Coetzee var, Demir Çağı! Paso kan!
Bu yola girdim bi kere, dönemem.
Elimde Abdulrazak Gurnah kitapları var, ilk kez bu yazardan okuyacağım. Craig Higginson'dan Hayalindeki Ev'i almıştım Güney Afrikayı anlatan. Bir de Nijerya' da geçen başka bir kitabım var, petrol şirketleri ile ilgili. Damon Galgut kitapları dışında neredeyse hiç okumadığım bir coğrafya Afrika.Anlattıkların gerçekten kan dondurucu Feyzi, böyle bir ortamda insanca nasıl yaşanır? Valla polisiye kitaplarını tercih ederim, hiç olmazsa adaletin tecelli edeceği beklentim var.
Balıkçılar diye bir roman okudum zamanında. Aile fertlerinin isimleri böceklerle anılıyordu. Hoşuma gitti. Eğlenceli değildi roman. Ama romandı, yani kurgusal. Eylül ayından beri okuduklarım Afrika'dan doğru yanlış fotoğraflar veriyor. Fakat okuduğum iki romanın içerikten çok roman sanatı açısından ciddi sorunlar vardı. Teju Cole ayrı, Nijerya'yı cam gibi anlatıyor. Gurnah okuma fırsatını yakalayamadım. Merak ediyorum. Tercihimi Coetzee'den yana kullandım. Epeyce bi kitabı var.
Galgut beyaz adam plağını çalmıyor. Rahatsız etmiyor yani.
Gurnah oku bakalım adam nasıl?
Tamam, burada paylaşırım yorumlarımı Gurnah'dan okurken...Coetzee'yi de kaleminin göstereceği istikamete göre listeme alabilirim, adını çok duyuyordum bir aralar:))
Tamamdır. Coetzee bilmiyorum, ilk defa okuyacağım. Bilmediğim Coetzee'nin kitaplarını caz düşkünü olduğu için topladım.
Kitap 30 yıl önceden demişsin ama son 10 yılda bile benzer işler (en azından yabancılara karşı) var diye duymuyştum. Arkadaşın arkadaşı bir amerikan şirketinde çalışırken 5 aylığına Lagos'a gönderiliyor. Koruma ile gezermiş hep. Neden diye sormuştum, uluslararası şirketlerde çalışanları kaçırıp fidye isterlermiş. Hani yabancılara karşı belki anlardım ama kendi içlerinde de böylesinin olduğunu hayal etmemiştim. Tam suç toplumu.Coetzee'den Utanç okumuştum. Düşündürmüştü. Tavsiye ederim.
Vay canına! Suç azalacağına artmış!Tuncay anlattığın olay okuduğum Nijerya'nın suç ortamına çok yakışıyor:) Evet doğru kelime bu, yakışıyor.
Kadının çantasını çaldı diye yakalayıp sokak ortasında üstüne benzin döküp yakıyorlar çocuğu. Yazması bile zor. Parmaklarım titriyor.
Bu romana orta tempoda okuyup iki günde bitiririm hesabıyla başlamıştım; sayfalar rahat, boşluklar var ve üç dört sayfada bir fotoğraf var. İlerleyemiyorum ki! Nijerya acılar ülkesi. Hırsız çocuğun benzinle yakılışını okurken uyumuşum. İnsan önünde kitap masada uyur mu, imkansız. Bunu da yaşadım.
Sayfaları tedirginlik açıyorum. Teju döktürüyor bu arada. Nijerya'nın her tarafında hikaye var diyor. Kime dokunsan hikaye anlatıyormuş. New York'ta yaşayan bir yazar için bereketli bir ortam. Fakat hayır kalamam burada, kafayı yerim diyor.
İlerleyemiyorum Lina.
Zor bir okuma süreci yaşıyorsun, kolay gelsin diyeceğim ama bitiremeyeceksin diye algılıyorum bir yandan da!
Teju'dan Afrika Edebiyatı genellemesi yapmayalım arkadaşlar. Kaldı ki Teju New Yorklu bir yazar. On beş yıl sonrasında memleketi Nijerya-Lagos'a geliyor. Sosyal çürümenin tamamlandığı, haliyle normalleştiği Nijerya'da gördüklerini saklayıp budaklandırmadan yazmış. Amerikan Edebiyatı yani.Ama tabii Afrika Edebiyatı'ndan Adile Naşitli Neşeli Günler tadında bir roman çıkmaz herhalde. Bulursanız bana da haber verin!
Nijeryalı yazar May Ifeoma Nwoye'nin ayrıkotu yayınlarından yeni çıkmış Petrol Mezarlığı romanı güzel bir okuma ve umut vaad ediyor sanki. Genç bir kadının halkının da desteğini alarak koca bir petrol şirketini nasıl dize getirdiği anlatılıyormuş 🙂



Düşündüğün o şehir Nijerya'da Lagos!