marjinal’s Reviews > Fener Bekçisi > Status Update
marjinal
is on page 169 of 181
"Bazı insanlar en iyi hikayelerin söze dökülemediğini söylerler. Sözcüklerin kayıp gittiği ve önemli şeylerin genelde söylenmeden kaldığı doğrudur. Önemli şeyler yüzlerden, mimiklerden anlaşılır, kilit vurulmuş dilimizden değil. Hakiki şeyler ya çok büyük ya da çok küçüktür, her halükarda boyları dil denilen o kalıba uymaz."
— Nov 13, 2025 12:41AM
1 like · Like flag
marjinal’s Previous Updates
marjinal
is on page 145 of 181
Babası yok, annesi de ölünce öksüz kalan küçük kız Silver'e fenerci Pew sosis kızartmak, patates soymak gibi getir götür işleri yapması için yardımcı ayağınıa sahip çıkıyor. Yaşlı Pew küçük kıza boş zamanlarında hikayeler anlatıyor. Sıra Babil Dark'ın hikayesine geliyor. Dark nasıl biriydi diyor Silver. O toplumun direklerindendi diyor Pew. Ne demek bu şimdi? Kutsal kitaptan Samson'un hikayesini biliyor musun? Bilmiy
— Nov 12, 2025 12:37PM
marjinal
is on page 55 of 181
Bu romanı okumak programda yoktu. Fener Bekçisi'yle Salts kasabasında inzivaya çekiliyorum. Kafamı dinleyeceğim. De Niro'nun Oyunu gibi şiddet yüklü romandan yeni çıktım. Sessiz sakinliğe ihtiyacım var. Bassam'ın cinayetlerini dinledikten sonra küçük kızın deniz fenerinden hikayeleri bana iyi gelecektir. Diye düşünüyorum. Umarım kasabada hareketlilik yaşanmaz!
Romanın açılış cümlesi: "Benim babam yok."
Babası den
— Nov 10, 2025 11:28AM
Romanın açılış cümlesi: "Benim babam yok."
Babası den
Comments Showing 1-11 of 11 (11 new)
date
newest »
newest »
Dişi Aslanın İtirafı romanında avcılar da bolca hikâye anlatıyorlar, hikayelere sığınıyorlardı diye hatırladım.
Doğru hatırlıyorsun Lina.Avcılar da başlarından geçenleri anlatıyor ama tabii sallıyorlar, av esnasındaki beceriksizliklerini kabullenemeyip tam tersini anlatıyorlar, haliyle hikaye anlatıyorlar.
Denizciler birer yazar, anlattıkları gerçek öyküler.
Hatırlıyor musun geminin biri fırtınada batıyor da herkes denize gömülüyor, fakat bir gemici kendisini direğe bağlayıp yedi gün boyunca kendisine hikaye anlatarak kurtuluyor.
Kitabı bitirdim. Winterson bana hitap etmiyor. Neden? Araştırıyorum. Kitaplarını neden almadığımı bulmaya çalışıyorum.
Winterson'ın Türkçede "binlerce" kitabı var. Niyetlendiklerim vardı ama içeriklerini iyice araştırdığımda en korktuğum kitaplar oldukları ortaya çıkınca aman aman vınnn...Mitolojiden, kutsal kitaplardan, okumadığım bilmediğim yazarlar ve kitaplarından göndermelerle yazıyor Winterson. Metoforları, şiirsel ifadeleri bulmaca gibi. Bütün bu okuru dışarıda tutan malzeme kullanmasına Türkçede yorucu etki yapan yazım tarzını da ekleyince nefes almak için pencereleri açmak zorunda kalınıyor ki Winterson'ın metinlerinde pencereler var mı bilmiyorum. Fener Bekçisi'nde pencere falan kullanabileceğim yoktu, sık sık merdivenlerden inip kapıya çıktım.
Winterson metinleri kullanılmayan eşyalarla tıkış tıkış dolu boğucu evlere benziyor.
Ben sade, yalın, basit metinler kovalıyorum. Flaubert bahsinde de dediğim gibi entelektüel metinler beni yorar.
Valla paylaşım yaptıkça temkinli bir şekilde umutlandım; yine de sana hitap etmeyeceği fikri ağır bastı. En azından sonuna kadar okudun.
Sorma. Okurken "zorlama kendini bırak kitabı" düşüncesi rahat bırakmadı beni. Silver'in hikayesine tutundum. Babil Dark'ın hikayesi metefor göndermeleriyle beni yordu.Sözü geçen kitapları okumadım. Woolf okumadım. Darwin desen o salağı yolda görsem mıhlayacağım. Bu durumda romanda nasıl kalabilirim ki!
Sayfalar rahat olduğu için devam ettim. Sıkı okumayla iki günde rahat bitirilecek kitap. İş Bankası yayını olsa hemen teslim olurdum mesela:)


Bilmeyenler için yazayım-ben de bu kitaptan öğrendim: Denizde çalışanlar yaşayanlar durmaksızın hikaye anlatırlar. Denizin kahrı başka türlü çekilmez çünkü.
Yani? Küçük kız sözcüklere ihtiyacım var diyor.