Slacktivism
Naber’degördüm, tatlı bir espriymiş. Malum, hepimiz Instagram / WhatsApp /Facebook / Snapchat gibi platformlarda,24 saat sonra kaybolan story’ler üzerinden yürüyen “politik” paylaşım pratiğinin içindeyiz.Bireylem afişini paylaşmak, hashtag’li dayanışma görseli koymak, “Şu kampanyayıimzalayın” linki eklemek ya da profiline siyah kare, gökkuşağı bayrağı, ülkebayrağı vb. koyup “yanındayız” demek…
Hiçbirimizesorun gibi gelmiyor; sorun olarak konuştuğumuzda da birbirimize hak verip yoladevam ediyoruz. Hepimiz biraz story aktivistiyiz.
Yapılaneylem geçici, kaybolan ve çoğu zaman düşük maliyetli bir jestten ibaret.Parmağınla repost yapıyorsun; risk yok, bedel yok. Dışarıdan bakınca yoğun bir“muhalefet” havası var; ama gerçekte performans düzeyinde kalıyor.
Matrakolan şu: İnsanlar yaptıkları bu ufak jestlere öyle kapılıyor ki, bir şeyleristory’den düzelttiklerini sanabiliyorlar. Bunu da refleks olarak Z kuşağına atfediyoruzama tavrın onlara mahsus olduğunu gösteren bir veri yok. Herkes buhavaya girebiliyor.
Akademidebuna “slacktivism” (slacker + activism) deniyor: Koltuktan kalkmadan, düşük eforlaicra edilen, yüksek sembolik aktivizm. Kısaca “tembel aktivizm” ya da “koltukaktivizmi” diyeçevrilebilir.
HaftalıkMuhalefet'teki Betül, aslında tam da bu story aktivizmi / koltuk aktivizmi hâlinianlatıyor: Pazartesi’den cumartesiye kadar “Türkiye gibiyim”, “hiçbir şeyeşaşırmıyorum”, “Türkiye simülasyonunda sıradan bir gün”, “yazıp yazıpsiliyorum”, “haber seyretmiyorum”, “olmaz dediğimiz her şey oldu” gibicümlelerle iç sıkıntısını ve memleket hallerini ekran başında, klavye başında,tamamen içe kapalı bir döngüye hapsediyor; fiili bir eylem, risk ya da bedelyok, sadece hisler ve laf.
Pazargününe geldiğimizde ise televizyon spikeri, bu pasif, dağınık, çoğu kezotosansüre takılan iç monoloğu “amansız muhalefet” diye paketleyip bir başarıhikâyesine dönüştürüyor; sokaklarda konvoylar, “Betül! Betül!” sloganlarıylainliyor, kitlesel coşku ortaya çıkıyor…
Slacktivism’inözündeki çelişkiyi yakalayan yer burası: hiçbir gerçek politik örgütlenmeolmadan, sadece ekranda ve kafamızın içinde yaşattığımız muhalefet duygusunun,sanki kendiliğinden rejim değiştirebileceği yönünde tatlı ama yanıltıcı birfantezinin içindeyiz.
Umut’unkarikatürü, story’lerde paylaşılan afişler, like’lanan kampanyalar ve “yazıpyazıp silinen” cümlelerden oluşan bugünün muhalif jest ekonomisini, Betül’ünhaftalık ruh hâli üzerinden gayet akıllıca evirip çeviriyor.
Published on November 28, 2025 13:00
No comments have been added yet.
Levent Cantek's Blog
- Levent Cantek's profile
- 44 followers
Levent Cantek isn't a Goodreads Author
(yet),
but they
do have a blog,
so here are some recent posts imported from
their feed.

