“maria puder son birkaç dakika zarfında biraz sükunetini kaybetmişe benziyordu. bunu tespit edince memnun oldum: onun hiç sarsılmadan gittiğini görmek, beni herhalde pek üzecekti. mütemadiyen elimi tutup bırakıyor:
"ne manasız şey?.. ne diye gidiyorsun sanki?" diye söyleniyordu.
"asıl sen gidiyorsun , ben daha burdayım!" dedim.
bu sözümü fark etmemiş göründü. kolumdan tuttu.
"raif... şimdi ben gidiyorum!" dedi.
"evet... biliyorum!"
trenin hareket saati gelmişti. bir memur vagon kapısını örtüyordu. maria puder merdiven basamağına atladı, sonra bana eğilerek, yavaş bir sesle, fakat tane tane:
"şimdi ben gidiyorum. fakat ne zaman çağırsan gelirim..." dedi.
evvela ne demek istediğini anlamadım. o da bir an durdu ve ilave etti:
"nereye çağırsan gelirim!”
―
Sabahattin Ali,
Kürk Mantolu Madonna