Evlilik Quotes

Quotes tagged as "evlilik" Showing 1-30 of 30
Leo Tolstoy
“Levin evleneli üç ay oluyordu. Mutluydu. Ama onun beklediği mutluluk değildi bu. Adımbaşı, eski hayallerinin kırıldığını hissediyor; yeni beklenmedik hayal kırıklıklarıyla karşılaşıyordu. Mutluydu, ama aile yaşamının içine girince her an, hayal ettiği şeyin bu olmadığını hissediyordu. Sıkça, durgun bir gölde küçücük bir kayığın düzgün, mutlu gidişini seyreden bir insanın, bu kayığa kendi bindiği anda hissedeceklerini hissediyordu. Bu kayıkta yolculuğun yalnızca sakin sakin, sallanmadan oturmak demek olmadığını, kayığın nereye gideceğini aklından bir an çıkarmamanın, durmadan düşünmenin, kafa yormanın; altında suyun olduğunu, kürek çekmek zorunda olduğunu unutmamasının, alışık olmadığı için avuç içleri acısa bile kürek çekmesinin gerektiğini, bunu seyretmenin hoş bir şey olduğunu, ama yapmanın, hoş olsa bile, çok güç olduğunu görüyordu.
iletişim yayınları, sayfa:476.”
Leo Tolstoy, Anna Karenina

Arzum Uzun
“En iyisi bir ara gidip beynimi aldırmaktı. Bir kadın olarak beyine, hele ki benimki kadar karışık olanına, böyle bir dünyada pek ihtiyaç yoktu.”
Arzum Uzun

Orhan Pamuk
“Görücü usulü evlilikte zor olan şey, kadının hiç tanımadığı biriyle evlenmesi değil, hiç tanımadığı birini sevmek zorunda olmasıdır, derler... Ama aslında bir kızın hiç tanımadığı biriyle evlenebilmesi daha kolay olmalı, çünkü tanıdıkça inanın erkekleri sevmek daha da zorlaşıyor.”
Orhan Pamuk, Kafamda Bir Tuhaflık

Yusuf Atılgan
“Kadınların neden evlendiklerini anlıyorum: Yalnız kalabilmek için.”
Yusuf Atılgan, Aylak Adam

Arzum Uzun
“Aşk savaşmak için yetmiyordu ya da ben savaşmaya değmiyordum.”
Arzum Uzun

Arzum Uzun
“Elim ayağım buz kesti! Dört kişinin aynı anda üzerine vardığı Fatmagül gibi çayırlarda koşarak kaçmakla, durup tecavüzün tadını çıkarmanın arasında kaldım.”
Arzum Uzun

Oscar Wilde
“Ben gerçekten evlilik teklifinde romantik olan hiçbir şey göremiyorum. Âşık olmak çok romantiktir. Ama resmi bir evlilik teklifinde hiç romantik bir taraf yok. Neticede, cevap evet olabilir. Her zaman da böyle olur, sanırım. Bundan sonra tüm heyecan sona erer. Aşkın en önemli özelliği belirsizliğidir.”
Oscar Wilde, The Importance of Being Earnest

Ozan Önen
“Herhangi bir mekânda, herhangi bir zamanda... Evli çiftleri oluşturan bireyler de dahil herkes, tek başına, fişi tamamen çekip bazen saatlerce, bazen de günlerce ‘yalnız kalabilme hakkı’na sahip olabilmeli. Yalnız kalmak istiyorum cümlesini duyup da bunu bir hakaretmiş gibi algılayanlarsa, burunları sürte sürte anlayacaklar: Yalnızlık herkes için değerli ve gereklidir. Egosantrizm değildir bu. İhtiyaç ve haktır. Yalnızlık, ‘kendini dinleme imkânın dahilinde her şeyi her zamankinden de fazla sevebilmek için bir iştah tazeleme diyetine girmek’tir. Asıl bencillikse, bu hürriyeti talep eden herhangi bir insana ilgi delisi bir aşırılıkla karşı çıkarken, onu, kalabalığa mecbur kılmaya çalışmaktır.”
Ozan Önen, Babam Beni Şahdamarımdan Öptü

Arzum Uzun
“Herifi kaptırdığım yetmiyormuş gibi bir de karıyla evleniyordu! Benimle üç senede alamadığı evlilik kararını, onunla üç-beş ayda almayı başarmıştı!”
Arzum Uzun

Arzum Uzun
“Olur…” dedim. “Sevişecek kimseyi bulamazsam ararım!”
“Sevecek başka kimsen olmadığını anlayınca arayacaksın!”
Arzum Uzun

Arzum Uzun
“Kalbime de, aklıma da tüküreyim! İkisini toplasan, ortalama bir pipinin gösterdiği kararlığı gösteremiyorlardı.”
Arzum Uzun

Arzum Uzun
“Kendimi on beş yaşında evlatlık verilmiş Kınalı Yapıncak gibi hissediyordum. Kalabalığa girdiğimde nasıl davranacağımı, ne diyeceğimi bilememekten korkuyordum.”
Arzum Uzun

Arzum Uzun
“Eski sevgilimle yatıyordu. Yani bir yerde akraba sayılırdık! Aramızda bir tür pipi kardeşliği oluşmuştu! Ya da kuku kardeşliği.”
Arzum Uzun

Arzum Uzun
“Seni seviyorum!" dedi. Cevap vermedim. Ne diyebilirdim ki? Ben de seni seviyorum desem, yalancılıktan müebbet yerdim!”
Arzum Uzun

Arzum Uzun
“Daha birkaç ay evvel, ne güzel, basit bir hayatım vardı. Dünyadan haberim olmadan, köpek gibi çalışarak, kıçı kırık bir oyuncuyu sevgilim sanarak yaşıyordum. Her şey ne kadar kolaydı o zaman. Keşke zamanı geri alabilseydik. Keşke Sinan beni Aylin’le aldatmasaydı… Şu masadan, yedi ay öncesine ışınlanabilmek için nelerimi vermezdim!”
Arzum Uzun

Arzum Uzun
“Bırak Türk filminden kurtulmayı Hülya Koçyiğit’ten Filiz Akın’a bile terfi edememiyordum. Hülya’nın kaderi biteviye trajediydi. Filiz, filmin sonunda arada bir mutlu oluyordu en azından.”
Arzum Uzun

Arzum Uzun
“Erkekler, karıların evine çöreklenmeye bayılıyordu! Hemen “biz” diyor pezevenk! ‘Nereden “siz” oldunuz? Ne ara oldunuz? Sen ne ara o evi, kendi evin sanmaya başladın?”
Arzum Uzun

Arzum Uzun
“O yanımdayken hep mutlu olmuştum. Kalbim mutluluktan yerine sığmamıştı hatta. Şimdiyse kalbimin yerini midem almıştı. Kalbim boş kaldıkça midemi dolduruyordum. Sırf içimde bir yerler dolsun diye.”
Arzum Uzun

Sabahattin Ali
“Bizim küçük Anadolu şehirlerimizde bu müzmin evlenme hastalığı daima hüküm sürmektedir. En kuvvetliler bile bir iki sene dayanabildikten sonra bu amansız mikroptan yakalarını kurtaramazlar ve kör gibi, önlerine ilk çıkanla evleniverirler. Tabii bu evlenme herhangi bir müşterek hayattan ziyade, erkek için evde bir kadın bulunması; kız için de “münasipçe bir kısmet” varken kaçırılmaması düşünülmüştür. Bu izdivaç mikrobu evlendikten sonra faaliyetine başlar. Evvelce birtakım emelleri olan, yükselmek, kendini göstermek, eser vermek isteyen adamlara bir kalenderlik, bir lakaytlık gelir. Evde meram anlatmaya asla imkân olmayan, seviyesi, ahlak telakkisi, dünyayı görüşü ve itiyatları büsbütün ayrı bir mahlukla daimi bir beraberlik insanı dış hayattan da bedbin yapar ve bütün insanlardan şüpheye düşürür. Evlendikten sonra bir adamın bütün gayesi ve istikbal düşüncesi, bir kere içine girmiş bulunduğu ve şimdi mukadder telakki ettiği bu belayı ses çıkarmadan ve dosta düşmana pek belli etmeden sürükleyip götürmek, onda herkes tarafından söylenen, fakat kimse tarafından bulunamayan meziyetler ve saadetler araştırmaktır.”
Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf

Simone de Beauvoir
“Sovyetler birliğinde evlilik devrimin ilk yıllarında yalnızca eşlerin özgürlüğüne bağlı bireyler arası bir sözleşme sayılmıştır; bugünse devletin eşlere yüklediği bir hizmet sayılmaktadır.
Aranan şey, bireysel mutluluğu sağlamak değil, kadınla erkeğin cinsel ve ekonomik birliğini topluluk çıkarı doğrultusunda aşmaktır.”
Simone de Beauvoir, Le deuxième sexe II

“En büyük özgürlüğümüzü ve en büyük bağımlılığımızı sergilediğimiz koşullar gözlemlenirse, eylemlerimiz ne kadar soyut ve başka insanların eylemlerine ne kadar az bağımlıysa o kadar özgür olduklarını ve tersine, başka insanların eylemlerine ne kadar çok bağlılarsa özgürlükten o kadar uzak olduklarını görmemek imkansızdır.”
Lev Tolstoy, Savaş ve Barış I. Cilt

Franz Boas
“Beşerî geleneklere baktığımızda daimi evliliklerin, esasen iki bireyin arasındaki kalıcı cinsel aşka dayanmadığını, onun yerine iktisadî kaygılarla düzenlendiğini görürüz. Resmî evlilik, mülkiyetin aktarılmasıyla ilgili bir meseledir.”
Franz Boas, Anthropology and Modern Life

Abhijit Naskar
“Sen peygamberde Allah'ı görüyorsun, ben sende Allah'ı görüyorum.”
Abhijit Naskar, Girl Over God: The Novel

Zekeriya Sertel
“Hoşbeşten sonra evlenip evlenmediğimi sordu. İhtiyar kadınların önüne geçilmez merakıdır bu. Gençleri evlendirmek isterler. Sanki kendileri evlilik hayatında mutlu olmuşlar gibi, başkalarının da başını yakmaktan zevk alırlar.”
Zekeriya Sertel, Hatırladıklarım

Abhijit Naskar
“Kusura bakma, canım benim,
Benim için Allah'tan
daha önemli sensin.
Kusura bakma, güzel gözlerim,
Benim için en büyük ibadet sensin.”
Abhijit Naskar, Amor Apocalypse: Canım Sana İhtiyacım

Abhijit Naskar
“Onun için cennet ol, cehennem değil. Vicdanlı bir adam ol, hayvan değil.”
Abhijit Naskar, Visvavictor: Kanima Akiyor Kainat

Abhijit Naskar
“Ev-siz evlilik yok.
İnsan otelden ayrılabilir,
Ama evden vazgeçmek yok.”
Abhijit Naskar, Insan Himalayanoğlu: It's Time to Defect

Mithat Cemal Kuntay
“Kadınları kocaları değil, aşıkları severler. Niçin? Çünkü kadınlar kocalarıyla susarlar, aşıklarıyla konuşurlar da onun için.”
Mithat Cemal Kuntay, Üç İstanbul