“Ben öyle yerlere varmıştım ki hayalimde bu ayrılmayı bir ihanet saydım gücendim. Hayır benimle başa çıkılmaz beni bırak Günseli. Herkes için öyle hayaller kurdum ki senin için de bir kurmaya başlarsam...
Bak Günseli düşün beni tanıdığın kadarıyla seviyorsun, bir bilsen bilmediklerinin yanında bildiklerin ne kadar az yer tutuyor. Belki ben öyle esaslı bir adamım ki, her şeyimi bilsen aşkın da korkunç olacak ben dayanamayacağım.
Sonra birden suratını asardı. Bunların doğru olmadığını içimde bir yerde biliyorum.
Belki tanıdıkça benden uzaklaşacaksın. Belki ben, tanıdığın kadar bir şeyim. Geride bir şey yoktur ben de kurcalamak istemiyorum altından bir yokluk, bir hiçlik çıkarsa, sen belki dayanırsın buna, fakat ben dayanamam, yaşayamam.
Müsaade edin bana hayattan ayrılıyorum, kendi isteğimle ayrılıyorum.”
― Tutunamayanlar
Bak Günseli düşün beni tanıdığın kadarıyla seviyorsun, bir bilsen bilmediklerinin yanında bildiklerin ne kadar az yer tutuyor. Belki ben öyle esaslı bir adamım ki, her şeyimi bilsen aşkın da korkunç olacak ben dayanamayacağım.
Sonra birden suratını asardı. Bunların doğru olmadığını içimde bir yerde biliyorum.
Belki tanıdıkça benden uzaklaşacaksın. Belki ben, tanıdığın kadar bir şeyim. Geride bir şey yoktur ben de kurcalamak istemiyorum altından bir yokluk, bir hiçlik çıkarsa, sen belki dayanırsın buna, fakat ben dayanamam, yaşayamam.
Müsaade edin bana hayattan ayrılıyorum, kendi isteğimle ayrılıyorum.”
― Tutunamayanlar
“Ve ben artık mutsuz bir adamım.
Günler, haftalar, aylar akıp giderken, ben yaşamıyor da daha ziyade vakit geçiriyorum. Ortalık karardıktan sonra pencereden yıldızları izliyorum. Umut etmiyorum, kızmıyorum, üzülmüyorum. Sadece hatırlıyorum.
Kainat türlü biçimlerde kandırmaya çalışıyor beni. bulutlar ilerliyor, bir ayyaş nara atıyor, bir araba acı acı klakson çalışyor, daldan bir yaprak düşüyor… Orada öyle sabit dururken her şey beni kimsenin umrunda olmadığıma, unutmayışımın bir anlam taşımadığına inandırmak için yarışa giriyor. Sabırla bekliyorum ki, bütün kozlarını oynasınlar. Ne olursa olsun duruyor duruyor duruyorum… Gece bir kez daha aşkım karşısında mağlup dağılırken, kuytu bir köşeden fırlayıveren bir kedi gülümsetiyor beni. Nihayet gölgelerin arasında bir sigara yakıyorum. İşte o an biliyorum ki, roller değişmiş ve şimdi yıldızlar beni izlemeye başlamıştır. Gidip yatağıma giriyor, başucumda duran küçük prens biblosuna bakıyorum.
Senden bana kalan her şey gibi kırık, ama asla atamayacağımı biliyorum.”
― Gizliajans
Günler, haftalar, aylar akıp giderken, ben yaşamıyor da daha ziyade vakit geçiriyorum. Ortalık karardıktan sonra pencereden yıldızları izliyorum. Umut etmiyorum, kızmıyorum, üzülmüyorum. Sadece hatırlıyorum.
Kainat türlü biçimlerde kandırmaya çalışıyor beni. bulutlar ilerliyor, bir ayyaş nara atıyor, bir araba acı acı klakson çalışyor, daldan bir yaprak düşüyor… Orada öyle sabit dururken her şey beni kimsenin umrunda olmadığıma, unutmayışımın bir anlam taşımadığına inandırmak için yarışa giriyor. Sabırla bekliyorum ki, bütün kozlarını oynasınlar. Ne olursa olsun duruyor duruyor duruyorum… Gece bir kez daha aşkım karşısında mağlup dağılırken, kuytu bir köşeden fırlayıveren bir kedi gülümsetiyor beni. Nihayet gölgelerin arasında bir sigara yakıyorum. İşte o an biliyorum ki, roller değişmiş ve şimdi yıldızlar beni izlemeye başlamıştır. Gidip yatağıma giriyor, başucumda duran küçük prens biblosuna bakıyorum.
Senden bana kalan her şey gibi kırık, ama asla atamayacağımı biliyorum.”
― Gizliajans
“hava kararıyordu. köşeden bir genç kızla bir genç adam göründü kolkola. delikanlı bir şeyler anlatıyordu, genç kız da başını sallıyordu. “bana kalırsa film biraz karışıktı,” dedi genç adam. “bazı yerlerini anlamadım.” “canım,” dedi kız, “sonunda çocuk ölüyor işte.” “aptal,” dedi delikanlı, “o kadarını biz de anladık.”
― Tehlikeli Oyunlar
― Tehlikeli Oyunlar
“Ben Bilge’yi istiyorum albayım. Belki kızacaksınız ama, onunla her şey başka türlü oluyordu. Siz şimdi ağladığıma bakmayın aslında böyle hissediyorum.
Bilge’ye de bunu söyledim mi yoksa? Galiba, biraz başka türlü anlattım ona. Dedim ki: Bilge, aklını başına topla, beni yalnız bırakma Bilge, Bilge, neden beni yalnız bıraktın? dedim sonra.
Bilge bana dön. Bir daha seni üzmeyeceğim. Bir gölge gibi dolaşacağım çevrende.”
―
Bilge’ye de bunu söyledim mi yoksa? Galiba, biraz başka türlü anlattım ona. Dedim ki: Bilge, aklını başına topla, beni yalnız bırakma Bilge, Bilge, neden beni yalnız bıraktın? dedim sonra.
Bilge bana dön. Bir daha seni üzmeyeceğim. Bir gölge gibi dolaşacağım çevrende.”
―
“Tous les êtres sains avaient plus ou moins souhaité la mort de ceux qu'ils aimaient.”
― L'Étranger / La Peste
― L'Étranger / La Peste
Hamdican’s 2024 Year in Books
Take a look at Hamdican’s Year in Books, including some fun facts about their reading.
More friends…
Polls voted on by Hamdican
Lists liked by Hamdican























