“Avuç büyüklüğünde küçük bir taş ve onu oyarak bir gitara dönüştürmeye çalışan Deniz, kendisini seyreden çocukların ilgisinden aldığı motıvasyonla gıtarın sapında olması gereken oyuntuyu vermek için küçük küçük vurdu darbelerı taşa sakince konusurken: "İşte bizi de böyle sekılllendırır hayat... Olmamız gereken seye donusebılmek ıcın küçük küçük darbelere ihtiyacımız vardır. Maalesef darbeler acıtır, büyürken acırsınız. Ama ancak acıyarak kendimizi bulduğumuzu kimse söylemez bize, belki de korkacağımızı sanırlar. Halbuki ruhumuz acıdıkça kabuğumuz soyulur... İçimizdeki güzellik dışımıza çıkana kadar. Aynı taşın içindeki bu heykel gibi."
Elindeki heykelciği çocuklara göstermek için kaldırdı. Küçük Kaan, "Büyük şeyler de yapabilir misin? İnsan heykeli mesela" dedi.
Deniz gülümsedi, "Çok çalışırsam ve zamanımın tamamını bir süre onu yapmaya ayırırsam yapamacağım hiçbir şey yok" diye cevap verdi ve Kaan`ın gözlerine bakıp, "İnsan vazgeçmediği herşeyi yapabilir" dedi. "Ben acımayı hiç sevmiyorum Deniz Abi" dedi heykelciğin bitmesi için sabırsızlanan küçük Elif. Acıda kalmıştı aklı.
Deniz, "Merak etme Elif, büyüdükçe bedenin daha az acıyacak. Daha az düşeceksin, artık ayak parmağını o kadar da vurmayacaksın, dizlerin kanamayacak çünkü bedenin acıya acıya kendini daha iyi taşımayı öğrenecek" dedi.
Ruhi kaşlarını çatarak baktı Deniz`e, tilki tarafından ısırılan köpeğini vurmak zorunda kalmıştı babası, kalbi çok kırıktı. Sanki dünyadakitüm tilkileri yok ederse ancak rahatlayacaktı. Deniz özellikle ona bakarak devam etti konuşmasına: "Büyüdükçe artık bedenimizin değil, rukumuzun acıdığı şeyler yaşamaya başlarız. Benim başıma neden bu geldi derken bulursun kendini. Ama nasıl bu darbeler olmasa elinizdeki heykelcikler ortaya çıkamazsa, hayatın ruhumuza yaşattığı acılar olmasa da biz, biz olamayız, olgunlaşamayız. Çünkü acı hisseden kişiden bir şey doğar: İntikam ya da anlayış. Seçim bizim. Kendine acıyanlar intikamı seçerler ve sonunda intikamını almaya çalıştıkları şeye dönüşürler. Haksızlığa uğradığı için intikam peşinde koşan biri haksızlığa uğratır. Anlamayı seçenlerse olgunlaşırlar. Bırakın hayat sizinle uğraşsın, acıtsın. İntikama düşmeyin, anlayın, anlayın ki öğretsin, değiştirsin. Bırakın hayat sizi kendinizle tanıştırsın."
Gitarın oyması bitmişti, Elif`e verdi. Bir gün buradan giderse geride kendinden bir parça bırakmak istemişti daha hiç gitmeye niyeti olmasa da. Geride bıraktığı parçanın bu küçük heykelcikler değil, çocukların verimli beyinlerine ekilmişilham tohumları olduğunu düşünmeden başladı son taşı oymaya, bu taş Ruhi`nin köpeği içindi.
O köyden bir sanatçı çıkacaktı.
elif, yazdığı üç kitapla kitlelere ulaşıp farkındalık yaratacak, o kitabı okuyan bir müzisyen esinlenip yeni bir müzik yaratacak, çalışırken o müziği dinleyen genç bir kimyacı amgdalinden leatral üretmeyi başaracak;kanserden ölmek üzereyken kimyacının ürettiği leatrali kullanan bir avukat kanseri yenip çocuk haklarını esas alan çok önemli bir yasanın meclisten geçmesi için savaşıp kazanacak;meclisten geçen yasa sayesinde hayatı kurtulan bir çocuk milyonlarca insanın hakkını yağmadan kurtaracaktı...Şükürler olsun ki hayat her an, hepimizden daha akıllıydı. Tek yapmamız gereken ilhamımızı bulmak ve ölesiye onu korumaktı. Çünkü evrende tesadüf yoktu.”
―
Elindeki heykelciği çocuklara göstermek için kaldırdı. Küçük Kaan, "Büyük şeyler de yapabilir misin? İnsan heykeli mesela" dedi.
Deniz gülümsedi, "Çok çalışırsam ve zamanımın tamamını bir süre onu yapmaya ayırırsam yapamacağım hiçbir şey yok" diye cevap verdi ve Kaan`ın gözlerine bakıp, "İnsan vazgeçmediği herşeyi yapabilir" dedi. "Ben acımayı hiç sevmiyorum Deniz Abi" dedi heykelciğin bitmesi için sabırsızlanan küçük Elif. Acıda kalmıştı aklı.
Deniz, "Merak etme Elif, büyüdükçe bedenin daha az acıyacak. Daha az düşeceksin, artık ayak parmağını o kadar da vurmayacaksın, dizlerin kanamayacak çünkü bedenin acıya acıya kendini daha iyi taşımayı öğrenecek" dedi.
Ruhi kaşlarını çatarak baktı Deniz`e, tilki tarafından ısırılan köpeğini vurmak zorunda kalmıştı babası, kalbi çok kırıktı. Sanki dünyadakitüm tilkileri yok ederse ancak rahatlayacaktı. Deniz özellikle ona bakarak devam etti konuşmasına: "Büyüdükçe artık bedenimizin değil, rukumuzun acıdığı şeyler yaşamaya başlarız. Benim başıma neden bu geldi derken bulursun kendini. Ama nasıl bu darbeler olmasa elinizdeki heykelcikler ortaya çıkamazsa, hayatın ruhumuza yaşattığı acılar olmasa da biz, biz olamayız, olgunlaşamayız. Çünkü acı hisseden kişiden bir şey doğar: İntikam ya da anlayış. Seçim bizim. Kendine acıyanlar intikamı seçerler ve sonunda intikamını almaya çalıştıkları şeye dönüşürler. Haksızlığa uğradığı için intikam peşinde koşan biri haksızlığa uğratır. Anlamayı seçenlerse olgunlaşırlar. Bırakın hayat sizinle uğraşsın, acıtsın. İntikama düşmeyin, anlayın, anlayın ki öğretsin, değiştirsin. Bırakın hayat sizi kendinizle tanıştırsın."
Gitarın oyması bitmişti, Elif`e verdi. Bir gün buradan giderse geride kendinden bir parça bırakmak istemişti daha hiç gitmeye niyeti olmasa da. Geride bıraktığı parçanın bu küçük heykelcikler değil, çocukların verimli beyinlerine ekilmişilham tohumları olduğunu düşünmeden başladı son taşı oymaya, bu taş Ruhi`nin köpeği içindi.
O köyden bir sanatçı çıkacaktı.
elif, yazdığı üç kitapla kitlelere ulaşıp farkındalık yaratacak, o kitabı okuyan bir müzisyen esinlenip yeni bir müzik yaratacak, çalışırken o müziği dinleyen genç bir kimyacı amgdalinden leatral üretmeyi başaracak;kanserden ölmek üzereyken kimyacının ürettiği leatrali kullanan bir avukat kanseri yenip çocuk haklarını esas alan çok önemli bir yasanın meclisten geçmesi için savaşıp kazanacak;meclisten geçen yasa sayesinde hayatı kurtulan bir çocuk milyonlarca insanın hakkını yağmadan kurtaracaktı...Şükürler olsun ki hayat her an, hepimizden daha akıllıydı. Tek yapmamız gereken ilhamımızı bulmak ve ölesiye onu korumaktı. Çünkü evrende tesadüf yoktu.”
―
“Ако ти си станал необходим на другия, ако си станал неотменима част от въздуха край него, от мислите му, никой не може да те изскубне от живота му... Никоя, и най-красивата съперница не е в състояние да ми го отнеме. Ако аз съм успяла да стана негово минало, настояще и бъдеще, той е мой... Всяка нова жена е опасна дотолкова, доколкото аз съм слаба и изплашена.”
― Пътуване към себе си
― Пътуване към себе си
“Olmamız gereken şeye dönüşebilmek için küçük küçük darbelere ihtiyacımız vardır. Maalesef darbeler acıtır, büyürken acırsınız. Ama ancak acıyarak kendimizi bulduğumusu kimse söylemez bize, belki de korkacağımızı sanırlar. Halbuki ruhumuz acıdıkça kabuğumuz soyulur... İçimizdeki güzellik dışımıza çıkana kadar.”
― Çi
― Çi
“Why, Jon, why?" his mother asked. "Why is it so hard to be like the rest of the flock, Jon? Why can't you leave low flying to the pelicans, the alhatross? Why don't you eat? Son, you're bone and feathers!" "I don't mind being bone and feathers mom. I just want to know what I can do in the air and what I can't, that's all. I just want to know.”
― Jonathan Livingston Seagull
― Jonathan Livingston Seagull
“Kendini seçen insan asla kendine acımaz! Çünkü kendini, kendine acıyacak kadar uzun süre acınacak durumda bırakmaz”
― Çi
― Çi
Bulgaria reads
— 5542 members
— last activity 1 hour, 30 min ago
Група за дискутиране на книги на български език.
Gianni’s 2025 Year in Books
Take a look at Gianni’s Year in Books, including some fun facts about their reading.
More friends…
Favorite Genres
Polls voted on by Gianni
Lists liked by Gianni













































