Goodreads helps you follow your favorite authors. Be the first to learn about new releases!
Start by following Hande Altaylı.

Hande Altaylı Hande Altaylı > Quotes

 

 (?)
Quotes are added by the Goodreads community and are not verified by Goodreads. (Learn more)
Showing 1-16 of 16
“Unutulmuş biri olmak kötüydü, unutulmuş ama unutamamış biri olmak ise korkunçtu.”
Hande Altaylı, Kahperengi
“Çocukken dünya kocaman bir oyun bahçesiydi ve senindi. Bilinmezdi, heyecanlıydı ve hayal kurabildiğin ölçüde sana aitti. Geleceği bilmiyordun ama onu gönlünce şekillendirebileceğine inancın vardı. Her şey ama her şey bir ihtimaldi. Dünyayı güzel kılan da, işte o ihtimallerdi.”
Hande Altaylı, Maraz
“Şu anda benimle konuşacak birini istemiyorum. Sadece benimle susacak birini istiyorum.”
Hande Altaylı, Kahperengi
“Yanardağdan akan lavlar gibi tepesinden taşıp ayaklarına iniyordu öfke ve baştan aşağı bütün vücudunu sarıyordu. Sabahları boğazında bir yumrukla uyanıyor, gün boyu olmayacak şeylere kızıyor, en sevdiği insanları bile görmek istemiyordu. Zaman ayarlı bir bomba gibi dehşet saçıyordu etrafına. Günden güne artan ve tahammül edilemez hale gelen bir dehşet...”
Hande Altaylı, Kahperengi
“İnsan bazen bir yerde takılıp kalıyordu ve diğerleri yürüyüp giderken, o bir yol bulup geçemiyordu. Kendisine olan da buydu: Takılıp kalmak.”
Hande Altaylı, Kahperengi
“Bunca yıldan ve bunca yoldan sonra... Sadece oturup ağlamak geliyordu içinden. Kimse ona ilişmesin, neyin var diye sormasın, o da bir iskemleye çöküp sessiz sessiz saatlerce ağlasın istiyordu ama elbette bunu yapmadı.”
Hande Altaylı, Kahperengi
“Bir şey olmaktan çoktan umudunu kesip sadece var olmak için çabalayan insanların vurdumduymazlığı mahallenin her taşına sinmişti. Fakirliğin gürültüsü ve sefaletin cümbüşü sokak aralarında birbirine karışıyordu. Burada doğanlar kadere isyan etmezlerdi, çünkü kendileri için başka bir kader ihtimali olmadığından eminlerdi. Sonradan gelenlerse bu çukurdan en kısa zamanda kurtulacaklarına yemin eder ama bu yemini tutamazlardı. Kabulleniş ağır ağır üzerlerine çöker, sinsi sinsi iliklerine işlerdi ve çok geçmeden Murateli sokaklarının bir parçası haline gelirlerdi. Yoldaki taş, ağaçtaki dal kadar ait olurlardı yaşadıkları yere.”
Hande Altaylı, Kahperengi
“Keyfi yerinde, parası cebinde görünen bu insanların hangileri kendisi gibi numara yapıyordu acaba? Yataktan bile çıkmak istemezken giyinip süslenmek zorunda kalanlar; ağlamak isterken kahkaha atanlar; sıkıntıdan patlarken müzikle salınanlar... Her gece, duygularını törpüleyip dudaklarını parlatan kadınlar ve yüreklerindeki acıları alkolle uyuşturmaya çalışan erkekler... Hepsi muzaffer görüntülerinin altında tıpkı diğer tüm insanlar kadar çaresiz ve yaralıydı.”
Hande Altaylı, Kahperengi
“Bazen insan ruhu yüzünü geceye döner ve o zaman hiç güneş doğmaz. Gün bir döngü değil, monoton bir çizgi halini alır ve dünya tıpkı bir kâğıt gibi dümdüz olurken, hayat engebeli olmaktan çıkıp engebenin kendisine dönüşür. Kötü günler denen vakitlerdir bunlar. Aslında ölü günler denmesi gereken, her insanın, ömrünün değişik zamanlarında içine düştüğü bataklık günleridir. Hatıralarda hep çok siyah, az beyaz ve hiç renkli olarak yer eden, doğduğuna pişman olma zamanları...”
Hande Altaylı, Kahperengi
“Aynı günler herkeste farklı izler bırakıyordu ve aynı hikâyeye herkes farklı filmler çekiyordu. Ya da daha kötüsü, çok iyi tanıdığın biri sana boş gözlerle bakıyordu.”
Hande Altaylı
“Herkesin kıyameti kendine koptuğundan ve herkesin yangını kendini yaktığından, içinde olduğunuz karanlığın ne kadar koyu olduğunu kimse göremez. Geçer derler sadece bilmiş bir tavırla, geçer merak etme. Doğrudur söyledikleri, gerçekten de geçer ama ancak sen tek başına, o karanlıkta yeterince uzun süre yürüdükten sonra.”
Hande Altaylı
“Yalnızlık tek başına kalmak değil, tek başına kalmaktan kaçmaya çalışmaktır. Bunun için ne kadar uğraşırsan durumun o kadar acıklı hale gelir. Geceyi uzatmak, son bir sigara yakmak, bir kadeh daha içmek, ayak sürümek, bin dereden su getirmek... Bütün bunlar, kapının arkasına gizlenmiş seni bekleyen tekilliğinle karşılaşmanı geciktirmekten ve çaresizliğini artırmaktan başka işe yaramaz. Durumu sükûnetle kabullendiğin ve onunla savaşmaktan vazgeçtiğinde ise aniden daha az yalnız biri haline gelirsin.”
Hande Altaylı, Kahperengi
“İnsan ne kadar başarmış görünürse görünsün, kaybedilmiş savaşların izlerini taşıyordu. Para, unvan, aile, çocuklar ya da şöhret bunu değiştirmiyordu. Herkesin şefkate ve anlayışa ihtiyacı vardı. Hatta belki de ihtiyacı yokmuş gibi görünenler diğerlerinden daha çok susamıştı sevilmeye.”
Hande Altaylı, Kahperengi
“Geçmişin asla sandığımız kadar uzakta kalmadığı gerçeğiyle yüzleşmek, yeteri kadar uzağa gidemediği kaygısını doğuruyordu. Yoksa yıllar geçtikçe güçleneceğine, zayıflıyor muydu insan? Olgunlaşacağına koflaşıyor, dayanıklılığını yitiriyor muydu? Öğreneceğine unutuyor, bildiklerinden şüpheye mi düşüyordu? Geride bıraktığı onca şeyden ve onca yıldan sonra böyle yaprak gibi titremek, kendini başa dönmüş gibi hissetmesine yol açıyordu. Yürümüş, yürümüş ama hiçbir yere gidememişti. Belki de dünyanın yuvarlak olması, daima başladığın yere, yani kendine döneceğin anlamına geliyordu.”
Hande Altaylı, Kahperengi
“Kireç vurulmuş duvarlar arasına sıkışıyordu yüreği ve tahta kapı gıcırdayarak açılıyordu. Günün her vaktinde anlamlı anlamsız anlar-anılar fışkırıyordu gözeneklerinden.”
Hande Altaylı, Kahperengi
“Narin o kanepenin üzerinde daha ne kadar oturduklarını bilmiyordu. Yarım saat, bir saat ya da iki saat olabilirdi. Zamanın kıvamı insanı daima şaşırtır, akıcılığı andan ana değişiklik gösterirdi. Bazen boza kadar koyu, bazen su gibi seyreltilmiş olurdu. Tüy gibi hafifleyebilir, taş gibi ağırlaşabilirdi. Göl kadar durgunlaşabilir ya da grizu gibi patlayabilirdi. Hatta canı isterse durabilirdi bile.”
Hande Altaylı, Kahperengi

All Quotes | Add A Quote
Kahperengi Kahperengi
1,186 ratings
Delice Delice
294 ratings
Maraz Maraz
203 ratings