,

Usta Quotes

Quotes tagged as "usta" Showing 1-30 of 33
Mehmet Murat ildan
“Bir şey bizi her zaman harabelere çeker, çünkü harabeler bize temel sorunumuzu hatırlatırlar: Geçicilik sorunu! Harabelerin arasında yolumuzun en sonunu görürüz! Basit gerçeği sana her ne gösterirse o senin usta öğretmenindir; açık gerçeği sana kim durmadan hatırlatırsa o senin iyi hocandır!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Sevgiyle yapılan her iş – bir fotoğraf olsun veya bir yemek ya da bir tablo - her zaman çok güzel görünür, çünkü sevgi bir sihirli güzellikler yaratma ustasıdır!”
Mehmet Murat ildan

“Pierwszą rzeczą, która dosłownie rzuciła mu się w oczy i dotyczyła wszystkich czterech obiektów badań, była obfitość plujek. Rozkładające się w cieple ciała w ciągu kilku minut przyciągnęły setki much. Krew wywołała tak gwałtowną reakcję żerujących owadów, jakiej Bill nie byłby sobie nawet w stanie wyobrazić. Już po chwili obsiadły go setki much szukających jakichkolwiek płynów organicznych, którymi mogłyby się karmić, oraz jakichkolwiek ciemnych i wilgotnych otworów (łącznie z nozdrzami Billa), w których mogłyby złożyć jaja. Nasz dzielny badacz szybko nauczył się, że musi owijać głowę jakąś cienką, przezroczystą tkaniną, by muchy nie wchodziły mu do oczu, uszu, nosa i ust. Podczas jednego tylko ciepłego dnia, w ciągu kilku zaledwie godzin, nosy, usta i oczy martwych ciał wypełnione zostały ziarnistą, żółto-białą masą muszych jaj. Jedna samica plujki może złożyć naraz setki jaj, a wokół każdego z nieboszczyków krążyły dosłownie tysiące samic. W majowym i czerwcowym upale – bo w tych właśnie miesiącach ułożono na terenie ośrodka ciała 1-81 i 2-81 – w przeciągu zaledwie czterech do sześciu godzin ze stert jajeczek wykluły się tysiące larw. Muchy nie były jednak jedynymi owadami, które gromadziły się wokół świeżego ciała. Już po kilku minutach pojawiły się także osy. Bill zauważył, że niektóre z nich karmiły się samym ciałem, inne zaś atakowały muchy, porywały je i odgryzały im głowy jednym szybkim kłapnięciem szczęk. Jeszcze inne jadły jajeczka much lub młode larwy wykluwające się w różnych otworach ciała.”
Bill Bass, Jon Jefferson

“Zwłoki leżały twarzą do góry – tyle że twarzy już nie było. Zniknęła również tkanka miękka z szyi, choć ramiona i dłonie pozostały praktycznie nienaruszone. Nie byłem zaskoczony brakiem twarzy, często ta właśnie część ciała znika jako pierwsza. Muchy plujki składają jaja w wilgotnych ciemnych miejscach, więc usta, nos, oczy i uszy nadają się do tego najlepiej – podobnie jak genitalia i odbyt, jeśli tylko muchy mogą się do nich dostać. Jedynym miejscem, w którym samica plujki złożyłaby jaja chętniej niż w naturalnym otworze ciała, jest zakrwawiona rana.”
Bill Bass, Jon Jefferson

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci sordu: Usta, bana bu evrendeki her kapıyı açacak bir anahtar ver! Usta yanıtladı: Anlamak, bütün kilitli kapıların anahtarıdır; bir şeyi anladığında onu yenersin!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Ustandan her zaman daha iyi olabilirsin fakat onun öğrencisi olduğun ve onun da senin ustan olduğu gerçeğini hiçbir zaman değiştiremezsin! Tohum, toprağına her zaman saygı duymalıdır!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Bir köpeğin sahibi kendi köpeğinin ustası olabilir fakat köpek de bir ustadır, bir arkadaşlık ustası!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Bir usta olmanın tek yolu önceki ustaları bilmektir!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci sordu: Ne olmalıyım, usta? Nehir, okyanus, göl veya dağ ya da ne? Usta yanıtladı: Benzersiz ol! Zaten pek çok nehir, pek çok okyanus, pek çok göl var; farklı bir şey ol çünkü dünyanın çeşitliliğe ihtiyacı var, aynılığa değil; dünyanın benzersiz yetenekli benzersiz şeylere gereksinimi var!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Eğer usta olmaya karar verdiysen, öğrenci olmaya devam etmelisin!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci konuştu: Usta, sonsuza dek senin takipçin olacağım, seni bir gölge gibi takip edeceğim! Usta konuştu: Benim bir gölgem var, ikincisine ihtiyacım yok! Bu tapınaktan çıktığında yürürken önünde hiç kimse olmasın, kendi yolundan ilerle!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci sordu: Usta, bilgelik beni ne zaman ziyaret edecek? Usta yanıtladı: Altı yıl sonra bir çarşamba günü saat 18.45'te ziyaret edecek! Öğrenci yanıtladı: Ama usta bu yanıt pek mantıklı gelmedi bana! Usta yanıtladı: Senin sorduğun soru da öyle!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci sordu: Usta, ormanda aniden bir kaplanla karşılaşırsam ne yapmalıyım? Usta yanıtladı: Tapınağın içinde aniden bir kaplanla karşılaşırsan yapacağın şeyin aynısını yap!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci sordu: Usta, ben sessizliği ve dinginliği seviyorum, gürültü ve kargaşa beni hasta ediyor! Usta yanıtladı: O zaman sen de gürültü ve kargaşada sağlıklı kalmayı öğrenip gürültü ve kargaşayı hasta et!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci sordu: Usta, sakin ve sessiz bir sokağa girince ne yapmalıyım? Usta yanıtladı: Şimdi yaptığını yapma, ağzını kapalı ve zihnini de açık tut!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci sordu: Usta, eğer bir gün senden daha bilgili hale gelirsem bana kızar mısın? Usta yanıtladı: Eğer bir gün benden daha bilgili hale gelmezsen kızarım!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci: Parlak bir ışık gördüğümde ne yapmalıyım, usta? Usta: Işığın önünü kapama, onun aydınlattığı yolda yürü!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci: Usta, sonu olmayan bir yolun sonuna nasıl varabilirim? Usta: Yanıtı olmayan bir soruya nasıl yanıt verebilirim?”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci: Usta, bu tapınakta bana düşünmeyi öğreteceğiniz söylendi ve işte ben de geldim! Usta: Sana yanlış söylenmiş! Burada düşünmeyi değil, doğru düşünmeyi öğreneceksin!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci: Usta, geleceği beklemek çok sıkıcı! Geleceği bugüne getiremez miyiz? Usta: Evet, geleceği bugüne getirmenin bir yolu var, mesela bir bıçak alıp kendini öldürürsen gelecekteki ölümünü bugüne getirebilirsin, yani bütün geleceğini bugünkü zaman getirmiş olursun!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci: Usta, iyi bir insan olmak için bir dine mensup olmam gerekir mi? Usta: Gerekli değil! Öğrenci: Peki ya gerekmeyen bir şeyi yaparsam? Usta: Gereksiz bir şey yapmış olursun!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci: Usta, tapınağınıza katılacağım, burada ne olacağım? Usta: Biz burada kütükleri alıp onlardan güzel bir ahşap heykel yaparız! Yani sen burada başka bir şeye dönüşeceksin! Öğrenci: Ama ben kütük değilim ki? Usta: Bu tapınakta önemli olan senin kendini nasıl gördüğün değil, bizim seni nasıl gördüğümüzdür!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci: Usta, duvara bakan bir adam gördüm, ama duvarda hiçbir şey yoktu, adam kesin deliydi! Usta: Belki de sen adama bakan bir duvar gördün ve adam da duvarın neden kendisine baktığını anlamaya çalışan akıllı bir adamdı!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci: Usta, yürüdüğüm yol sanki beni hiç istemiyor, bana hep korkunç zorluklar çıkarıyor! Usta: Yürüdüğün yol sende irade ve azim eksikliği saptadı! Tıpkı bir köpekten korktuğunda köpeğin sana saldırması gibi yol da sana saldırıyor! Yolu tamamlaman yola değil sana bağlı!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci: Usta, yarını bugüne getirirsek ve yarını bugün yaşarsak ne olur? Usta: Yarını bugüne getirirsen, yarın diye bir şey olmaz ve yarın geldiğinde gideceğin bir yer olmadığından yok olursun!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci: Usta, bu tapınak bana ne verecek? Usta: Bu tapınak sana hiçbir şey vermeyecek! Öğrenci: Ama ben buraya bir şeyler almaya geldim! Usta: Burada alacağın bir şey yok; her şey senin içinde, biz senin kendi içinden bir şey almana yardımcı olacağız, o kadar! Öğrenci: Ya içimde bir şey yoksa usta? Usta: O zaman hiçbir şey alamazsın!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci: Usta, mumları neden pencerenin önüne koydun? Dışarıdaki manzarayı seyretsinler diye mi? Esen rüzgâra karşı durmayı öğrensinler diye mi? Dışarıda üşüyen rüzgârı ısıtsınlar diye mi? Usta: sadece sen böyle sorular sorup zihnini çalıştır diye koydum!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci: Usta, dün bahsettiğim sorunumla ilgili bana bir çıkış yolu gösterir misin demiştim! Ama halen göstermedin! Usta: Gösterdim! Çıkış yolu bulacağından hiç şüphe etme dedim, işte çıkış yolu bu!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci: Usta, büyük bir ağaç tapınak binamızı sarmış tehdit ediyor, onu keseyim mi? Usta: Yanlış görmüşsün. Güzel bir ağaç tapınak binamız tarafından rahatsız ediliyor, tapınağı yık! 3 ayda yeniden tapınak yapabiliriz, ama 30 yılda bu ağacı yaratamayız!”
Mehmet Murat ildan

« previous 1