Anlam Quotes

Quotes tagged as "anlam" Showing 1-21 of 21
Samuel Beckett
“Bütün bu şeyler, bazı şeylerin hiçbir anlam taşımamayı sürdürdükleri gibi hiçbir anlam taşımasalar yani sonuna dek anlamsızlıkta direnseler, asla söz edilemezdi bunlardan. Çünkü hiçten söz etmenin tek yolu ondan sanki bir şeymişçesine söz etmektir.”
Samuel Beckett, Watt

Haruki Murakami
“Bir şekilde her birimiz hayatımıza devam ediyoruz, diye düşündüm. Ne kadar büyük ve ciddi bir kayıp yaşasak da, ne denli önemli bir şey elimizden alınmış olsa da ya da sadece üzerimizdeki deri aynı kalıp kendimiz tamamıyla farklı bir insana dönüşmüş olsak da, sessizce yaşamımızı sürdürüyoruz. Bizim için belirlenmiş zamanın sonuna doğru gittikçe yaklaşıyor, ardımızda bıraktığımız zaman dilimi uzaklaşıp kaybolurken ona veda ediyoruz. Gündelik hayatın sonu gelmez işini gücünü tekrar tekrar -bazı durumlarda büyük bir beceriyle- yaparak. Böyle düşününce büyük bir boşluk duygusuna kapıldım.”
Haruki Murakami, Sputnik Sweetheart

Rainer Maria Rilke
“Selam o ruha, bizi birleştirebilen!
Gerçek hayatımız simgededir ancak.
Yürür saatler küçük adımlar atarak
asıl bizim olan güne eşlik ederken.

Biz, nerde olduğumuzu bilmeyenler,
gerçek bağlantılar kurarız kendimize.
Antenleri aranır durur antenler,
boş uzaklığın getirdiyse...

saf gerginlik. Ey güçlerin musikisi!
Bütün tedirginliklere karşı sizi
sıradan işler değil mi koruyanlar ?

Ne denli çalışıp didinse de köylü,
erişemez tohumun yaza dönüştüğü
derinliklere. Topraktandır armağanlar.”
Rainer Maria Rilke, Seçilmiş Şiirler & Duino Ağıtları

Hans Blumenberg
“Eğer dünya anlamsızlaşıyorsa -bu her ne anlama geliyor ve hangi süreçlerden geçiyor olursa olsun-, bu onun yıkımına yönelik bir arzu, dünyanın varlığına ve varlıklarına duyulan müphem bir öfke uyandırıyor. İnsan hayatı bu dünya üzerinde gerçekleştiğine göre, anlam, dünyayla birlikte insandan da esirgeniyor demektir. Apokaliptik tehdit bir umuda dönüşüyor: Anlamsızlığından şüphelenilen şey, -bir kez yıkılması halinde- ardında anlamını kanıtlamış olandan başka bir şey bırakmayacak ya da bizzat anlamın oluşmasını sağlayacaktır.”
Hans Blumenberg, Endişe Nehri Geçiyor

Hans Blumenberg
“Caddelerde ve ekranlarda; gazetelerde ve kitaplarda; kürsülerde ve minberlerde -özellikle de minberlerde- tüm gayretleriyle beni kurtarmaya hazır ve sanki şimdiden harekete geçmiş görüyorum bu insanları. Benim kurtarılmaya ihtiyaç duyup duymadığımın, onlar için zerre kadar önem taşımadığını görüyorum. Bu, tarihte bir yenilik: Daha önce hiç bu kadar çok insan, başkaları uğruna, onlar istemeden harekete geçmemişti.”
Hans Blumenberg

Samuel Beckett
“Ama anlama duyulan bu ilgisizlik içinde bu anlam arayışı da ne oluyordu?”
Samuel Beckett, Watt

Bilge Karasu
“Ama sözlerin bir anlamı, bir değeri vardı hala. Onlar, -sözler, anlamları,- kolay kolay ölmüyor.”
Bilge Karasu, A Long Day's Evening

Mehmet Murat ildan
“En uzun yol, üzerinde seyahat ederken hiçbir anlam bulamadığın yoldur!”
Mehmet Murat ildan

Özge Ilık Saltık
“Kelimelerin gücünü sakın hafife alma. Sözcüklerin kendi hafızaları vardır. Her biri senin onlara yüklediğin anlamları sen ölünceye dek taşır. O kelimeyi her kullandığında taşıdığı anlam katlanır. Aranızda bir bağ oluşur. Tek bir kelime, eğer ona yüklediğin anlam tutunabileceğin kadar kuvvetliyse seni ölümün kıyısından yaşamın merkezine taşıyabilir. Bırakmak istediğin anda sana yeniden başlama cesaretini verebilir ve her düştüğünde seni en derin kuyulardan bile çıkarabilir. Tek bir kelime, seni intihara sürükleyebilir. Asla yapamayacağına inandığın şeyleri sana düşünmeden yaptırabilir. Aynada gördüğün kişiyi sana birkaç saniye içinde unutturabilir…”
Özge Ilık

Mehmet Murat ildan
“Sonlu bir varlık için sonsuz bir yolun anlamı yoktur!”
Mehmet Murat ildan

Ozan Önen
“Bazı kelimelerin sonu hayattır.”
Ozan Önen, Babam Beni Şahdamarımdan Öptü

Ozan Önen
“Kimi zaman binlerce cümlenin karşılığı, tek nefeste dudaktan dökülen bir 'ah'a denktir.”
Ozan Önen, Babam Beni Şahdamarımdan Öptü
tags: ah, anlam, nefes

Mehmet Murat ildan
“Sonu olan bir yolda, sonun ötesine geçeceğine inanarak yaşamalısın yoksa sonlu yolda yarattığın anlamlar zaman içinde anlamsızlaşmaya başlar!”
Mehmet Murat ildan

“O ömrüm boyunca hiç sevmediğim "beklemek"
artık tek yapabileceğim şeydi. Hırsımın ve aceleciliğimin hiçbir anlamı kalmamış, teslimiyetin damarında akan bir zerre olmuştum.”
Kalemzade Cengiz Yardim, Tanrı'nın Oku

“Kendince inandığı ve anlam yüklediği bir takım inançları vardı. Örneğin tekrar eden saatlerin ve sayıların, bir takım özel enerjileri olduğunu, ruhani mesajlar taşıdığına inanırdı. Gerçekçilik ile başa çıkmaya çalışan benliğinin inandığı ve sarıldığı bir şeydi bu. İnsanın dünyaya katlanabilmek için böyle inançlara, umutlara ve anlamlara ihtiyacı olabiliyordu. Kimisi hayallere, kimisi batıl inançlara, kimisi de ölümden sonraki yaşamlara inanarak yapardı bunu. Herkesin inandığı bir takım şeyler vardı şu dünyada.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“(...) ama doğru dediğimiz şey göreceli. Tıpkı ahlak, suç, aşk ve diğer konular gibi. Benim doğrularım onun için de doğru, ama dünyanın bir başka köşesine gittiğimizde bizim doğrularımız başkaları için yanlış olup çıkabiliyor. Dünyayı tüm netliği ile gösteren cümlelermiş… İşte dünyanın tüm netliği şudur: Cehennem! Yaşadığımız dünyanın anlamsızlığını anlamak ve bunları tüm netliği ile görmek, yaşayan insanın kâbusu…”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Gülemiyor ve sevginin hiçbir kırıntısını hissedemiyorsan yaşamanın ne anlamı var ki? Bir ceset torbasını boş yere sırtlanmaya hiç gerek yok…”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Bir şeylerin sonuna geldiğini hissediyordu. “Şimdi oturduğum yerden kalkıp başka şehirlere gidebilirim. Çok zengin olup dünyayı gezebilirim. Kültürleri tanıyabilir ve çeşit, çeşit insanla tanışabilirim. Hayatımın ilerisi için hedefler koyabilir, amaçlar üretebilir, anlamlar ve değerler yaratabilir ve başarı basamaklarını dörder beşer atlayabilirim…” (...) “Altmış beş yaşıma kadar çalışıp tüm başarıları elde edebilirim. Birilerine anlam yükleyip onları yanımda tutmak için her şeyimi feda edebilirim. Bir köpek sadakatiyle bağlı kalmayı öğrenebilirim. İşimde yükselmek için üstlerime boyun eğebilir, boyun eğdikçe örselenebilirim. Kazandığım paralarla dünyayı gezip farklı kötülükler, kültürlere özgü farklı şeytanlıklar deneyim edebilirim. Paranın farklı biçimleriyle farklı varoluşlar tadabilirim. Coğrafyalara özgü farklı var oluşlar! Bir insanın Türkiye’de yaşadığı var oluş ile Finlandiya’daki var oluş deneyimi aynı olmayacaktır elbette! Fakat… Bir mümin sabrıyla istediğim her şeyi elde ettikten sonra ne olacak? Tüm başarılar, hedefler ve amaçlar gerçekleştirildiğinde, anlamları tükettiğimde, erişilecek yeni bir şey kalmadığında ne olacak? Hiçbir şey… Tıpkı hayatım gibi cümlelerin hepsi anlamsız. Bir insanın nasıl ki yaşamak için suya ve yemeğe ihtiyacı varsa; kendini aldatabileceği yalanlara, anlamlara, tüm hayatını serebileceği zaman kavramına da ihtiyacı pekala var. Bir insanın nefes alması yaşadığı anlamına gelmiyor… Yaratıcı insan! Ahlak yasaları koyan, evrensel yalnızlık korkusu içinde tanrılar var eden, kendi canını her şeyden çok kutsal görebilen ve özgürlüğü için kan dökmeyi helal gören ama hiçbir zaman huzura kavuşamayan insan… İnsan olarak var olmayı ben seçmedim, ama son vermeyi seçebilirim. Kollarımdan alacağım küçük bir güç ile bedenimi öne sürerek birkaç saniye içinde tüm acılarıma, kaygılara, geçmişe ve geleceğe, kısacık bir an ile son verebilirim. Acılarımı acıyla dindirebilir ve zehri panzehir olarak kullanabilirim…”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Önünde halen büyük zorlukların olduğunu ve olmaya devam edeceğini, halen dişlerini sıkacak, başını ağrıtacak sorunların vuku bulacağını ve bazen tüm tecrübelerine rağmen küçük bir kıvılcım ile isyan ederek her şeyi yarıda bırakıp geriye dönmeyi isteyeceğini de biliyordu ama tüm bunlara rağmen çok önemli bir şey daha öğrenmişti. O da ne olursa olsun, kendine bir anlam ve dünya yarattığı ve bu yarattığı dünyanın yıkılmasına izin vermeyeceğiydi. Tekrar aynı hataları yapmayacak, aynı acıları aynı zayıflıkla karşılamayacak ve kendini tekrarlamayacaktı. Hür ve yaratıcı olacaktı.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

Mehmet Murat ildan
“Öğrenci: Usta, yaşamımda hiçbir anlam yaratamadım, şimdi ne yapmalıyım? Usta: Yaşamına anlamsız bir şekilde devam et, hiç yaşamamaktan iyidir!”
Mehmet Murat ildan