Stefan Zweig Quotes

Quotes tagged as "stefan-zweig" Showing 1-30 of 33
Stefan Zweig
“No guilt is forgotten so long as the conscience still knows of it.”
Stefan Zweig, Beware of Pity

Stefan Zweig
“Once a man has found himself there is nothing in this world that he can lose. And once he has understood the humanity in himself, he will understand all human beings.”
Stefan Zweig, Fantastic Night & Other Stories

Stefan Zweig
“All my life I have been passionately interested in monomaniacs of any kind, people carried away by a single idea. The more one limits oneself, the closer one is to the infinite; these people, as unworldly as they seem, burrow like termites into their own particular material to construct, in miniature, a strange and utterly individual image of the world.”
Stefan Zweig, Chess Story

Stefan Zweig
“I had an irresistible desire to make a last effort to awaken your memory.”
Stefan Zweig, Fantastic Night & Other Stories

Stefan Zweig
“Dünyayı işler tutan şey, umut, yalnızca umuttu…”
Stefan Zweig, Olağanüstü Bir Gece

Stefan Zweig
“Yalnızca başlangıçtaki vesileye bakmakla yetinirseniz bir sevginin gücünü yanlış değerlendirirsiniz, aslında daha öncesindeki gerilime, ruhun bütün büyük sarsıntılarına zemin hazırlayan, yalnızlığın ve düş kırıklıklarının yarattığı o bomboş karanlığa bakmak gerekir. Yaşanmamış duygular burada birikerek aşırı ağırlaşır ve değeceğine inanılan ilk kişiyle karşılaşıldığında alabildiğine boşalır.”
Stefan Zweig, Burning Secret

Stefan Zweig
“Hiçbir şey zekayı tutkulu bir kuşku kadar bileyemez. Hiçbir şey olgunlaşmamış bir zihnin bütün olanaklarını karanlıkta kaybolan bir iz kadar harekete geçiremez.”
Stefan Zweig, Burning Secret

Stefan Zweig
“Ceux qui tombent entraînent souvent dans leur chute
ceux qui se portent à leur secours.”
Stefan Zweig, Vingt-quatre heures de la vie d'une femme

Stefan Zweig
“Nothing was done to us - we were simply placed in a complete void, and everyone knows that nothing on earth exerts such pressure on the human soul as a void.”
Stefan Zweig

Stefan Zweig
“Für mich ist Emersons Axiom, daß gute Bücher die beste Universität ersetzen, unentwegt gültig geblieben, und ich bin noch heute überzeugt, daß man ein ausgezeichneter Philosoph, Historiker, Philologe, Jurist und was immer werden kann, ohne je eine Universität oder sogar ein Gymnasium besucht zu haben.”
Stefan Zweig, Die Welt von Gestern: Erinnerungen eines Europäers

Stefan Zweig
“… her bir ayrıntıyı sığ bellekten değil de, sadece yürekten gelebilecek bir berraklıkla görebiliyorum.”
Stefan Zweig, Olağanüstü Bir Gece

Stefan Zweig
“Hem çok eski hem de yepyeni, düzeneği hem mekanik hem de hayal gücüne bağlı, hem sabit geometrik bir alanla sınırlı hem de bileşimleri sınırsız, hem sürekli gelişen hem de kısır, hiçbir şeye götürmeyen bir düşünme, hiçbir şeyi hesaplamayan bir matematik, yapıtları olmayan bir sanat, maddesi olmayan bir mimari, bununla birlikte varlığıyla bütün kitap ve yapıtlardan daha dayanıklı olduğu su götürmez, bütün halklara ve bütün zamanlara ait olan tek oyun; can sıkıntısının öldürmesi, zihni açması, ruhu canlandırması için HANGİ TANRI'NIN ONU YERYÜZÜNE GÖNDERDİĞİNİ KİMSE BİLMEZ.”
Stefan Zweig, Chess Story

Stefan Zweig
“La vérité à demi ne vaut rien, il la faut toujours entière.”
Stefan Zweig, Vingt-quatre heures de la vie d'une femme

Stefan Zweig
“Her şey olması gerektiği gibi olmuştu; çünkü bazı insanlar dünyaya aşk için gelmezler, kavuşmanın acı verici mutluluklarını taşıyamayacak kadar zayıf oldukları için onlarda sadece beklentinin kutsal ürpertisi vardır.”
Stefan Zweig, Verwirrung der Gefühle, und sieben andere Erzählungen

Stefan Zweig
“Yeryüzünde hiçbir şey kuytulardaki bir çocuğun fark edilmeyen sevgisiyle karşılaştırılamaz.”
Stefan Zweig, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu & Olağanüstü Bir Gece

Stefan Zweig
“Derinlerdeki mahzenlerde, köklerin yayıldığı mağaralarda ve yüreğin karanlık kuyularında tutkunun hakiki ve tehlikeli canavarları fosforlu pırıltılarını saçarak dolaşırken, gizlice çiftleşir ve en akıl almaz biçimlerde birbirlerini parçalarken yazarların yaşamın sadece ışığın vurduğu üst kıyısını, duyguların açıkça ve kurallara uygun olarak sergilendiği kesimlerini anlatması rahatlıktan mı, korkaklıktan mı yoksa bakış darlığından mı geliyor acaba. Şeytansı dürtülerin kızgın ve tüketici soluğundan, tutuşmuş kanın buharından mı korkuyorlar, çok nazik ellerini insanlığın iltihaplı çıbanıyla kirletmekten mi ürküyorlar, yoksa yumuşak aydınlıklara alışkın gözlerini bu kaygan, tehlikeli, çürümüşlük sızan basamaklara çeviremiyorlar mı? Ne var ki bilen insan için hiçbir haz gizli olanın verdiği kadar güçlü değildir ve açıklanamayacak kadar utanç verici bir acı kadar kutsal olanı yoktur.”
Stefan Zweig, Verwirrung der Gefühle, und sieben andere Erzählungen

Stefan Zweig
“Şeytani demekle kastettiğim şey, her insanın temelinde ve özünde yatan o doğuştan gelen huzursuzluktur ve bu huzursuzluk onu kendinden çıkarır, onu kendinden alıp sonsuza, asıl olana sürükler, sanki doğa her bir ruhta, o ilk kaosun dışa vurulmamış, tedirgin bir parçasını bırakmıştır; bu parça ise gerilim ve tutku yoluyla o insanüstü, algı ötesi temeline geri dönmek ister.”
Stefan Zweig, The Struggle with the Daemon: Hölderlin, Kleist, and Nietzsche

Stefan Zweig
“Bu karanlık ne kadar korkunç, ne kadar sarsıcı, ama yine de ne kadar esrarlı ve güzeldi! Bütün bu iç içegeçen uğultuları ve çağrıları, bütün bu hışırtıları ve çıtırtıları hayvanlar mı, insanlar mı çıkartıyordu, yoksa rüzgarın hayal gibi elinin marifeti miydi?”
Stefan Zweig

Stefan Zweig
“Was bedeutet Kultur anderes, als der groben Materie des Lebens ihr Feinstes, ihr Zartestes, ihr Subtilstes durch Kunst und Liebe zu entschmeicheln?”
Stefan Zweig, Die Welt von Gestern: Erinnerungen eines Europäers

Stefan Zweig
“Erst im Unglück weiß man wahrhaft, wer man ist.”
Stefan Zweig, Marie Antoinette: The Portrait of an Average Woman

Stefan Zweig
“sana her şeyi, hepsini en baştan anlattığım için, anlatacağım için, senden rica ediyorum, beni dinleyeceğin bu çeyrek saat yüzünden yorulma, çünkü ben seni bütün bir hayat boyunca sevmekten yorulmadım.”
Stefan Zweig, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

Stefan Zweig
“sadece yalnızlık çeken çocuklar tutkularını bütünüyle, dagilmaksizin koruyabilirler, ötekiler, duygularını başkalarıyla beraberlik atmosferinde gevezeliklerle harcarlar, yakinliklarla koreltirler, aşk hakkında çok şey okumuslardir, duymuşlardır ve aşkın ortak bir kader olduğunu bilirler.”
Stefan Zweig, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

Stefan Zweig
“Het ligt niet in de menselijke aard alleen op herinneringen te teren, en zoals planten en welk schepsel dan ook voedsel uit de aarde en steeds nieuw gefilterd licht uit de hemel nodig hebben, zodat hun kleuren niet verbleken en de bloemkelken niet verwelkt hun bladeren verliezen, zo hebben ook dromen, ook dromen die schijnbaar niet van deze aarde zijn, voedsel nodig van het zinnelijke, ondersteund door tederheid en beelden, anders stolt hun bloed en de intensiteit van hun licht verbleekt.”
Stefan Zweig, Journey into the Past

Stefan Zweig
“Envejecer no significa otra cosa que no tener miedo al pasado”
Stefan Zweig, Veinticuatro Horas en la Vida de una Mujer y Otros Cuentos

Stefan Zweig
“Bu olayda açıkça gözlemlenen, bir kadının yaşamının bazı anlarında, arzu ve isteklerinin dışındaki esrarengiz güçlere teslim olabileceği gerçeğinin reddedilmesinin altında, insanın kendi içgüdülerinden ve yaradılışından gelen şeytani dürtülerden korkmasının yattığını ve bazı insanların kendilerini, "kolay baştan çıkarılabilen"lerden daha güçlü, daha ahlaklı ve daha temiz addetmekten zevk aldıklarını söyledim.”
Stefan Zweig, Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat

Stefan Zweig
“Fakat şimdi bu kaba gürültüde kendime gelmiş, geçmişte kalanları bir kez daha sırasıyla keyfini çıkararak yaşamak istiyordum, adına "hatırlamak" dediğimiz ve insanın anladığı ya da anlamadığı o kendini kandırma büyüsü sayesinde. Bunu anlamak için belki de insanın yanan bir yüreği olmalı.”
Stefan Zweig, Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat

Stefan Zweig
“Fakat önce de söylediğim gibi, tüm acılar korkaktır, kendisinden daha güçlü olan yaşama isteği karşısında geri çekilir; bedenimizdeki yaşama tutkusu, ruhumuzdaki ölme arzusundan daha keskindir.”
Stefan Zweig, Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat

Stefan Zweig
“İçim rahat ölüyorum, çünkü sen o ölümü uzaktan hissedemezsin. ölmem sana acı verecek olsaydı eğer, o zaman ölmezdim.”
Stefan Zweig, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

“Stefan Zweig eilte zu seiner Begleiterin. Sie hieß Marcelle und war mit ihr zusammen hergekommen. Eine phantastische Frau. Nichts zum Heiraten, um Himmels Willen nein, es war wohl eher eine novellistische Sache. Eine Geschichte, über die man später einmal würde schreiben können”
Volker Weidermann

“Zweig, who had made frequent journeys around Italy before World War l, was delighted to discover that "the Germans, formerly the largest contingent of travelers, are reduced to a modest number, among whom only the 'Thomas Mann German, the quiet, cultivated one' is to be found.”
Sabine Arque, The Grand Tour: The Golden Age of Travel

« previous 1