Stefan Zweig Quotes
Quotes tagged as "stefan-zweig"
Showing 1-30 of 33
“Once a man has found himself there is nothing in this world that he can lose. And once he has understood the humanity in himself, he will understand all human beings.”
― Fantastic Night & Other Stories
― Fantastic Night & Other Stories
“All my life I have been passionately interested in monomaniacs of any kind, people carried away by a single idea. The more one limits oneself, the closer one is to the infinite; these people, as unworldly as they seem, burrow like termites into their own particular material to construct, in miniature, a strange and utterly individual image of the world.”
― Chess Story
― Chess Story
“I had an irresistible desire to make a last effort to awaken your memory.”
― Fantastic Night & Other Stories
― Fantastic Night & Other Stories
“Yalnızca başlangıçtaki vesileye bakmakla yetinirseniz bir sevginin gücünü yanlış değerlendirirsiniz, aslında daha öncesindeki gerilime, ruhun bütün büyük sarsıntılarına zemin hazırlayan, yalnızlığın ve düş kırıklıklarının yarattığı o bomboş karanlığa bakmak gerekir. Yaşanmamış duygular burada birikerek aşırı ağırlaşır ve değeceğine inanılan ilk kişiyle karşılaşıldığında alabildiğine boşalır.”
― Burning Secret
― Burning Secret
“Hiçbir şey zekayı tutkulu bir kuşku kadar bileyemez. Hiçbir şey olgunlaşmamış bir zihnin bütün olanaklarını karanlıkta kaybolan bir iz kadar harekete geçiremez.”
― Burning Secret
― Burning Secret
“Ceux qui tombent entraînent souvent dans leur chute
ceux qui se portent à leur secours.”
― Vingt-quatre heures de la vie d'une femme
ceux qui se portent à leur secours.”
― Vingt-quatre heures de la vie d'une femme
“Nothing was done to us - we were simply placed in a complete void, and everyone knows that nothing on earth exerts such pressure on the human soul as a void.”
―
―
“Für mich ist Emersons Axiom, daß gute Bücher die beste Universität ersetzen, unentwegt gültig geblieben, und ich bin noch heute überzeugt, daß man ein ausgezeichneter Philosoph, Historiker, Philologe, Jurist und was immer werden kann, ohne je eine Universität oder sogar ein Gymnasium besucht zu haben.”
― Die Welt von Gestern: Erinnerungen eines Europäers
― Die Welt von Gestern: Erinnerungen eines Europäers
“… her bir ayrıntıyı sığ bellekten değil de, sadece yürekten gelebilecek bir berraklıkla görebiliyorum.”
― Olağanüstü Bir Gece
― Olağanüstü Bir Gece
“Hem çok eski hem de yepyeni, düzeneği hem mekanik hem de hayal gücüne bağlı, hem sabit geometrik bir alanla sınırlı hem de bileşimleri sınırsız, hem sürekli gelişen hem de kısır, hiçbir şeye götürmeyen bir düşünme, hiçbir şeyi hesaplamayan bir matematik, yapıtları olmayan bir sanat, maddesi olmayan bir mimari, bununla birlikte varlığıyla bütün kitap ve yapıtlardan daha dayanıklı olduğu su götürmez, bütün halklara ve bütün zamanlara ait olan tek oyun; can sıkıntısının öldürmesi, zihni açması, ruhu canlandırması için HANGİ TANRI'NIN ONU YERYÜZÜNE GÖNDERDİĞİNİ KİMSE BİLMEZ.”
― Chess Story
― Chess Story
“La vérité à demi ne vaut rien, il la faut toujours entière.”
― Vingt-quatre heures de la vie d'une femme
― Vingt-quatre heures de la vie d'une femme
“Her şey olması gerektiği gibi olmuştu; çünkü bazı insanlar dünyaya aşk için gelmezler, kavuşmanın acı verici mutluluklarını taşıyamayacak kadar zayıf oldukları için onlarda sadece beklentinin kutsal ürpertisi vardır.”
― Verwirrung der Gefühle, und sieben andere Erzählungen
― Verwirrung der Gefühle, und sieben andere Erzählungen
“Yeryüzünde hiçbir şey kuytulardaki bir çocuğun fark edilmeyen sevgisiyle karşılaştırılamaz.”
― Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu & Olağanüstü Bir Gece
― Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu & Olağanüstü Bir Gece
“Derinlerdeki mahzenlerde, köklerin yayıldığı mağaralarda ve yüreğin karanlık kuyularında tutkunun hakiki ve tehlikeli canavarları fosforlu pırıltılarını saçarak dolaşırken, gizlice çiftleşir ve en akıl almaz biçimlerde birbirlerini parçalarken yazarların yaşamın sadece ışığın vurduğu üst kıyısını, duyguların açıkça ve kurallara uygun olarak sergilendiği kesimlerini anlatması rahatlıktan mı, korkaklıktan mı yoksa bakış darlığından mı geliyor acaba. Şeytansı dürtülerin kızgın ve tüketici soluğundan, tutuşmuş kanın buharından mı korkuyorlar, çok nazik ellerini insanlığın iltihaplı çıbanıyla kirletmekten mi ürküyorlar, yoksa yumuşak aydınlıklara alışkın gözlerini bu kaygan, tehlikeli, çürümüşlük sızan basamaklara çeviremiyorlar mı? Ne var ki bilen insan için hiçbir haz gizli olanın verdiği kadar güçlü değildir ve açıklanamayacak kadar utanç verici bir acı kadar kutsal olanı yoktur.”
― Verwirrung der Gefühle, und sieben andere Erzählungen
― Verwirrung der Gefühle, und sieben andere Erzählungen
“Şeytani demekle kastettiğim şey, her insanın temelinde ve özünde yatan o doğuştan gelen huzursuzluktur ve bu huzursuzluk onu kendinden çıkarır, onu kendinden alıp sonsuza, asıl olana sürükler, sanki doğa her bir ruhta, o ilk kaosun dışa vurulmamış, tedirgin bir parçasını bırakmıştır; bu parça ise gerilim ve tutku yoluyla o insanüstü, algı ötesi temeline geri dönmek ister.”
― The Struggle with the Daemon: Hölderlin, Kleist, and Nietzsche
― The Struggle with the Daemon: Hölderlin, Kleist, and Nietzsche
“Bu karanlık ne kadar korkunç, ne kadar sarsıcı, ama yine de ne kadar esrarlı ve güzeldi! Bütün bu iç içegeçen uğultuları ve çağrıları, bütün bu hışırtıları ve çıtırtıları hayvanlar mı, insanlar mı çıkartıyordu, yoksa rüzgarın hayal gibi elinin marifeti miydi?”
―
―
“Was bedeutet Kultur anderes, als der groben Materie des Lebens ihr Feinstes, ihr Zartestes, ihr Subtilstes durch Kunst und Liebe zu entschmeicheln?”
― Die Welt von Gestern: Erinnerungen eines Europäers
― Die Welt von Gestern: Erinnerungen eines Europäers
“Erst im Unglück weiß man wahrhaft, wer man ist.”
― Marie Antoinette: The Portrait of an Average Woman
― Marie Antoinette: The Portrait of an Average Woman
“sana her şeyi, hepsini en baştan anlattığım için, anlatacağım için, senden rica ediyorum, beni dinleyeceğin bu çeyrek saat yüzünden yorulma, çünkü ben seni bütün bir hayat boyunca sevmekten yorulmadım.”
― Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
― Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
“sadece yalnızlık çeken çocuklar tutkularını bütünüyle, dagilmaksizin koruyabilirler, ötekiler, duygularını başkalarıyla beraberlik atmosferinde gevezeliklerle harcarlar, yakinliklarla koreltirler, aşk hakkında çok şey okumuslardir, duymuşlardır ve aşkın ortak bir kader olduğunu bilirler.”
― Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
― Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
“Het ligt niet in de menselijke aard alleen op herinneringen te teren, en zoals planten en welk schepsel dan ook voedsel uit de aarde en steeds nieuw gefilterd licht uit de hemel nodig hebben, zodat hun kleuren niet verbleken en de bloemkelken niet verwelkt hun bladeren verliezen, zo hebben ook dromen, ook dromen die schijnbaar niet van deze aarde zijn, voedsel nodig van het zinnelijke, ondersteund door tederheid en beelden, anders stolt hun bloed en de intensiteit van hun licht verbleekt.”
― Journey into the Past
― Journey into the Past
“Envejecer no significa otra cosa que no tener miedo al pasado”
― Veinticuatro Horas en la Vida de una Mujer y Otros Cuentos
― Veinticuatro Horas en la Vida de una Mujer y Otros Cuentos
“Bu olayda açıkça gözlemlenen, bir kadının yaşamının bazı anlarında, arzu ve isteklerinin dışındaki esrarengiz güçlere teslim olabileceği gerçeğinin reddedilmesinin altında, insanın kendi içgüdülerinden ve yaradılışından gelen şeytani dürtülerden korkmasının yattığını ve bazı insanların kendilerini, "kolay baştan çıkarılabilen"lerden daha güçlü, daha ahlaklı ve daha temiz addetmekten zevk aldıklarını söyledim.”
― Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
― Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
“Fakat şimdi bu kaba gürültüde kendime gelmiş, geçmişte kalanları bir kez daha sırasıyla keyfini çıkararak yaşamak istiyordum, adına "hatırlamak" dediğimiz ve insanın anladığı ya da anlamadığı o kendini kandırma büyüsü sayesinde. Bunu anlamak için belki de insanın yanan bir yüreği olmalı.”
― Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
― Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
“Fakat önce de söylediğim gibi, tüm acılar korkaktır, kendisinden daha güçlü olan yaşama isteği karşısında geri çekilir; bedenimizdeki yaşama tutkusu, ruhumuzdaki ölme arzusundan daha keskindir.”
― Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
― Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
“İçim rahat ölüyorum, çünkü sen o ölümü uzaktan hissedemezsin. ölmem sana acı verecek olsaydı eğer, o zaman ölmezdim.”
― Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
― Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
“Stefan Zweig eilte zu seiner Begleiterin. Sie hieß Marcelle und war mit ihr zusammen hergekommen. Eine phantastische Frau. Nichts zum Heiraten, um Himmels Willen nein, es war wohl eher eine novellistische Sache. Eine Geschichte, über die man später einmal würde schreiben können”
―
―
“Zweig, who had made frequent journeys around Italy before World War l, was delighted to discover that "the Germans, formerly the largest contingent of travelers, are reduced to a modest number, among whom only the 'Thomas Mann German, the quiet, cultivated one' is to be found.”
― The Grand Tour: The Golden Age of Travel
― The Grand Tour: The Golden Age of Travel
All Quotes
|
My Quotes
|
Add A Quote
Browse By Tag
- Love Quotes 101.5k
- Life Quotes 79.5k
- Inspirational Quotes 76k
- Humor Quotes 44.5k
- Philosophy Quotes 31k
- Inspirational Quotes Quotes 29k
- God Quotes 27k
- Truth Quotes 25k
- Wisdom Quotes 24.5k
- Romance Quotes 24.5k
- Poetry Quotes 23.5k
- Life Lessons Quotes 22.5k
- Quotes Quotes 21k
- Death Quotes 20.5k
- Travel Quotes 19.5k
- Happiness Quotes 19k
- Hope Quotes 18.5k
- Faith Quotes 18.5k
- Inspiration Quotes 17.5k
- Spirituality Quotes 16k
- Relationships Quotes 15.5k
- Life Quotes Quotes 15.5k
- Religion Quotes 15.5k
- Love Quotes Quotes 15.5k
- Motivational Quotes 15.5k
- Writing Quotes 15k
- Success Quotes 14k
- Motivation Quotes 13k
- Time Quotes 13k
- Motivational Quotes Quotes 12.5k
