Insan Quotes

Quotes tagged as "insan" Showing 1-30 of 214
Hakan Bıçakcı
“Kalabalık üreten bir yeraltı fabrikası gibi çalışıyordu metro. Tavandan sarkan paslı tüplerden, hareket halindeki siyah bandın üzerine düzenli aralıklarla et parçaları sıkılıyor, üzerlerine biraz kıl serpiştiriliyor ve bu karışım farklı renklerdeki kumaş parçalarıyla çevrilip bandın üzerinde ilerleyerek sırayla gün ışığına çıkıyordu. Farklı kombinasyonlardaki et, kıl ve kumaş karışımları caddeye doğru ilerliyordu.”
Hakan Bıçakcı, Karanlık Oda

“Kısa bir sanrıydı yaşam. Her şeyin hızla gelip geçtiği, insanın daha hiçbir şey anlamadan hiç olduğu, kısacık bir sanrıydı.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“(...) tek istediği eve dönmek ve huzurlu bir uyku çekmekti. İnsan daha başka ne isterdi ki? Sonuçta uyku çekilmez dünyaya en etkili ilaç, boğucu gerçeklikten en iyi kurtuluş yoluydu. “Uyusun insan, uyusun da kurtulsun!”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“İster insan, ister hayvan olsun hiç kimseye bu acımasız dünyada uzun süreli rahatlık yoktu.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“İnsan sevdiği yerden biraz olsun uzak kalınca, oraya ait en sevmediği şeye bile özlem duyuyordu.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Zavallıydı insan; kendi elleriyle kendini öldürüyordu. Kendine en büyük zararı yine kendi veriyordu. İnsan içindeki boşluğu dolduramıyor; ne umarsa umsun, ne yaparsa yapsın, sonunda hüsran buluyordu…”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Biraz beklemiş, masaya tutunarak yardım almış ve daha sakin bir şekilde kalkarak doğrulmuştu. Ayağa kalkabilmesiyle zafer kazanmışçasına mırıldandı.

- Yusuf Atılgan haklıymış. İnsanın bu hayatta tutunacağı bir şey olmalı.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“(...) hayat insanı en çok bağlandığı umutlardan vurmakta ve tam da bu umutlar sayesinde kişiyi yere sermekteydi.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Geçmişteki her şey, hayatımız boyunca karşılaştığımız her insan, her bir eşya ve nesne, bizi oluşturan birer fırça darbesiydi. İnsan bir resim tablosuydu. Zamanla hayatımıza giren ve çıkan her şey, resmimize bir fırça darbesi indiriyor ve bizi oluşturuyordu. Onu böyle biri yapan da bu fırça darbelerine dönüşen yaşadıklarıydı ama bazı nadir insanlar vardı ki, onlar, çevrelerinin ve başkalarının fırça darbelerine olanak tanımadan, kendi resimlerini kendileri çiziyor, kendi kendilerinin yaratıcısı olmayı tercih ediyordu.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“- Evet… Saklanıyorum. Hatta saklanıyoruz… Bizler, yalnızlar ordusuyuz ve odalarımız karargahımız. Dış dünyanın ve can sıkan gerçekliğin düşmanlarıyız. Robotlaşan dünyadan, kendi gibi olmayanları öğüten insancıklardan kendimizi soyutluyoruz. Fakat… O kutlu gün geldiğinde, karargahlarımızdan çıkacağız ve hakkımız olan mutluluğu söküp alacağız. İşte, o gün güneş gibi parlayacak, insanları alt edecek ve üst-insan egemenliğini başlatacağız. Bu yüzden saklanıyoruz ve biz istemediğimiz sürece bizi bulmanız çok ama çok zor…”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Ağızdan çıkan bir söz, bir insanı diğerinin karşısında hiç edebiliyordu”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“İnsan her şeye alışır. İnsanın zamanla alışamayacağı hiçbir şey yoktur.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“İnsanın olduğu yerde neşe geçici, kaos beklenendi.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Sanki dünyadaki tüm lisanlar, kelimeler ortadan kaldırılmış ve ileri bir medeniyetin ortasına bırakılmış ilkel bir insan gibi hissediyordu.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Karamsar insan dediklerimiz; içinde dünyanın acı gerçeklerini taşıyanlardır.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Her çeşit insanla doluydu şehir. Kahkahalar atarak yanından geçen mutlu çiftler, zikzak çizen sarhoşlar, yalnızlar, acelesi olanlar ve o… Kimi mutlu, kimi düşünceli, kimi karamsar, kimi telaşlı, kimi toprağı düşleyen yaşayan ölüydü. Hepsinin ortak noktası: Yalnızlaşan insanlardı.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Geleceğe doğru ilerlerken geçmiş şekilleniyor, yorumlar, insanlar ve dünya değişiyordu… Minik eller büyüyor, sertleşiyor ve yeni yaralar ekleniyor ardından yaralar da iyileşiyordu. Pürüzsüz bebeksi yüzler çizgi çizgi kırışıyor, gülümsemeler azalıyordu. Zamanla “her şeyi yapabilirim” inancı zihnin dar çukurlarına gömülüyordu. Yenilgilerden alınan dersler sayesinde artık “hiçbir şey yapmak istemiyorum” deniyordu. Zamanı insan kendi elleriyle yaratmıştı. Ölümü kendi elleriyle tasarladı. Milyarlarca canlının ölümüne sebebiyet veren savaşları, salgınları, fitne ve fesatlıkları; hepsi birer insan eseriydi… En kötücül ressam, en acımasız tanrıydı İnsan. Kendi türünün düşmanı ve yaşadığı dünyanın gelecekteki katiliydi… Anlamlar yakıtıydı ve sürekli anlamlar yaratarak geçerdi ömrü… Cevabı olmayan soruların cevaplarını ararken ölür, kaygılarla kuşatılır, geçmiş acımasızca boğazına yapışır ve sıkardı. İnsan hep ölür, ama mutlu bir ölüm çok az görülürdü…”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“İnsan ne kadar içindeki boşluğu tamamlamaya çalışırsa çalışsın bir şeyler eksikti her zaman. İnsan sonsuz bir boşluğu içinde taşırdı.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Geçmişte alınan kararlar uygulanış esnasında ne kadar önemsiz ve küçük görünseler de sonuç ve etkileri hiç beklenmedik bir şekilde büyük ve acı dolu olabiliyordu. İnsan yaşam denilen çizgiyi istediği yöne çekmekte özgürdü, fakat çekilen çizginin varacağı nokta o kadar belirsiz ve ucu açık oluyordu ki, yolun sonunda insanın elinde bir demet pişmanlık ve bir tutam acıdan başka hiçbir şey kalmayabiliyordu. Yaşamda atılan her bir adım kişinin düşüşünü sağlayabileceği gibi aksine engebeden düzlüğe çıkmasını da sağlayabiliyordu.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Bazen bir cümle bir insanın ayaklarını yerden kesebiliyordu. Bir cümle bir insanı hiçbir fiziki şiddete gereksinim duymadan yenilgiye uğratabiliyordu.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Mahşerde yaptıkları için Tanrı insanları değil; insanlar Tanrı’yı sorgulamalı…”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“O an, içinde hapsettiği var olma olasılığı olan Tanrı haykırıyordu.
- Affetmenin hiç mi olanağı yok?
Yüreğinde artık ona dair bir merhamet kalmayan Can öfkeyle cevaplıyordu.
- Ol desen de olmaz artık!”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“İnsan, insanın belası... Bilinç insanın en açık ve derin yarası. Varoluş dramı; ölüm kurtuluşu... Düşüş kaderi…”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“Sevgiye her zaman inanmak istesem de, sanki insanlar hep inancımı kırmaya çalışıyordu.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“İnsan mutlu değilse, acı çekiyorsa gitmek ve uzaklaşmak ister. Her şeyden, kendinden bile uzaklara gitmeyi ister. Ta ki, gitmemek isteyesiye kadar…”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

Mehmet Murat ildan
“Sonsuza dek gitmeyecek bir şeyi inşa etmek için insanoğlu neredeyse sonsuz bir enerjiyle çabalar durur! Önce kendini sonsuz yap, ondan sonra sonsuza dek sürebilecek bir şey inşa etmeye bak!”
Mehmet Murat ildan

“Benden adam olmaz. İçimdeki ‘insan’ yaşıyor!”
Selim Turan
tags: adam, insan

Abhijit Naskar
“Nefret dolu, soğuk ve dokunulmamış bir heykel gibi sağlam kalmaktansa, parçalanmak daha iyidir.”
Abhijit Naskar, Neden Türk: The Gospel of Secularism

Mehmet Murat ildan
“Azgelişmiş bir ülkeden kaçıp gelişmiş bir ülkeye gidebilirsin ve sonra bakarsın ki gelişmiş ülke de aslında azgelişmiş bir ülke! Çözüm? İster azgelişmiş bir ülkede yaşa isterse de sözde gelişmiş bir ülkede, yapman gereken şey kendini soyutlamak, kendine güvenli, huzurlu alanlar açmak, kalabalıklardan uzakta kendi yarattığın adalarda özgürlüğünü yaşamak!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“İnsan, hayvanın uzantısıdır. Hayvandaki karakter, barbarlık, ilkellik, etik olmayan her davranış ve her kötülük insanda da mevcuttur. İnsan henüz insanlaşmadı, hayvanın izleri halen duruyor ve hayvanı tamamen geride bırakmadıkça güzel bir dünya yaratmak mümkün olmayacaktır.”
Mehmet Murat ildan

« previous 1 3 4 5 6 7 8