Yara Quotes

Quotes tagged as "yara" Showing 1-12 of 12
Ece Temelkuran
“Gönlü kurakları biçeceksin ki kökünden, daha da kimseye zarar veremesinler. Yara açmaları mümkün olmasın bizim gibilerde.”
Ece Temelkuran, Düğümlere Üfleyen Kadınlar

Ece Temelkuran
“İnsan, yarası yarasına denk geleni seviyor demek ki...”
Ece Temelkuran

Mehmet Murat ildan
“Evet, faşizm korkunç bir fırtınadır fakat fırtına kırıp döktüğü şeylere çarparken ölümcül yaralar alarak kendi ölümünü de hazırlar!”
Mehmet Murat ildan

Mehmet Murat ildan
“Sana kalbindeki yaraları unutturan her şey kutsal bir iş yapar!”
Mehmet Murat ildan

Kılıç Arslantürk
“Bunlar, hayatın açtığı yaralardır" demişti dedem. "Hayatta yaralanmak, nefes almak kadar sıradandır. Yaralar iyileşir ama izleri kalır. Bu nedenle, kırışıkların olmadan yaşlanamazsın.”
Kılıç Arslantürk, Küçük Antika Dükkânı

Abhijit Naskar
“Gel, yanımda otur.
Nasıl istiyorsan, öyle olur.
İstemiyorsan konuşma, gerek yok.
Yanımdayken, sessizliğin bile sükundur.

Biliyorum, çok acıyor!
Biliyorum, bu dünya çok zalim!
Istiyorum ama soylemem - elimi tut!
Çünkü senin yaranın ilacı sadece sensin.

Senin derdin benim derdim.
Her dert insana cesaret veriyor.
Bulutlar güneş ışığının habercileridir.
Bugünün acısı yarın tacı oluyor.

Hadi gel, burada otur.
Nasıl istiyorsan, öyle olur.”
Abhijit Naskar, Amor Apocalypse: Canım Sana İhtiyacım

Abhijit Naskar
“Bugungi dard ertangi tojga aylanadi.”
Abhijit Naskar, Amor Apocalypse: Canım Sana İhtiyacım

“Geleceğe doğru ilerlerken geçmiş şekilleniyor, yorumlar, insanlar ve dünya değişiyordu… Minik eller büyüyor, sertleşiyor ve yeni yaralar ekleniyor ardından yaralar da iyileşiyordu. Pürüzsüz bebeksi yüzler çizgi çizgi kırışıyor, gülümsemeler azalıyordu. Zamanla “her şeyi yapabilirim” inancı zihnin dar çukurlarına gömülüyordu. Yenilgilerden alınan dersler sayesinde artık “hiçbir şey yapmak istemiyorum” deniyordu. Zamanı insan kendi elleriyle yaratmıştı. Ölümü kendi elleriyle tasarladı. Milyarlarca canlının ölümüne sebebiyet veren savaşları, salgınları, fitne ve fesatlıkları; hepsi birer insan eseriydi… En kötücül ressam, en acımasız tanrıydı İnsan. Kendi türünün düşmanı ve yaşadığı dünyanın gelecekteki katiliydi… Anlamlar yakıtıydı ve sürekli anlamlar yaratarak geçerdi ömrü… Cevabı olmayan soruların cevaplarını ararken ölür, kaygılarla kuşatılır, geçmiş acımasızca boğazına yapışır ve sıkardı. İnsan hep ölür, ama mutlu bir ölüm çok az görülürdü…”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“(...) ağzından çıkan her bir kelime kalbine saplanan bir bıçaktan farksızdı.”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

“İnsan, insanın belası... Bilinç insanın en açık ve derin yarası. Varoluş dramı; ölüm kurtuluşu... Düşüş kaderi…”
Tolga Gökçen, Yalnızlaşan İnsan

Abhijit Naskar
“Gel, yanımda otur.
Nasıl istiyorsan, öyle olur.
İstemiyorsan konuşma, gerek yok.
Sen yanımdayken, sessizlik bile huzurdur.

Biliyorum, çok acıyor!
Biliyorum, bu dünya çok zalim!
Söylemeyi çok istiyorum, elimi tut!
Ama, yaralarının ilk ilacı sadece sensin.

Senin derdin benim derdim,
Her dert insana cesaret veriyor.
Bulutlar güneş ışığının habercileridir.
Bugünün acısı yarın tacı oluyor.

Hadi gel, burada otur.
Nasıl istiyorsan, öyle olur.”
Abhijit Naskar, Yüz Şiirlerin Yüzüğü